Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yukarıdaki soruyu Dr. Tuba Mutluer’e yönelttim. “Ebeveynler çocuklarına sorumluluk duygusunu 2-3 yaşlarında öğretmeye başlayabilir” deyip yapılması ve kaçınılması gerekenleri sıraladı...

        Bir ebeveynin çocuğuyla ilgili nihai hedefi onun zaman içinde anne-babasına ihtiyaç duymadan kendi başına, bağımsız bir şekilde ayakta durabilecek, hayatını idame ettirebilecek bilgi ve donanıma sahip olmasıdır. Öyle değil mi? Yüzde yüz bağımlı bir bebekten yüzde yüz bağımsız bir yetişkine giden yolda eşlik ediyoruz çocuklarımıza. Bunun için elbette mümkün olduğunca küçük yaştan itibaren onu kendi işini yapmaya, becerilerini kullanmaya ve sorumluluk almaya teşvik etmeliyiz. Bu konuyu Koç Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Tuba Mutluer’le konuştuk. Çocuklara sorumluluk kazandırmak konusunda görüşleri şöyle:

        “Ebeveynler, çocuklarına sorumluluk duygusunu 2-3 yaşlarında öğretmeye başlayabilir. Örneğin 24-36 aylık çocuklar oyuncaklarını kutulara kendileri yerleştirmeye baş- layabilirler, bazı yemekleri alt raflara yerleştirebilir, yere düşürdükleri şeyleri yerden kendileri alabilirler. 3 yaşındaki çocuklar, ebeveynlerinin yardımıyla çıkardıkları kıyafetlerini kendileri çamaşır sepetine götürebilirler. 4 yaşında çocuklar köpeğe mama vermeye ve ebeveynlerin yardımıyla dişlerini fırçalamaya başlayabilirler.”

        BENLİK SAYGISI

        Araştırmalar, benlik saygısı yüksek olan çocukların daha sorumlu olduklarını gösteriyor. Çocuğunuza önemli ve değerli olduğunu sık sık hatırlatın. “Seninle vakit geçirmekten çok keyif alıyorum, çok şanslıyım” deyin.

        KENDİNE GÜVEN

        Çocuğunuzun sorumluluklarını bilmesi için önce kendine güvenmesi gerekir. Ona yetenekli olduğunu hatırlatın. “Yapabileceğini biliyorum”, “Kıyafetlerini kaldırdığın için teşekkür ederim, bana çok yardımcı oldun” gibi cümlelerle onu takdir edin. Takdirlerinizde “Aferin oğlum” gibi genel ifadeler kullanmak yerine “Aferin oğlum, yerdeki çoraplarını hemen kaldırdın” gibi detaylı ve net ifadeler kullanmalısınız.

        NASIL YAPILDIĞINI GÖSTERİN

        Çocuğunuza, yaşına uygun olarak kendi başına halledebileceği işleri gösterin. Örneğin dolaptan mandalina çıkarıp soymayı gösterebilirsiniz. Çocuğun sorumluluğunda olan ve olmayan şeylerin bir listesini çıkarıp evin bir duvarına asabilirsiniz.

        İŞBÖLÜMÜ YAPIN

        Çocuğunuzun size yardım etmesine izin verin. “Temiz bulaşıkları dolaba birlikte yerleştirelim” gibi ifadeler kullanarak çocuğunuzu da işlere dahil edin. Örneğin çocuğunuz çatal ve kaşıkları çekmeceye yerleştirebilir.

        SONUÇLARI ÖĞRETİN

        “Oyun oynadıktan sonra toplanmazsan bir dahaki sefere bu oyuncağı bulup oynayamazsın” gibi ifadelerle sorumluluklarının sonuçlarını öğretin. Koyduğunuz kuralları ne kadar uygularsanız, çocuklarınız sorumluluklarını o kadar iyi öğrenir. Ödül sistemi kullanmaktan kaçının, sorumluluklarını ödül almak için değil, ‘yapması gerektiği için’ yerine getirmeyi öğrenmeli.

        BEKLENTİLERİNİZE DİKKAT EDİN

        Çocuğunuzdan yaşından fazlasını beklemeyin. Örneğin, kazağını tam düzgün katlayamasa da çabasını takdir ettiğinizi gösterin. Bir dahaki sefere kendi kazağınızı nasıl katladı- ğınızı gösterebilirsiniz.

        BATMAN Mİ KÖTÜ YOKSA JOKER Mİ?

        Bu hafta sonu vizyona giren ‘Lego Batman Filmi’ni izledik Uzay’la beraber... Lego filmleri teknik açı- dan çok şaşırtıcı ve gösterişliler evet ama benim ilgimi en çok filmin duygusal alt metni çekti. Bir şekilde bizde asla yazılamayan senaryolar ve diyaloglar yüzünden hayran oldum bu sefer.

        Her zamanki gibi kötüleri alt eden en süper-süper kahraman değildi Batman; zayıflıkları, korkuları olan, duygularını saklamak, hissetmemek uğruna kendini kötülükle savaşmaya adayan bir kahramandı. Bağlanmaktan, birilerini sevip kaybetmekten, ilişkide olmaktan korkuyordu.

        Kötülerin kötüsü Joker ise, pedagoji kitaplarında geçen “En kötü ilgi bile ilgisizlikten daha iyidir” ifadesinin bedenlenmiş haliydi. Tek istediği Batman’in kendisini en azılı düşmanı olarak kabul etmesi ve ondan nefret ettiğini ifade etmesiydi. Annesinin ilgisini çekmek için vazoları kıran küçük bir çocuğa benziyordu. Film birinin ilişki talebi, diğerinin bağlanma korkusu üzerine geçiyordu. Bu bir çocuk filmiydi ve hayatta siyah-beyazlar olmadığını, bolca griler, alacalar olduğunu anlatıyordu.

        Filmden çıktığımızda Uzay “Anne bu Batman biraz kötü bir Batman’di, Joker de iyi bir Joker’di sanki” dedi. İzleyin, başlangıcı biraz fazla hızlı gelse de bittiğinde düşünecek birçok konunuz olacak...

        Diğer Yazılar