Yıl ikiye ayrılır
Yeni yıla devrettiğimiz en önemli ekonomik sorun şirketlerin mali durumu. Şirketler aşırı borçlu ve bu borç da daha çok döviz üzerinden. Kurun her önemli oynaklığı şirketlerin finansal durumunu ve bilançosunu sarsıyor, döviz açık pozisyonu olanları batırıyor veya zararını büyütüyor.
-Nitekim Ağustos 2018’de TL karşısında doların yüzde 90, Euro'nun yüzde 74 ve sepet kur bazında yüzde 82 kadar artması bazı şirketleri uçurumun kenarına getirdi. Bazı şirketler konkordato ilan etmek zorunda kaldı.
-Daha sonraki aylarda alınan önlemler ve dış politikada pozitif gelişmelerle kur geri geldi. Artışlar yıllık olarak dolarda yüzde 39’a, Euro'da 33’e ve sepet kurda yüzde 36’ya indi. Ancak yüzde 30’u aşan bir kur artışı da çok ciddi bir artış.
DEĞİŞECEK TABLO
-Çünkü şirketlerin dövizdeki açık pozisyonu 200 milyar doların üzerinde.Kurda kalıcı her yüzde 10’luk artışın karşılığı 20 milyar dolarlık ilave yük. Hesabının yapılması bile ürkütücü. Neyse ki şirketlerin gerçek açık pozisyonu daha düşük ve muhtemelen görünen rakamların yarısı düzeyinde.
-Ancak bu durumda bile yüzde 10’luk kalıcı kur artışı 100 milyar dolarlık açık üzerinden şirketlere asgari 50 milyar lira yük getiriyor. Yüzde 40’lık artışın kalıcı olması halinde getireceği kaba yük yaklaşık 200 milyar lira. Şirketler kesiminin özvarlığının yarısı erir gider.
-Düzeltilmesi ve değişmesi gereken tablo bu. Şirketler öz sermayelerini mutlaka güçlendirmeli. Borçlanmaları hız kesmeli. İşlerini ve yatırımlarını yaparken daha fazla öz kaynak kullanmalı. Ekonominin orta ölçekli dalgalanmalarında hemen kırılmamalılar. Dövizdeki açık pozisyonları da mutlaka küçülmeli ve izlenmeli.
GÜÇLENMENİN YOLU KONSOLİDASYON
-Bunun olabilmesinin yolu şirketler kesiminde konsolidasyona gitmek. Sermayesi yetmeyenlerin birleşmelere yönelmesi, şirket sayılarının azalması, operasyonel giderlerin düşürülmesi ve karlarının artması gerekir ki,şirketler kesimi güçlenebilsin. Bu da fiili veya yasal bir şekilde şirketlerin değişime zorlanması ve konsolidasyona tabi tutulması ile mümkün.
-Tıpkı bankaların 2001 krizinde yeniden yapılandırılmasında olduğu gibi. Bu yapılabildiği içindir ki, hem küresel krizde hem de 2018 türbülansında bankalar güçlü kaldı ve ekonomiye destek verebildi.
-Tarif ettiğimiz bu değişim de aslında Yeni Ekonomik Program’da yer alıyor. Yeniden dengelenme önemli ölçüde tamamlandığına göre sırada değişim var. 2019’da da yerel seçimlerin ardından muhtemelen gündemde bu değişim olacak.
YAPISAL ADIMLAR SEÇİM SONRASINA
-Bu nedenledir ki 2019 yılı ikiye ayrılacak. Merkezi yönetimin bütün dikkatini toplamasından dolayı yerel seçimlere kadar yeniden yapılanma konusunda bir şey yapılmayacak. Mevcut yapıya dokunulmayacak ve durum idare edilecek.
-Sonrasında ise kesintisiz 4 yıllık bir icraat dönemi başlayacak. Bütün dikkatler en acilinden başlayarak yapısal sorunlara ve reformlara döndürülebilecek.
-Atılacak adımlar, yapılacak reformlar yeni beklentiler yaratabilir. Özellikle de hükümetin güven ortamını yeniden inşa etmeyi denemesi halinde. Bu durumda yılın ikinci yarısı yeni ekonomik yapının ve icraatların fiyatlanmasına başlanabilecek bir dönem olabilir.
-İcraatsızlık veya yanlış adımların gündeme gelmesi hali ise yeni bir türbülansın yaşanmasına yol açabilir. Mevcut sorunlar daha derinleşir.