Kıdem tazminatında Türk-İş'in ciddiyetine inanmıyorum
Türk-İş Genel Kurulu'nda beklendiği gibi Mustafa Kumlu yeniden başkan seçildi. Ancak Türk-İş sanki sendikacılık yapıyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor ki bu doğru değil. Öte yandan kıdem tazminatı konusunda da ciddi değiller
Türk-İş 21. Genel Kurulu tamamlandı. 362 delegenin oy kullandığı genel kurulda mevcut başkan Mustafa Kumlu 223 oyla yeniden başkan seçildi. Diğer başkan adayı Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise 127 oyda kaldı. Böylece Kumlu ve ekibi 4 yıl daha Türk-İş'in başında olacak. Tes-İş Genel Başkanı olan Mustafa Kumlu, bilindiği üzere AK Parti'nin kuruluş çalışmalarında Tes-İş toplantı salonlarını açarak partinin kuruluşuna destek vermişti, şimdi bunun semerelerini toplamaya devam ediyor. Kumlu'lu Türk-İş'te dostlar alışverişte görsün tavrıyla sendikacılık yapılıyor. Yüzde 3-4'lük zamlarla imzalanan toplu iş sözleşmeleri bile başarıymış edasıyla kutlanıyor. Bırakın grevi, toplu iş sözleşmesi zamanlarını bile artık kimse bilmiyor, haber konusu bile olmuyor.
Ülkenin 15 milyon çalışanına karşı (Türk-İş, DİSK ve Hak-İş üyeleri dahil) sadece 700 bin kadar sendikalı işçinin olduğu bir ülkede Türk-İş Başkanı, "Kıdem tazminatı kaldırılırsa veya fona dönüşürse genel greve gideriz" diyor ama bu konuda ciddiyetine gerçekten inanmıyorum. Ortada genel grev yapacak Türk-İş yok. İkincisi de 300-400 bin üye ki tamamı kamu işçisidir, genel greve falan katılmaz. Katılsa da katılanların 15 milyonluk çalışan içindeki oranı sebebiyle etkisi olmaz. Son olarak da ekleyeyim, umarım doğru değildir ama gelen haberlere göre, Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak ile hükümet, "Kıdem Tazminatı Fonu" konusunda detaylar konusunda bile anlaşmışlar.
YENİ SENDİKACILIK ANLAYIŞI GELMELİ
Emek-sermaye mücadelesinde 1980 yılından beri hep kaybeden, mevzilerini geri çekenler işçiler oldu. Bu süreçte en büyük zararı da sadece bu dönemde değil 30 yıllık dönemde hep iktidar yandaşı sendikacılar verdiler. Sendikacılar genelde emek ile dayanışma yerine, üyeleri için hükümetlerle dayanışma içine girdiler ve kaybettiler, kaybetmeye de devam ediyorlar. Halen TBMM'ye sevk edilmeyi bekleyen yeni "Toplu İş İlişkileri Kanunu" bunu bir miktar sona erdirecek gibi görünse de asıl sorun emeğin birlik olamamasıdır. Bilinçli, sınıfını bilen emek sınıfı olmadan da emeğin milli gelirden aldığı pay nasıl 1980'de yüzde 42 iken şimdi yüzde 17 ise bu düzen devam ettikçe daha da aşağılara doğru inecektir.
KEY listelerini kontrol edin
Eski bir devlet memuru olarak KEY'in hüküm sürdüğü 1987-1995 yılları arasında aralıksız çalıştığım ve hiç eksik
KEY'im olmamasına karşın ilk listede adıma 67.38 lira çıktı. İtirazdan sonra bu rakama 29.43 lira daha ilave edildi.
Son olarak geçen hafta yeni çıkan kanun sebebiyle tekrar o tarihlerde çalıştığım kamu kurumlarına yaptığım itirazlardan sonra rakamıma 946.36 lira daha ilave edildi. Gerçi hâlâ eksik var, zira ana para kısmı 6.53 lira olmalıydı ama toplamı 5.53 lira olabildi. Buna da şükür. Sizler de www.keyodemeleri.com web sayfasından kontrol edin.