Bayrak, çorap, çikolata
ÖNÜMDEKİ gazetede başlık bu: "Çorap istedi, ev kazandı."
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Van ziyareti sırasında beş yaşındaki Helin, ne istediği sorulunca "Çorap!" demiş. Televizyonda bu haberi izleyen hayırsever bir işadamının içinden daha büyük bir iyilik yapmak gelmiş, aileyi alıp bir eve yerleştirmiş, bir yıllık kiralarını, babaya da kendi fabrikasında iş vermiş. Depremle ilgili Allah rızası için iyi bir haber arayışına çıkmış bütün TV kanallarında kerelerce bu haber döndü. Annenin şaşkın yüzü, Helin'in sevimliliği ve genç babanın mahcup bakışları...
Bir benim mi gururuma dokunuyor felaketin içinden birilerinin çekip çıkarılıp onların iyilik magazininin kuklası yapılması? Herkesin hakkı olanın -iş, ev, ekmek ve çorap- sadece bir "şanslı" aileye bahşedilip, sonra da bu "iyilik" görüntülerinin bayramlık koç gibi ekran ekran gezdirilmesi bir tek benim içimi eziyor olamaz. Bu meselede onuru kırılmış hisseden binlerce insan vardır bu ülkede. Neredeler onlar?
"İÇ ÜLKE"
Onlar nerede, pek bilemiyoruz, çünkü bu ülke içinde bir çikolata ülkesi var. Yazarlarımız artık onuru kırılmış, vicdanı aşırı yükten ezilmiş, yaşadıklarını gazetelerde ve televizyonlarda göremediği için çıldırma noktasına gelmiş insanlardan değil, çikolata ülkesinden söz ediyor. Evet. Bir "iç ülke" var, çikolatadan.
A-a! Yoksa sizin haberiniz yok mu? Yoksa siz o çikolata ülkesinden bir lokma yiyemeyenlerden misiniz? Yazık. Oysa Mehmet Barlas ve İsmet Berkan ile birlikte Ülker'in özel jetine binip gidebilseydiniz... Ah siz de onlar gibi o güzel çikolata ülkesinin ayrıcalıklı sakinleri arasına girebilseydiniz... Üşümezdiniz, aç kalmazdınız, hapse girmez ve muhakkak biber gazı yemezdiniz. Biberli çikolata yerdiniz! Ha ha ha...
Mehmet Barlas demiş ki, "Zaten çikolata mutluluk değil midir!" Yoksa siz hâlâ çikolata yiyemeyen Vanlı çocuklar için ekran başında enayi gibi gözyaşı döken, birilerinin bunlardan da söz edeceği günü bekleyen, "mutluluktan" haberi olmayan zavallılardan mısınız? Ha ha ha... Yazık size!
SOMALİ-SURİYE
Çikolata ülkesi süper bir yer! Öyle bir yer ki komşun, yurttaşın, kardeşin açken tok yatmayı ayıplamıyorlar orada. Orada onur, bunlarla ilgili bir şey değil. Orada onur, bayrağının yakılması meselesiyle daha ilgili. Bir gün dost-kardeş olduğumuz Suriye ile ertesi gün ilişkilerimizi kestiğimizde hepimizin aynı anda hoppala aynı şeyi düşünmemizi bekleyen bir ülke.
Suriye meselesini gündemden düşürmeye yarayan Somali'yi ertesi günü unutmamızı garipsemeyen bir ülke. Somali meselesi bitti dediklerinde hâlâ billboard'larda duran Somali afişlerine bakıp "Ne oldu yahu Somali meselesine?" diye sormamızı istemeyen bir ülke. Orası işaret verildiğinde yine Suriye'yi hatırlamamızı isteyen, üşümekten ölen çocuklarla yaralanmayan onurumuzun yakılan bir bayrakla savaşa hazır olmasını isteyen bir ülke.
Anaların bol bol şehit doğurduğu bir ülkede çikolataları hep savaş kararı verenlerin yediği, sonra biz yiyemeyenlere ballandıra ballandıra anlattıkları bir ülke. Yazarlarının insanlar açken keçi peynirli çikolatadan söz etmeyi ar meselesi yapmadığı bir ülke.
Hep gözlerini kapatır insanlar çikolata reklamlarında. Mmmmm... O tatla kendilerinden geçerler kadınlar ve adamlar. Gözlerini kaparlar. O kadar güzeldir ki tadı, mutluluktan insanın gözleri kapanır zaten. Gözleriniz kapanır ve hiçbir şey göremezsiniz. Gözlerinizin önüne ne denirse büyüklerimiz tarafından o gelir. Etrafta olup biten görünmez olur. Dedim ya, çikolata ülkesi çok güzel bir ülke. Çikolata yiyebilenler için elbette!