Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

23 milyar dolar olan tarımsal üretim hasılası 61 milyar dolara çıktı. Bu rakam bütün Avrupa ülkelerinin üzerinde. Dolayısıyla Türkiye 2008 yılından beri tarımda Avrupa’nın birincisi dünyanın da sekizinci ülkesi durumunda

Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile hafta sonunda Yalova’da ve Bursa Karacabey’de bazı açılışlara katıldım. Mehdi Eker, 14.yy’da Osmanlı’dan kalma TİGEM’e ait Karacabey Çiftliği’nde basın mensuplarıyla bir sohbet de yaptı. Hem burada hem de gezi sırasında soru sorma imkânı bulduğum Mehdi Eker, bakanlığının bir bilançosunu çıkardı. Tarımsal reformların sonuçlarını vermeye başladığını, verimliliğin arttığını, arazi bölünmelerinin önüne geçildiğini ve arazi toplulaştırmasının başladığını belirten Mehdi Eker Türkiye’nin tarımsal üretimde Avrupa’da 4. sırada iken 2008 yılından beri 1. sıraya yükseldiğini açıkladı. Türkiye 61 milyar dolarlık tarımsal üretimle Avrupa’da ilk, dünyada ise 8. sırada bulunuyor. Ekonominin tarım kesimi 2023 gelmeden dünyada ilk 10 içine girebilmiş.

Tarım Bakanı Eker’in sorulara verdiği yanıtların özeti şöyle:

- Gıda fiyatları normal seviyelerine nasıl gerileyecek?

Tüketici fiyatlarının yükselmesinde lojistikten, perakende zincirine ve hal sistemine kadar birçok faktör rol oynuyor. Tüketici fiyatları yüzde 14 artarken, tarım üretici fiyatları yüzde 6-7 artıyor. Burada bir makas var. Tüketicinin ödediği para çiftçiye değil, aracıya gidiyor. Bizim ürün piyasalarının hiçbirinde derinlik yok. Bu genel sistemle ve sektörlerin yapısıyla ilgili bir durum. Bir kurul oluşturduk. Bu kurul hangi halkada aksaklık olduğunu araştıracak. Önerilerini getirecekler ve karar vereceğiz.

- Gıda denetimleri ve gıda güvenliğinde ne yapıyorsunuz?

Son bir yılda 560 bin gıda denetimi yaptık. 5.500 kişi sahada olmak üzere bakanlıkta 25 bin kişi gıda ile ilgili çalışıyor. Alo 170 Gıda Güvenliği hattına şikâyetleri bekleriz. Biz risk bazlı denetimler yapıyoruz. Tarlada başlıyor kontrollerimiz. İlaç kalıntılarıyla ilgili olarak. AB bizden aldığı domateste analizi kaldırdı. Rusya da ithal ettiği ürünlerde analiz sıklığını azalttı. 180 destekleyici ürünün Türkiye’ye girişi ve satışı yasaklandı. Zirai ilaçların satışı reçeteye bağlandı. Üretici kullandığı ilaçların kaydını tutmak zorunda. Gıda güvenliğinde bilgisizliğe de, bilgi kirliliğine de çok dikkat etmek lazım. Burada hem üreticilere hem de tüketicilere büyük haksızlık yapılıyor. Haksızlık üreticide gereksiz yere suçlama, tüketicide ise “Biz zehir mi yiyoruz” kuşkusuna düşürme şeklinde oluyor.

- Et üretimini artıracak ne yaptınız?

Anadolu koyun coğrafyasıdır. Küçük baş hayvancılığa yeniden dönüş yaptık. Burada sürü yönetimi eksikliğimiz var. Çobanlık çok önemli bir meslektir. Nitelik ve eğitim gerektirir. Sürü yöneticisi eğitimi programı başlattık. Çoban adaylarına 120 saat sürü yönetimi dersleri verdik. Eğitimini tamamlayan çobanı kim istihdam ederse yılda 5 bin lira destek veriyoruz. Bu programa 1.000 civarı katılım oldu. 2002’de 31.8 milyon küçükbaş hayvan sayısı 42 milyonu geçti. Sığır varlığımız da yüzde 50 artarak 15 milyona çıktı.

Özel sektörü teşvik etmenin sonucunu da aldık. Türkiye’de 2002’de içinde 50’den fazla büyükbaş hayvan bulunan çiftlik sayısı 4.300’dü. Bunu 2013 sonunda 31.500’e çıkardık. 50 ve üzeri büyükbaş hayvancılık yapan işletme sayısı 27 bin arttı. Bu verimlilik ve tarımsal yenilenme açısından çok önemlidir. Yoksa milyonlarca işletmenin olduğu bir yerde hangi önlemi alıp hangi politikayı uygulayacaksın?

‘10 bin bilgisayarlı personelle 36 bin köyü izliyoruz’

- Verimliliği artırmak için ne yapıyorsunuz?

Tarımda işletme verimliliği en önemli sorunumuz. O da ölçekle ilgilidir. Ölçeğin büyüklüğüne uygun altyapı sistemleri kurmak maliyetleri düşürüyor. Maliyet düşerse verimlilik artıyor. Bunun için işletmelerin büyük olması lazım. Türkiye’de ortalama işletme büyüklüğü 60 dönüm. 3 milyon işletme ve 32.5 milyon parselde bu şu anlama geliyor: Bir işletme yaklaşık 12 parçadan oluşuyor. Tamamı ise 60 dönüm. 60 dönümü 10’a böldüğünde 6 dönüm çıkıyor. 40 milyon hissedar var. 76 milyon vatandaşın 40 milyonu tarım arazilerinin hissedarı. Bunların büyük kesimi şehre gelmiş. Bölündüğü için araziler karnını doyurmuyor. Arazilerin toplulaştırılması yönünde tarihsel adımı attık. Bir çiftçi vefat ettiğinde arazisi artık bölünemiyor. Parçalılığın yol açtığı maliyet yıllık 17 milyar liralık kayıp. Bundan sonra şimdiye kadar bölünenleri de toplulaştırma zorunluluğumuz vardı. 45 milyon dönüm araziyi toplulaştırdık. 20 milyon dönüm de 2015’te bitecek. 65 milyon dönüme ulaşacağız. 2023’e kadar planladığımız ise 140 milyon dönüme ulaşmak. 40 yılda yapılanın 10 katını yaptık toplulaştırmada.

Tarım Bilgi Sistemi, arazi toplulaştırma sonunda havza modeli oluşturulacak. Sonra kırsal kalkınma ve verimliliği artırmaya dönük adımlar atılacak. Yaptığımız sistemi reforme etmek. Toprağımızı bölmeyeceğiz ki, bölecek ekmeğimiz olsun.

Tohum üretimini 150 bin tondan aldık 750 bin tona getirdik. Tohumculuk verimliliğin yüzde 25’ini oluşturuyor. Bu sayededir ki verimlilik ve üretim arttı.

Türkiye de tarım hasılası 23 milyar dolardan 61 milyar dolara çıktı. Tarımda son 10 yılda AB yıllık yüzde 0.2 büyürken, biz yüzde 2.4 ile onun 10 katı büyüdük. 61 milyar dolarlık tarımsal milli gelirle Avrupa’nın en büyük tarımsal üretimine sahip olduk. Avrupa’da 4. sıradaydık,1. sıraya yükseldik.

- Bundan sonra ne yapılmalı?

Tarımın önemli altyapı sorunları çözüldü, artık sürdürebilirlik önemli. Bilgi ve teknik altyapı kullanılarak hasılayı artıra artıra gidebilirsiniz. Kuraklık olan arazileri de sulamaya açtığımızda, GAP ve KOP bölgesinde 30 milyon dönüm var, tarımsal üretimde iyice rahatlarız. Önümüzdeki dönemde Türkiye mutlak surette sulanabilecek arazilerini sulamaya açmalı, mevcut başlatılan projeleri ve reformları da sürdürülmelidir. İşletme yapısıyla tekrar geriye gitme şeklinde oynanmamalı.

Tarım bilgi sistemi kurduk. 2007’den beri 10 bin kişiyi aldık. Formasyonunun gerektirdiği eğitimi verdik. Şu anda bütün tarımsal ve hayvansal varlıkları anlık olarak sahadaki 10 bin personelle izliyoruz. Bir süre sonra çiftçiler de bu verileri göreceği için, patates ekimi fazla ise ona göre kararını verecek. 32.5 milyon parselin her birine bir kimlik numarası verdik. Her çiftçi kaç parsele sahip ise o parsel numarasını girdiğimde ona ait bilgilere ulaşabiliyorum. Denizden yüksekliğinden, eğimine kadar bilgiye sahibiz. Destekleme almaya gelen çiftçinin hangi parselde ne kadar ürün aldığını ben bu sistemimle kontrol ediyorum.

TİGEM’in cirosu 550 milyon TL

- 38 tarım işletmesinin durumu nedir?

38 tarım işletmesinde 6.274 kişi çalışıyor. Kirada olan 19’u toplam arazinin yüzde 8’ini oluşturuyor. Kuruluş amacı anaç hayvan yetiştirmek ve tohumculuk. 373’ü anaç olmak üzere toplam 1.000 atımız var. 68 bin baş ana olmak üzere 150 bin baş koyun ile 11 bin baş ana olmak üzere 26 bin sığır besleniyor. TİGEM’in bu yılki cirosu 550 milyon liradır. Bütçeden pay almıyoruz ve az da olsa bir kâr ediyoruz.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar