Kalbim ve kalemim onlarla!
BAHRİYELİ altı genç öldürüldü. Adlarını anmaya pek vakit bulunamadığına göre onlar da dün İsrail’in kurbanı oldular. Artık yaşamayan oğullarımıza, bir kızı sevmek, bir hayatı yaşamak, çocuklarının büyüdüğünü görmek ve normal insanlar olmak hakkını
vermeyen bu topraklar adına hiç değilse bu köşeye adlarını bir kez
yazarak selam veriyorum.
Serhat Aslan (Mardin), Kerem Oğuz Erbay (İzmir), İsmail Kartal (Erzincan), Erol Tavukçu (Van), Ümit Akbulut (Malatya), Erhan Terletme (Giresun)...
Toprakları da kendileri kadar genç olsun...
GEMİLERDE VAHŞET VAR
Kardeşlerimiz, insan olmanın aczine sığındılar. Acz içinde olmaya sığındılar. Zalimin zulmüne, gezegenin sessizliğine kafa tutmak ve insan olmaktan başka silahları olmadan yola çıktılar. Rotalarını, merhametin su kadar kıt olduğu bir çöle çevirdiler. Su ve ekmek götürmek için değil, İsrail ablukasını kırıp insanlığı öteki tarafa geçirmek için gemilere bindiler. Bir başına bırakılanın yanına insan götürmeye gittiler... Daha dönmediler.
SOĞUKKANLI OLMAK
Endişeli ve meraktayız. Televizyonlar yayın saati doldurmak için konuşan kafalarla doldu birden. Endişe ve meraktan diplomasi ve stratejiye geçiş hızlı oldu:
Türkiye, İsrail’e savaş açacak mı? Ortadoğu’nun dengeleri ne olur? ABD’nin tepkisi ne olacak? İskenderun’daki saldırıda İsrail’in parmağı var mı?
Soğukkanlı olmakta her zaman acele etmek gerekmez. Sonra bir bakarsınız kanınız donmuş!
Kimileri diyor ki, “Gidenler göze aldılar”. Başkaları, “Türkiye göndermeseydi”. Ötekiler, “Gidenler İslamcı’ydı”. Berikiler, "İHH’nin, HAMAS’la ilişkisi var”.
Yani?
İnsan, kendini kurbanın yerine koymaktan kaçar. Çaresizlik duygusu adamı boğar. Ama işte bir bakmışsın, mazluma mesafe alayım derken zalimin koltuğuna oturmuşsun. Dikkat! Dilimize dikkat!
“BARIŞIN ARKASINDAYIZ”
Akdeniz’deki vahşet, ne Müslümanların ne de Filistin yanlıların meselesidir. Bu, insanlığın ortak meselesidir. Ne diyeceksek buradan diyeceğiz. Tayyip Bey haklı, “Onlar katliamın arkasındaysa biz de barışın arkasındayız”. Tayyip Bey haklı, “Bu Türkiye’nin değil dünyanın meselesidir”. Umudumuz, gezegenin tıpkı Irak işgalinde olduğu gibi ayağa kalkmasıdır.
GEZEGEN VE İSRAİL
İsrail devletine şunu söylemeliyiz. Onlara şunu, her dilde, hep birlikte söylemeliyiz:
Ey İsrail! 360 kardeşimizi, onlara hiçbir zarar vermeden, derhal bırakmadığın takdirde gezegen ikiye bölünecektir: İsrail ve insanlık. Ey İsrail! Yaptığın saldırı, insan olmanın aczine sığınıp açık denizlere çıkan insanlara değil, insanoğluna, insanoğlunun kurduğu uygarlığa karşıdır. Ey İsrail! Bedeli ödemekle bir türlü bitmeyen tarihsel mağduriyetin Filistin kanı ve toprağıyla doymadı, şimdi insanlığın geri kalanına kastediyorsun. Gezegene savaş ilan ediyorsun. Ey İsrail! Bu gezegen kendini sana karşı savunacaktır.
ABLUKAYI KIRAN İNSAN
Kim ne derse desin. 360 kardeşimiz İsrail zindanlarında gözaltına alınmış olsalar bile ablukayı kırmışlardır. İsrail ne yapsa sessiz kalan Almanya bile öfkesini gizleyemiyorsa, Avrupa Birliği nicedir unuttuğu Gazze’yi hatırlıyorsa, Yunanistan askeri tatbikatı iptal
ediyorsa, NATO ve Birleşmiş Milletler toplantıya çağrılıyorsa... Bu, yanlarına tırnak makası bile almadan yola çıkan, zalimin merhametli olma ihtimalinden başka bir silahları olmayan insan kardeşlerimiz sayesindedir. Dünya yeniden Ortadoğu’ya kulak kesilmiştir. Bu acayip gezegenin, o gemiden gelen yaralıların iniltilerini duymaktan başka
çareleri kalmayacaktır.
Kalbim ve kalemim onlarla...