Oh be!
GÜZEL oldu yahu! Ha, ne diyorsunuz?
Sosyal demokrat olmanıza gerek yok. Ben değilim mesela. Ama Türkiye’nin güçlü bir sosyal demokrat partiye ihtiyacı var. Hiç değilse şu bitmeyecek hissi yaratan “siyasette tek kale maç” kompozisyonunun son bulması için lazım bu. “Buralar hep Tayyip Bey’den sorulur” havasının durulması için...Madenciler boğularak öldüğünde “Abarttılar” diyorsa iktidar “Asıl siz abarttınız” diyecek bir kalabalığın olması için mesela...
Anayasa oylamasında “yanlış” oy kullanan AKP’lilerin listesinin hazırlandığını fotoğraflayan fotomuhabir arkadaşımızın evinin nedense, aniden basılmaması için...
Bütün memleket CHP kurultayı için televizyonunu açarken TRT, “Yedi Cüceler” çizgi filmini yayınladığında “Yok artık!” diyebilmek için...
SİVİLLİK VE EKMEK
Demokrasiyi sadece inanç ne fikir özgürlüğü zannedenlerin aklına ekmek sorununu getirmek için... Faşizmin askeri vesayetten geldiği kadar açlıktan da
geleceğini bildiğimiz için...
Sivillikle eşitliğin birbirinin karşıtı kavramlar değil, kardeş meseleler olduğunu hatırlatmak için; demokrasinin ve askeri vesayetin ortadan kaldırılmasının sosyal adaletle bağlantısız olmadığı gerçekliği yüzünden... (Bu, cümle Ahmet Hakan‘ın dünkü yazısına gitsin.)
Daha soldaki oluşumların anlamlı bir serpilme hakkı bulması için... Sonra da sosyal demokrasinin onlara bakarak kendine bir çeki düzen vermesi için...
Kürt meselesinin İslam çatısı altında değil, gerçek anlamıyla özgürlük ve eşitlik kavramlarıyla çözüme kavuşması için...
AKIL -FİKİR
Sosyal demokratların siyasi var oluş tehdidi altında kendilerini kilitledikleri, iğdiş edilmiş bir laiklik kavramından kurdukları beton kaleden kurtulup insan içine karışması için... Peki şimdi ne olur? Ne olmalı?
Seçime daha epey var. Onlarca takla atılabileceği gibi, Kemal Bey onlarca taklaya gelebilir. Dünkü gazetelere bakınca gördüğüm “yoğun helyum gazı” havası en sakin lidere bile kerterizini kaybettirebilir. Gerçi şimdi Kemal Bey’e akıl veren çoktur ama dışarıdan biri olarak birkaç cümle söylemek isterim.
Sakin! Aman sakin! Örgütün işi çok ama Kemal Kılıçdaroğlu‘nun bir yıl içinde olabildiğince az şey yapması gerek. Toplam beş konuşma yapsa yeter. Biri mutlaka Kürt meselesiyle ilgili olacak tabii. Dersim Katliamı ile ilgili son derece “çarpıcı” bir konuşma yapan Onur Öymen‘i listesine almamış olduğunu herkes gördü. Fakat bir adım ileri gitmekte fayda var. Zonguldak’tan sonra, rica ediyorum Kemal Bey, Ahmet Türk‘le bir görüşülsün. Tatlı tatlı...
KEMAL BEY’E NAÇİZANE ÖNERİ
İkincisi Kemal Bey’e genç, oldukça genç bir ekip öneriyorum. Tek işleri konuşma yazmak olacak. Hatta espri üretmek. Evet, aynen öyle. Birgün Gazetesi
yazarı Ümit Alan‘ı ekibin başına getirmelerini hararetle öneririm. Değerlendirilsin. Eski partililerin hiç karışmayacağı, sadece Kemal Bey’e karşı sorumlu olacak bir ekip. Tayyip Bey’in şahane bir ekibi var mesela, Kemal Bey’in de olsun.
Bir de çok rica ederim şu itiş kakışa son verilsin. Siyasi olandan değil, fiziksel itiş kakıştan söz ediyorum. Sürekli olarak bir erkek yığını alt alta üst üste bir görüntü var. Parti yönetimi karar çıkarsın herkes birbirine en az 30 santim uzak dursun.
Ne bileyim? Güzel oldu be! Ha, ne dersiniz? “Oh be!” dedirtti yani bir yerde.
