Ver elini Çameli
Geçtiğimiz hafta sonu, bizim biraderle (Mehmet Odabaşı) “ver elini Çameli” yaptık... Denizli’nin bu uzak ilçesi son yıllardaki keşfim. Yüksek rakımı, serin havası, yemyeşil yamaçları, karlı dağları, önünde uzanan minicik ovası ve bir de yeni edindiğim dostluklarla (Özcan Ailesi) seviyorum Denizli’nin bu uzak ilçesini...
Gide gele dost olduğumuz Canan ve Av. İrfan Özcan, ilçedeki tek konaklama tesisi Ata Otel’in de sahibi...
Hoş-beşin ardından, Canan Hanım “18 Mart Çanakkale Zaferi Şehitlerimizin ruhuna saygı yürüyüşümüz var, umarım katılırsınız” dedi. Sabah, Çameli’den doğa yürüyüşü yapmak için Tema Vakfı Denizli Pamukkale İlçe Surumlusu ile yola çıktık.
Programa göre; Kınıkyeri mevkiinde, Nesrin Buluş öncülüğünde Tema gönüllüsü öğrencilerle buluşacağız.
Tam vaktinde gerçekleşen randevu sonrası, önümüzde kıvrıla kıvrıla yükselen yokuşa kendimizi vuruyoruz. Gençler ve genç kalanlar, ilk 200-300 metre içinde özellikle antrenmansız beni yolda bırakarak gözden kayboldular. Bereket, yanımızda “artçı rehber” olarak görevlendirilmiş Makine Mühendisi Emre var... Oflaya puflaya çıktık bir tepeye... Önümüzde Karagöl Krater Gölü uzanıyor... Ama susuz bir göl.. Son yıllardaki iklim değişiklikleri ve kuraklık, belki onbinlerce yılın gölünü yutarken, erozyonla, kuraklıkla mücadele için “Türkiye çöl olmasın” sloganıyla Tema Vakfı’nı kuran işadamı Hayrettin Karaca ve arkadaşlarına saygılarımızı gönderiyoruz...
ENDİŞE İÇİNDELER
Göl alanındaki kısa mola, yeni tanışma ve dostluk kapılarının aralanmasına yol açıyor... Tanıştığım üniversite öğrencilerinin çoğu, mezuniyete hazırlanan öğretmen adayları.
Ama bir bilinmeze, uğursuz bir “mülakat” notuna kurban gitmenin, işsiz bir üniversite mezunu olarak ailelerinin sırtından inemeyecek olmanın endişesi içindeler... Ama, gençlik enerjisi, kısa sürede kara bulutları dağıtıyor, onları muhteşem ortamın tadını çıkarmaya yönlendiriyor.
Gölü çevreleyen yükseltilerin üzerine çıktığımızda, rehberlerimiz Burdur topraklarına ayak bastığımızı bildiriyor.
Önümüzde yer yer sera naylonları ile lekelenmiş sisler içinde bir ova ve neredeyse ayaklarımızın dibinde Burdur’un Gölhisar ilçesi...
Artık inişteyiz... Dev çam ağaçları arasından uçar gibi iniyoruz... Gölhisar’ın piknik alanı olan yemyeşil bir düzlükte ilerlerken, burnumuza uzaklardan kavurma kokuları geliyor.
Kaptırdık gidiyoruz ama bize ayrılan yer bitti... Devamı pazara...