Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Emirhan Ergün, Erhan Karayer, Bülent Uzun, Murat Akça, Sinan Osmanoğlu, Uğur Parlak, Çetin Güngör, Sebahattin Usta, Okan Sarı, Umut Sözen, Serdar Eylik, Fatih Kaldan, Mert Özkaptan, Emre Turan, Ömer Sümer, Şahin Aygüneş ve Ayhan Güçlü.

        Kim mi bunlar? A Genç Milli Futbol Takımımız. Şöyle ki... 10 yıl önce Rusya karşısında Ay-Yıldızlı formayı giyen 18 yaş grubu gençlerimiz.

        Şimdi ne durumdalar? Tutunamadılar!

        Evet... 10 yıl önce “yarınlarımız” diye Milli Takım’a çağırdığımız bu oyuncuların tamamına yakını piyasada yok. Kimi futbolu bıraktı. Kimi alt liglerde oynuyor. Kimi ise amatör kümede top koşturuyor.

        Şu da var. Her biri 60’şar, 70’şer kez genç milli oldu. Mesela Erhan Karayer 75, Umut Sözen 73, Murat Akça 68 defa bu büyük onuru yaşadı.

        Bu ekip o dönem başarılı işlere de imza attı. Bir yıl içinde oynadığı 29 maçın 19’unu kazandı. Sadece 3’ünde yenildi. Belçika, Hırvatistan, Rusya, Ukrayna gibi güçlü rakipleri dize getirdi.

        Ama ne yazık ki, öncesi ve sonrasında olduğu gibi... Bu jenerasyon da tam bir hayal kırıklığı yaşadı.

        İşin özü şu: Futbolumuzdaki çarpık politika yüzünden... Gençlerimiz bozuk para gibi harcanıyor.

        Çünkü... Ülkemizde altyapıya verilen önem, sıfırın biraz üstünde! Doğal yetenekleriyle bir yerlere gelebilen gençlerimiz, belli bir noktadan sonra beceriksiz yöneticiler ya da teknik adamlar sebebi ile bir kenara itiliyorlar.

        Yoksa belli bir yaşa kadar dünyanın en iyilerini bozguna uğratan kardeşlerimiz... Sonra nasıl böyle ortadan kaybolurlar!

        Ülkemizde son 20 yılda kaç oyuncu vitrine çıktı? Az. Yok denecek kadar az.

        Evet! Temele inmek gerekiyor. Bunun için de Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok! Dünya futbolunda gelişmiş ülkelerde ne yapılıyorsa... Bizde de o yapılsa yeter.

        Örnek... Almanya 16 yıl önce yeniden yapılanmaya gitti. Bu doğrultuda 2002 ile 2017 yılları arasında altyapı için 1 milyar Euro’ya yakın yatırım yaptı. Her yıl için ortalama 67 milyon Euro harcadı.

        Ülkemize dönelim. Bizde yayın ihalesi sonucu kulüplere aktarılan para yıllık 500 milyon dolara ulaştı. Demem o ki... Mevzuatta düzenleme yapılırsa bu iş çözümlenir. 500 milyon doların sadece yüzde 15’i yani 75 milyon doları altyapı için harcansa... Almanya ya da Belçika benzeri hamleler yapılsa... Türkiye Futbol Federasyonu gözetiminde iyi bir eğitim hamlesi başlatılsa... Sürünen futbolumuz, ayağa kalkmaz mı! Gerçek anlamda patlama olmaz mı! Yeni yıldızlar ortaya çıkmaz mı! Futbolumuzun marka değeri artmaz mı! Fırtına gibi bir A Milli Takım oluşmaz mı! Tarihe geçecek bir jenerasyon yakalanmaz mı!

        Ama! Benimki de laf... Futbolumuzda belli koltukları işgal eden malum yöneticiler olduğu sürece... Genç yeteneklerimizi dışlarız. Kulüpleri babamızın malı gibi kullanırız. Cambaz menajerlere paraları kaptırırız. Kapalı kapılar ardında atraksiyon yaparız. İçi geçmiş yabancılara kucak açarız. Paraları har vurur harman savururuz. Koltuğu kaptırmamak için bin takla atarız. Kulüpleri batırırız. İndiragandilere seyirci kalırız. Altyapıları para tuzağı haline getiririz. Ahbap-çavuş ilişkilerle günü gün ederiz. Tesadüfi başarılarla gönül eğleriz.

        Sonra da... Lucescu’dan medet umarız!

        Diğer Yazılar