Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Kimsenin dikkatini çekmedi mi? Kurultay salonu Erol Evgin‘in “Söyle Canım” şarkısıyla inledi epey bir süre. Şarkı sözlerini yazıyorum ki bu seçimin manidarlığını paylaşalım:

        “Kâh orada kâh burada

        Geçti günler mevsimler

        Nerede akşam orada sabah

        Gezdim durdum derbeder

        Senden önce hiçbir şeyin kıymetini bilmeden

        Senden önce hiç kimseyi böylesine sevmeden...”

        Bu “Gezdim durdum derbeder” cümlesi beni epey sarstı. Ailesinde tıpkı benim gibi CHP geleneği olanlar, siyasi kahroluşları sık sık yaşamış, yaşanan siyasi kahroluşları izleyerek büyümüştür. Her kurultayda bir umutla -niyeyse artık-“CHP bu sefer belki düzelir” gibi kırık bir umuda kapılmak da bu kederli alışkanlığın ayrılmaz parçası olmuştur. Hatta iyi bir şey(?!) olma olasılığı doğduğunda tüylerin diken diken olması, bünyenin, gerekçesi bilinmeyen bir ürpermeyle pürdikkat kesilmesi de bir o kadar acıklı bir vaziyettir. Hele ki Zonguldaklı madenci CHP’lilerin o kurultaylara katılması... İnsanın içine işler yani Türkiye tarihini biraz bilince. Velhasıl “CHP’den bir cacık olmaz” diyenlerin bile kolektif bilinçaltında bir CHP hadisesi vardır. Hatta daha ileri giderek söyleyeyim, bu memleketin sağcıları bile CHP’ye içtenlikli bir dikkatle bakarlar. Sanki CHP “tam olacakken olamamış” bütün o güzel şeylerden biri gibidir. Ki işlerin öyle olmadığını her seferinde bilmemize rağmen... Belki de “Türkiye solu”nun masaya yatırması gereken psikiyatrik sorunlardan birinin semptomudur bu, ne bileyim.

        TANRIKULU VE TOPRAK

        Ezcümle, CHP’nin insanı “derbeder” eden bir yanı vardır. Bu memleket kadar hızlı ve çok insan (ve bilhassa solcu) öğüten bir mekanizma olmasına rağmen yine de bu memleketin mühim imkânlarından biridir. O yüzden zaten bugüne dek kitleleri “nerde akşam orda sabah” gezdirmiştir. Ve nihayet öyle görünüyor ki bu malum derbederliği sona erdirmeye yönelik bir niyet var ortada.Bu kurultayın anlamı ve önemi buradadır. O bakımdan Erol Evgin‘in şarkısının seçilmesini son derece yerinde bulduğumu söylemeliyim. Avukat Sezgin Tanrıkulu‘nu, Prof. Binnaz Toprak‘ı parti meclisi listesinde görebilmemizin nedeni bu derbederlikten bıkıldığının bir göstergesidir. “68 ruhuyla geri dönüyoruz” pankartı da budur, genç CHP’lilerin değişmiş gibi görünen profilleri de, Kılıçdaroğlu‘nun çağrısıyla delegelerin ayağa kalkarak yumruklarını havaya kaldırması da ve en önemlisi CHP Kurultayı deyince akla gelen “terli adamların kavga ettiği yer” imgesinin değişmiş olması da...

        CHP FOLKLORU

        “CHP adam olmaz” cümlesi ve bu cümlenin altını dolduran, saatler hatta günler sürebilen sohbetler Anadolu folklorunun bir parçasıdır neredeyse. İktidar partisi de sağ olsun, bu çiğnene çiğnene çürümüş folklorik motiflerden bol bol yararlanıyor son günlerde. Bu folklorik yaklaşımın “Türkiye solu”nda benimsenen bir alt kolu ise “Bakalım CHP becerebilecek mi?” diyerek, alaycı bir gülümsemeyle kenara çekilip izlemektir. Fakat sanırım yukarıda sözünü ettiğim niyet değişikliği bu folklorik tarzı hafiften akamete uğratacak. Sadece CHP’deki niyet değişimi değil, iktidarın siyaset yollarını çeşitli yöntemlerle tıkaması, kendini solda sayan güçlerin CHP’ye yakınlaşmasına neden olacak. Üşüyen bünyeler, biliyorsunuz, birbirine yaklaşır. Parti meclisi listesinin söylediği bu. Ama daha önemlisi CHP’nin kılcal damarlarında izlemeye başladığım sola doğru değişim. Kılıçdaroğlu genç, Avrupa’da eğitim görmüş ama yereli de iyi bilen, çok genç danışmanlar almaya başladı. En az Başbakan Erdoğan‘ın açılım konuşmalarını yazan metin yazarları kadar aklı başında insanlar bunlar. Bu genç danışmanların söylemleri dikkate alınırsa epey bir sallanır Türkiye.

        AKILLI TAHTA ÇILDIRMASI BAŞBAKAN

        Bitlis’te “Bütün sınıflara akıllı tahtalar koyacağız” diyor, millet galeyana geliyor. Niye? Sorsan kaç tanesi “akıllı tahta”yı biliyor? Nedir bu akıllı tahta coşkusu Bitlis’teki? Bilemiyoruz. Ama Başbakan ne dese çıldıran, çıldırmaya ayarlanmış kitlelere nasıl ulaşacak CHP? Aslında yoksullaştırıldıklarını nasıl anlatacak? Türkiye’de siyaset yapanların artık bu soruları, kenara geçip kollarını bağlayıp değil, CHP’ye yakın mahfillerde soracağını sanıyorum.

        Diğer Yazılar