Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRKİYE'de yaşayan Beyrutlu Arapça öğretmenimin adı Osi idi. Osama olan adını Osi olarak kısaltmıştı. 11 Eylül sonrası dünyasında lanetlenmiş adını rahat nefes alabilmek için terk etmiş, kırpmıştı. Sanıyorum artık annesinin ve babasının ona verdiği isme geri dönebilir. Zira "şeytan" öldü! Yaşasın yeni şeytan!

        Ladin öldürüldüğü andan itibaren Türkiye televizyonlarının tamamında fazla sündürülmüş, sineğin yağına varan dek bir çaba harcandı. Yorumlar, değerlendirmeler alındı. Komplo teorisyenlerinin en sevdiği havalar bu havalardır, onlar bol bol sahne aldı. Çünkü ortada bilgi yoktu ve bu da Türkiye'de lafı uzatmak için, çok konuşmak için en mükemmel saha ve hava koşullarını oluşturdu.

        GÖZLERİME BAK

        Öncelikle şunu söyleyeyim:

        Osama bin Ladin'in kim olduğunu, kiminle çalıştığını, El-Kaida'nın kimlerle iş gördüğünü velhasıl konuya ilişkin gerçek bilgiyi herhalde şu anda dünyada en fazla on kişi biliyordur. Bunlardan birinin ben olmadığımı söyleyeyim. O sebepten öyle mi oldu, böyle mi oldu meselesine hiç girmeden konuşacağım. Ladin öldürüldü mü, yaşıyor muydu ki soruları bana sorarsanız şu ana kadar bu konu hakkında konuşmuş herkesin sınırlarını aşar. Ama yine de bu konuda söylenmesi gereken çok önemli cümle, sorulması gereken önemli bir soru var:

        Biz bu olaya kimin gözleriyle bakıyoruz?

        Osama bin Ladin'in adı Âlif harfiyle başlar. Yani U ile başlamaz, aslında O ile de başlamaz. O ile A arasında bir sestir o. Ve biz başından beri adamın adını İngilizce yazılışından okuyoruz ya da Amerikalılar gibi telaffuz ediyoruz. Tıpkı yaşanan bütün hadiselere kâh CNN International'ın, kâh Fox TV'nin gözleriyle baktığımız gibi. Bu telaffuz hatası aslında bir algılama hatasının simgesi bence. Ve bu hatanın bizi nerelere götürdüğünün hiç de farkında değiliz. Eğer öyle olsaydık, dünkü gazetelerin birinci sayfasında Amerika'daki sevinç gösterilerinin fotoğrafları bu denli sevinçle verilmezdi.

        KİMİN SEVİNCİ BİZİM?

        Hatırlatmak isterim:

        11 Eylül saldırısı olduğu vakit bazı Arap ülkelerinde sevinç gösterileri olmuş ve Türkiye basını bu haberi ve görüntülerini "Ama çok ayıp değil mi!" tonunda vermişti. Batı'nın İslam dünyasına karşı taarruza geçtiğini düşünen Müslümanlar, 11 Eylül'ü bir intikam saati gibi görmüş, buna sevinmişlerdi. Şimdi de Müslümanların Batı'ya karşı taarruza geçtiğini düşünen Amerikalılar, bu savaşın intikamını aldıklarına inandıkları için seviniyorlar. Biri diğerinden niye daha meşru? Çünkü biri ABD'de cereyan ediyor.

        Üstelik Bin Ladin'in ölü yüzünün (her ne kadar sahte olsa da) fotoğrafını göstermek, vaktiyle Kübalı devrimciler için Che'nin ölü gövdesini görmek ne ifade ediyorsa onu ifade ediyor. Bu size ters gelebilir ya da isyan edebilirsiniz bu benzetmeye, ama durum budur.

        KOMİK OLMA AHBAP!

        Türkiye, Arap baharının yaşandığı ilk günlerden itibaren "Türkiye modelini istiyorlar"

        diye coştu. Yapılmaya çalışılan şey, bu ülkenin çelişkilerinin ihracıydı. Bu söylem, hem Batı medyasının ve kanaat önderlerinin desteğiyle hem de Türkiye hükümetinin lüzumundan fazla şişmiş özgüven dolu açıklamalarıyla iyice şişirildi. Sanırım bu yüzden Türkiye basını ve siyasal iktidarı, 11 Eylül'den beri benimsediği Doğu'ya Batı'nın gözünden bakmak alışkanlığını bu yüzden daha da ele aldı. Komik olan şu:

        Osama bin Ladin'in hayalini kurduğu hayatı Türkiye'de ve hatta İstanbul'da yaşayan mahalleler varken ve diyelim ki kız çocuklarını daha baştan kara çarşafa sokmak giderek meşrulaşırken sanki Türkiye'nin radikal İslam'la hiçbir ilgisi yokmuş gibi cümle kurmak. Daha da fenası, onlarca cinayetten sorumlu Hizbullah üyeleri salıverilirken "en büyük katil Ladin'in" öldürülmesine seviniyormuş gibi yapılması.

        Elbette şunu da sormak lazım:

        Saddam asıldıktan sonra Irak düze mi çıktı? Sadece ABD iç politikası için oynanan kanlı vodvilin şakşakçısı olmak için bu kadar gayretkeş olmaya lüzum yok.

        Diğer Yazılar