Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Mozilla/5.0 AppleWebKit/537.36 (KHTML, like Gecko; compatible; ClaudeBot/1.0; +claudebot@anthropic.com)
        Haberler Yaşam HT Pazar 'Anadilim işaret'

        HT PAZAR / Dilara TORUŞOĞLU

        O hikâyesinden aldığı güçle işitme engelliler için çevirmenlik yapıyor. İki kızı var. Şimdiden ikisine de işaret dilini öğretmiş. Yaptığı iş onu manevi açıdan rahatlattığı için yüzü hep gülüyor, sempatikliğinin sırrı bu...

        Bu işi yapmaya nasıl karar verdiniz?

        Annem babam işitme engelli. Ben bir “kodayım.” Koda, annesi babası işitme engelli olan çocuklara verilen isim. Kodalar bu işi çocukluklarından itibaren yapıyor zaten. Bizim anadilimiz işaret dili. Onun için daha farklı, daha güzel yerlere götürüyoruz bu işi.

        Bu durum çocukluğunuzu nasıl etkiledi, hiç sıkıntı çektiniz mi?

        Sıkıntılı anlarım oldu tabii. Sonuçta çocuksunuz. İlkokulda anneniz ve babanız okula gelmiyor, gelse bile öğretmeninizle konuşamıyor. Başlarda bunun sıkıntısını çektim ama ortaokulda “Bununla gurur duymalıyım, sonuçta onlar benim gibi bir çocuk yetiştiriyor” diye düşündüm.

        Manevi açıdan da rahatlatıcı oluyordur hayatınızı bu şekilde kazanmak...

        Bir topluluğun yeni şeyler öğrenmesine yardımcı olmak inanılmaz... Devam etmemin en büyük nedenlerinden biri bu. Bir şekilde geleceğe de yatırım yapmış oluyorsunuz, ileride doğacak işitme engelli çocuklar için... Çünkü çok fazla sıkıntıları var aslında. Unutulmuş bir engel grubu, onlar için yapılan çok az şey var. Fakat onların eğlence alanları belli zaten, televizyon ve internet. Ellerindeki kaynaklar çok sınırlı. Televizyon bir yandan onlar için en önemlisi. Ekranlarda bizim gibi çevirmenlerin artması demek, onların çok daha farklı konularda bilgi sahibi olması demek. Eskiyle kıyasladığımda ben artık bir işitme engelli arkadaşımla oturup bazı konuları tartışabiliyorum. Onlardaki bu gelişmeyi ve kültür artışını görmek, yaptığım işin ne kadar güzel olduğunu bana tekrar tekrar hatırlatıyor...

        ÜNLÜLERE İŞARET DİLİNDE LAKAP

        Konuşulan konu psikoloji olabilir, tıp olabilir; özel terimleri nasıl çeviriyorsunuz?

        Özel isimlerde mecburen harf harf yazmak zorundasınız ama şöyle bir durum da var; Okan Bey’den bahsederken kullandığımız bir lakap var, onu yaptığımızda Okan Bey’in konuştuğu anlaşılıyor. Sadece Okan Bey için değil tabii başka ünlüler için de belirlediğimiz işaretler var. Bu lakapların olmadığı insanlar konuşurken yine harf harf yazmanız gerekiyor. Psikolojik terimlerdeyse bazılarının henüz işaret dilinde karşılığı yok. Onun anlamını açıklayarak devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Örneğin depresyon; depresyon diye yazarsanız zaten o kelimeyi bilmediği için anlamayacaktır. Fakat onu açarak anlatırsanız, o zaman daha net anlaşılır.

        Çeviri yaparken duygusal anlar yaşadığınız oluyor mu?

        Oluyor kesinlikle. En son Melis için düzenlenen ilik kampanyasında çok fazla mesaj geldi ve kan verip bağışçı olmak istediklerini söylediler. O mesajları görünce gerçekten inanamadım. Demek ki istenince bir şeyler başarılabiliyormuş. Bazen çok komik anlar da oluyor.

        Esprileri nasıl anlatıyorsunuz peki?

        Aslında işaretlerimizin yanında mimiklerimiz de çok önemli. Biz mimiklerimizi ne kadar belirginleştirirsek o kadar anlam ifade ediyor.

        Günlük hayatta konuşurken kendinizi kaptırıp ellerinizle çeviri yaptığınız oluyor mu?

        Ellerim zaten hiç durmaz. Sürekli hareket halinde. Ellerimi kullanmadan rahat konuşamıyorum. Bu bağımlılık gibi bir şey artık...

        ‘Siz o kadınsınız’

        İnsanlarda size karşı bir sempati var, sürekli çok güler yüzlü olduğunuzu ve hatta programı izlerken bir yandan da sürekli size baktıklarını söyleyenler oluyor. Dışarıda başınıza hiç böyle ilginç bir olay geldi mi?

        Bir keresinde eczaneye gittik, işitme engelli bir arkadaşımla ilaç alacaktık. O sırada eczacı fark etmedi fakat arkamdan bir kadın, “Siz o kadınsınız” dedi. İsmim “o kadın” kaldı artık. İngilizce konuşup anlaşmak mümkünse, işitme engellilerle de aynı şekilde iletişim kurulması gerekli.

        Küçük yaştaki işitme engellilerin eğitimini desteklemek ne tür çalışmalar yapılıyor?

        Türkiye’de 0-6 yaş için sadece 1 tane anaokulu var. Onun dışında işitme engelliler için ilköğretim, ortaöğretim ve liseler var. Burada işitme engelli çocukların hepsi eğitim alıyorlar fakat bazı aileler kaynaştırma yapmak istedikleri için normal okullara da verebiliyorlar. Ama işitme engelliler için bir üniversite yok maalesef. Bazı üniversitelerde bölümleri var, yok değil ama yine de çok çok az.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ
        Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.
        Bu çeviride Google Translete kullanılmıştır. Anlam ve çeviri hatalarından haberturk.com sorumlu değildir.