Afili Filinta'ya cevap
Behzat Ç. ve 'ergen erkek' mevzuuna devamla:
Baştan şunu yazarak başlayayım da, internetteki "Kavga ha koptu ha kopacak" adlı yersiz beklenti kursaklarda kalsın:
Zarif dostum yazar Murat Menteş veya Behzat Ç. karakterinin yaratıcısı yazar Emrah Serbes'le aramda "kavga" değil, ufacık bir gerilim bile olamaz. Ama şu ergen erkek meselesi ve ergen erkek edebiyatı üzerine tatlı tatlı bir tartışma yapacağız, durum onu gösteriyor. Diğer yandan şunu da önemle belirtmem gerekir ki her ne kadar ikisinin de romanlarında yarattıkları karakterlerin ergen olduğuna dair bir eleştirim olsa da Serbes'in de Menteş'in de haza birer beyefendi olduğundan bir an şüphe duyamam. İkisinin de nezaketine ve zarafetine tanığım.
MURAT MENTEŞ'İN İSYANI
Gelelim konumuza. Murat Menteş, Behzat Ç. yazıma cevaben "Afili Filintalar" sitesinde yazdığı "Ergen Emeklilik" yazısında inceden isyan ediyor. "Ergen erkek edebiyatı yapılıyor" sözümü üzerine alınarak ve romanlarındaki kadın karakterlerinin derinlikli olmadığı eleştirimi de alçakgönüllülükle kabul ederek şöyle yazıyor:
"Saçına bir şekil ver, ergensin. Siyah, gri ya da kahverengi haricinde bir renk giy, ergensin. Bir şaka yap, ergensin. Somurt, ergensin. Utandın mı, ergensin. Ataklaştın, gene ergensin. Türk erkek topluluğu olarak, kadın yazarlarımızın izin vereceği, bizleri mezun edeceği günü bekliyoruz.
Ergenlikten çıkınca da zaten dosdoğru 'ahı gitmiş vahı kalmış' kategorisine şutlanıyorsun.
İnsaf. Türk erkeğinin ergenlik çağı, gizli bir el tarafından uzatıldıkça uzatılıyor. '50 yaşına kadar ergensin birader, kusura bakma. O yaştan sonra da sakın bir hareket çekme, hareketin kralını görürsün!' Mesaj bu."
Kadın edebiyatçılara da hamarat bir eskrimci jestiyle meydan okuyarak, mealen "Erkeğin ergen olmayanı nasıl olur, tarif edebilir misiniz?" diye soruyor ve yazısını şöyle bitiriyor: "Benim bildiğim halis adam, has erkek, Türk kadın yazarların ikide bir 'ergen' dediği kişidir. 'Ergen' diye damgalanan kimseye dikkat edin, o adamda damar vardır. Saygılarımla."
PETER PAN'IN YALANI
Menteş'in tarif ettiği, çağrıştırdığı erkek ergen değil, olsa olsa geleneksel Türk erkeği kalıplarına meydan okuyan maceracı bir ruh olabilir. Haklıdır, "orada bir damar vardır". Kadın yazarları bilemem ama benim ergen erkek dediğim şey bu değildir. Yeniden durup düşününce, ergenliği ve edebiyattaki ergen erkek modelini sanırım kadınla olan ilişkisi üzerinden tarif edebiliriz. Kadın korkusuyla baş edememek ve bunu bir ruh pejmürdeliği giyinerek saklamaya çalışmak, benim anlattığım bu. Başka bir yazıda yazmıştım: "Erkekler erkek olmaktan yorulunca erkeklerle vakit geçirir."
İşte ergen erkeklik de kendisine (genellikle kadınlar tarafından) yüklenen "adam" rollerini reddeden erkeğin Peter Pan'a gerilemesinden doğan bir illet. Diğer Peter Pan'larla birlikte takılarak durumu onaylayan, bu "fantasma" içinde oyalanarak, erkek rollerini devrimci bir reddedişle değil, bir tür geçiştirmeyle başından savmaya çalışmak... Yani gerçekte maceraya cesaret edemediği için bir macera fantasmasına sığınmak... Ergenlik böyle bir şey bana göre.
KADIN KORKUSU
Bununla birlikte erkeğin ergenliği daha çok kadınla ilişki üzerinden tarif edilebilecek bir şey. Sanırım bir erkeği yetişkin ya da ergen yapan şey kadın korkusuyla nasıl başa çıktığıyla ilgili. Kadın korkunç bir şeydir. Bir erkeğin gözleriyle bakınca, bir kadın olmama rağmen, bunu bütün dehşetiyle görebiliyorum. Fakat bu korkuyu nasıl yöneteceğiz? Kadınları ve kadın karakterleri iki boyutlu hale getirerek daha kolay biçimlendirilebildiği, yönetilebildiği bir fantasma kurarak mı, yoksa hayatın bu dehşetengiz kara deliğine bir yetişkin olarak cepheden bakarak mı? Benim cevabım ortada.
Bununla birlikte şahsen ben, Murat Menteş'in olağanüstü edebiyat gücünden tez zamanda bir kadın karakter bekliyorum. Çünkü hepimizin bildiği gibi kadınları erkekler, erkekleri kadınlar kurarlar. Bu edebiyatta da hayatta da böyledir. Sanırım her iki taraf için de ergenliği bitirmenin önkoşulu, bir başkası tarafından kurulmaya cesaret edebilmektir. Yoksa gönül indirmek mi demeliydim?