Dible
Gazetemizin haftasonu ekonomi sayfasını incelerken, dikkatimi çeken ve haberin tamamını da okuyunca beni mutlu eden Afyonkarahisarlı Kiraz üreticilerinin haberi idi. Yöreye özgü Napolyon Kirazı üreticileri son on beş yılın en verimli rekoltesini aldıklarını Rusya ve İran başta olmak üzere mahsulün çok değerli bir fiyat politikasıyla yurt dışına pazarlandığını ve bu ihracatının üreticinin yüzünü güldürdüğünü söylüyordu.
İçinde bulunduğumuz yaz mevsiminin en güzel meyvelerinden olan Kiraz, sadece lezzeti değil güzel zarif görünüşüyle de insanların ilgisini çeken sapından, çöpüne kadar ayrıca da insanlar için bir şifa kaynağı olduğu da bilinmektedir. Pazarlarda her ne kadar kırmızı renkli olanı hakim olarak tezgahlarda yer alsa da beyaz da denilen sarı kirazlar bulunmaktadır.
Anadolu’nun genelinde çoğunlukla meyve olarak tüketilir. Kokusu olmamasına rağmen sarı kirazdan kahvaltı sofralarını zenginleştirmesi için reçel de yapılır. Kehribar gibi parlamasıyla nefis bir görünüşü vardır.
TURŞUSU DA VAR
Anadolu’nun genelinde meyve olarak tüketilir dedik ama, M.Ö. 70 yılında Romalı General Lukullus’un gelip geri dönerken yanında götürdüğü fidanlarıyla dünyaya buradan yayıldığı düşünülen ve adını kirazdan alan Giresun ilimizde kirazın çeşitli yemeklerinin yapıldığı bilinmektedir. Bunların içinde en bilineni yine beyazında yapılan kiraz diblesidir. Kaynaklara göre kavurması ve turşusu da yapılmaktadır.
Dible, Karadeniz’e özgü ve yaygın bir yiyecek bir tür pilavdır. Öyle ki pilavın içine bulabildiğiniz her türlü ot, mantar, sebzeler, meyveler, baklagiller hatta özelikle hamsi olmak üzere balık dahi ilave edebilirsiniz. Dible yemek olarak yenildiği gibi ikindi çaylarında kısır gibi de ikram edilir.
Özellikle karalahana diblesi çayla en yaygın sunulanıdır. Kirazın kavurması da salamura haline getirildikten sonra tereyağına kavrulmuş soğana ilave edilerek suyunu çekinceye kadar kavrulup hazırlanıyor. Bu lezzet harikası genellikle kahvaltıda yeniliyor.
Olağanüstü lezzet ve yörelere göre zenginliğiyle tarihsel yapısı içerisinde incelendiğinde çok daha önemli değerlere sahip olduğunun ortaya çıkacağına inandığım Türk Mutfağı’nın kaybolmaya yüz tutmuş birikimlerinin daha fazla yok olmaması dileğimle.
Sevgiyle kalın, ağız tadıyla yaşayın...
