Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bu maçı izlemek de, yorumlamak da, yazmak da müthiş bir keyifti. Bütün izleyenlerin, maçın her dakikasının heyecanını sahadaki oyuncular kadar yüksek yaşadığı bir maç oldu.

        Lyon takımı bu kupanın şüphesiz en iyi takımlarından bir tanesi. Zor bir rakip olarak çektik. Fakat onlar açısından da aynı şey geçerliydi. Beşiktaş da bu kupanın en zor ekiplerinden bir tanesiydi. Lyon’daki maçı çok doğru oynadık ve elde ettiğimiz skorun avantajıyla Vodafone Arena’ya çıktık. Burada da bu seviyelerde oynanması gerektiği gibi oynadık. Bazen oyunu kontrol ettik, bazen rakibin baskısı altında kaldık, bazen istediğimiz oldu, bazen istemediklerimiz... Ama bu maç için en önemli şey olan dengeli oynayabilmeyi başarabildik. Avrupa kupaları sürecinde elde ettiğimiz tecrübeleri bu maça yansıttık. Sakin kalabildik. Doğru savunma yapabildik. Oyun düzenimizi kontrollü bir şekilde sahaya yansıttık ve maçı uzatmaya kadar götürebildik. Bu maçı zora sokabilecek bireysel hatalardan da uzak durduk.

        Bu seviyelerde performanslar ve maçlar böyle olur. Lyon çok tehlikeli bir takım. Yapabileceklerini elbette biliyorduk. Oyunu zorladıkları ve problem yaşayabileceğimiz dönemlerde iki tane faktör ortaya çıktı. Birincisi, Lacazette’in vuruşlarında kale direkleri; ikincisi de maçın kahramanı diyebileceğimiz Fabri. İlk maçın özrünü alkışlanacak şekilde bu maçta ortaya koydu. Yaptığı kurtarışlar, çizgiden çıkardığı toplar olağanüstüydü. Maçı uzatan Beşiktaş’ı sahada ayakta tutan adam oldu.

        Bir de elbette Talisca. Dün kendisinden beklenenleri, skor anlamındaki etkinliğini ve becerilerini ortaya koyarak Beşiktaş’ı tur ümidine taşıdı. Ama uzatmalarda kaçırdığı golle de aldığını geri verdi.

        Sonrası penaltılar... Penaltılar her zaman sonucu kestirilmesi zor atışlar ve maalesef burada istediğimiz gibi bitiremedik.

        Kazanan taraf omayı çok istedik. İstemenin ötesinde kazanmak için yapılacak her şeyi de en iyi şekilde yaptık. Maç bitiminde kaybeden taraf gibi görünsek de kazanan taraf kadar da mutluyuz. Çünkü müthiş bir Avrupa serüveni yaşadık. Her maçın her dakikasını sonuna kadar başarıyla oynadık. Bu kadar güzel bir sürecin sonunda da kaybetmeden elendik. Bu serüven ayakta alkışlanır. Biz de öyle yapıyoruz. Ayağa kalktık, ellerimiz, avuç içlerimiz patlayıncaya kadar Beşiktaş’ı alkışlıyoruz.

        Diğer Yazılar