Susam Sokağı'nın küresel çocukları
BATI dünyasındaki çocukların son kırk yıldır izlediği Susam Sokağı, Pakistan’a taşınıyor. Pakistan’ın sokakları komple Susam olacak yani. Küçük kahvehaneler, kuyular açılmış bahçeler... Bunlar hep Susam Sokağı kapsamına alınıyor. Şovun baş kahramanı Rani adlı bir kız çocuğu olacak. Bir çiftçinin kızı olan Rani, dünyayla ilgili sorular soracak ve öyle umut ediliyor ki Pakistanlı çocuklar, Rani’yi örnek alıp onun gibi olacaklar.
Proje için, Guardian’ın dünkü haberine göre 20 milyon dolar harcanacak. Yani Susam Sokağı, ABD’nin Pakistan’a yaptığı sivil yardımın önemli bir kısmını oluşturacak. Bu yüzden Susam Sokağı’ndan müthiş bir randıman bekleniyor. Devlet televizyonunda yayınlandığı için en küçük köylerdeki çocuklara bile ulaşacak olan Susam Sokağı’nın, Pakistanlı çocukların “çok kritik bir dönemeçte olan” eğitimleri üzerinde muazzam bir olumlu etkisi olacağına kesin gözüyle bakılıyor. Dizinin en sevilen karakteri Elmo’nun da “yerel birkaç rötuşla” şovda yer alacağı kesinleşti.
ELMO’NUN KÜRESEL AHBAPLARI
Yeğenim 3.5 yaşında. Max Ali’nin annesi Kristen Amerikalı. Max’in
anneannesi Sally, bizim Max’e bir Elmo gönderdi ABD’den. Kırmızı tüylü bir kukla. Pörtlek gözleri ve kocaman bir ağzı var. Elmo’nun kuklası dans edip şarkı söyleyebildiği, yani gürültülü bir oyuncak olduğu için Kristen şöyle bir icat yapmış. Elmo, Max’i sadece arada bir ziyaret ediyor!
Bir bahaneyle Max arka odaya gönderiliyor. Elmo sokak kapısının dışına konuyor ve zil çalınıyor. Hep birlikte bağırıyoruz:
“Acaba kim geldi? Max aç bakalım kapıyı kim gelmiş.” Max kapıyı açıyor ve “Elmoooo!” Elmo’nun televizyon şovları da, Max’in üzerinde nice yiğitlerin yapamadığı müsekkin etkisi yaptığı için bu kıymetli cephane hep en zorlu anlarda kullanılıyor. Max’in üzerinde bu dünyadaki en etkili karakter Elmo velhasıl. Şimdi Pakistan’ın, Allah’ın unuttuğu köylerindeki çocuklar da Elmo’yu bilecek. Muhtemelen büyüdüklerinde bir yerde karşılaşırlarsa, tıpkı bizim aynı çocuk kitaplarını okuduğumuz ortaya çıkınca sevinmemiz gibi onlar da öyle bir yakınlık hissedecekler birbirlerine. Yani bu yakınlık ve tanıdıklık hissinden artık Pakistanlı çocuklar da mahrum kalmayacak. Ama her iyi hikâyenin biliyorsunuz bir de o kadar masum olmayan bir tarafı var.
EKMEK BULAMIYORSAN KUKLA!
Susam Sokağı belli ki Pakistanlı çocukları baştan ehlileştirmek, Amerikan yaşam tarzıyla, Batı’nın ikonlarıyla erken yaşta tanıştırıp onların Batı düşmanı olmasını engellemek amacıyla kullanılacak. Şov, bu yüzden ABD’nin Pakistan’a yaptığı sivil yardımın en büyük dilimlerinden birini oluşturuyor zaten. Yani kuklaların ağzını her açışı muhtemelen Pakistan’daki ekmeklerden çok daha pahalıya mal olacak. Ama verecekleri hizmet karşılığında bu o kadar az bir bedel ki! Neden mi?
CİVE PAKİSTAN!
Benim yaşıtım Pakistanlı yetişkinlerle muhtemelen ortak olan tek anımız “Cive Cive Cive Pakistan” şeklinde söylenen, darbe dönemi boyunca her 23 Nisan’da tekrarlanan şarkıdır. Her iki ülkenin diktatörlük çocukları olarak bayraklarımızı rejimin neşesi ve bekası için sallamışlığımız vardır yani. Sanırım bugün her iki ülkenin de politik olarak burnunun pislikten çıkmayışında bunun bir payı vardır.
Bu aklıma gelince düşündüm:
Susam Sokağı, Türkiye’ye ne zaman gelmişti? 80’lerde! Muhtemelen benzer miktarlarda paralar dökülmüş, muhtemelen çok da farklı olmayan saiklerle yola çıkılmıştı. Hatırlatırım, bizim Susam Sokağı da devlet televizyonundan bir kültür hizmeti olarak yayınlanırdı. Her ne kadar hâlâ “En sevdiğim sayı 6” şarkısını sevgiyle yâd etsem de sanırım çoğumuzun ve bizden bir sonraki neslin, renkli ve tüylü Amerikan kültürüyle ilk tanışmasıdır Susam Sokağı.
Sonraki tanışıklık hiçbir zaman o kadar renkli ve tüylü ve dahi şefkatli olmasa da öyle görünüyor ki ABD bu yöntemden iyi randıman almış ki Pakistan’a da aynı tezgâhla gidiyor. Şimdi dönüp bakıyorum da... Haklılar galiba. Ne diyebilirim? Kural belli: Dünya politikası propaganda yöntemleriyle ve politik yatırımlarla oynanan bir oyundur ve sonunda hep Amerikalılar kazanır.