Burası Tahrir buradan çıkış yok
Uluslararası haber kanalları dün sabah itibarıyla kameralarını Tahrir'den kaldırıp gidip seçim sandıklarının önüne koymaya başladılar
TIPKI Libya'da "işlerini" bitirdikten sonra aniden Suriye'ye dönmeleri ve mesela artık Libya'daki geçiş hükümetinin insan hakları ihlalleriyle pek ilgilenmemeleri gibi. Uluslararası gözlemciler hakeza! Tıpkı Tunus'ta olan oluyor şimdi Mısır'da. Orada da seçimlerin hemen ertesi günü, daha seçim sonuçları kesinleşmeden Ennahda Partisi'nin (Ilımlı islamcılar) zaferi ilan edilmişti. Mısır'da da medyacılar ve yabancılar Mısır demokrasisinin zaferini Müslüman Kardeşler (MK) ile kutlamaya hazırlanıyorlar. Mısır'da da "iş halledilirse" Ortadoğu'da demokrasi meselesi çözülmüş olacak! Anlarsınız, çok vakitleri yok anlamaya! Ortadoğu bir tür islamcılık ve bir tür demokrasiyle "stabilize" olsun yeter! Anlarsınız, gerçek insanlarla pek ilgilenmiyorlar.
MUHALEFETTE BÖLÜNME
Oysa aynı esnada Tahrir kalesinde başka şeyler oluyor. Dün yazmıştım. Burada kafalar fena halde karışık. Tahrir'de bile. Sendikalar, öğrenci örgütleri ve bağımsız eylemcilerden oluşan binlerce kişilik kitle, seçimi boykot etmekle Tahrir Meydanı'nda belirlenen listeye oy vererek seçime katılmak arasında bölünmüş durumda. Listenin adı "Thawra Mustamerra"! Yani "Devrim Devam Ediyor"! Her partiye rastgele dağıtılan semboller arasında onlarınki Mısır piramitleri. ironik! En yeni olanın en kadim olanla temsil edilmesi. En sağlam olanla ya da. Sosyalistler, islamcılar ve bağımsızlardan oluşan mükemmel bir liste. Ama seçimlerdeki her mükemmel liste gibi şansı pek yüksek görünmüyor şimdilik. Bunu seçim sıralarına bakınca hemen anlıyorsunuz.
Çünkü Tahrir'de gördüğünüz Mısırlılar ile seçim sırasındakiler bambaşka. Öyle ki Kahire'nin ilk oy kullanacak seçim bölgesine gittiğimde tek başı açık kadın bendim. Kadınların ve erkeklerin harem-selamlık olarak oy kullandığı seçimlerde MK'nın zafere yürüyen adımları net bir şekilde görülüyor. Öte yandan şu bir gerçek:
Seçim gider, Tahrir kalır!
Nasıl mı?
MÜSLÜMAN KARDEŞLER'E İHANET!
"Tahrir'den sonra kimse aynı olmayacak. Çünkü biz yüksek sesle konuşmayı orada öğrendik!"
Cihat Halid 18 yaşında olabilir ama dünden beri uluslararası medya Tahrir Meydanı'nda önünde sıraya girmiş durumda. Neyse ki annesi ve babası MK'nın önemli liderlerinden olmasına rağmen partiyle yollarını ayırarak adını duyuran Cihat üe tanıdıklar sayesinde biz özel bir konuşma yapıyoruz. Mısır gibi çok kapalı bir toplumda ailesine, MK'ya başkaldıran bir genç kadın. 18 yaşında olabilir ama zaten Tahrir'de politikayı belirleyen, bütün dünyaya Mısır'ın sesini duyuranlar hep onun yaşında. Tıpkı Arjantin'de yıllar önce izlediğim Piquetero eylemcileri gibi, tıpkı Brezilya'da gördüğüm Topraksızlar Hareketi'nin gençleri ya da Tunus'ta devrimi yapan çocuklar gibi Cihat da Mısır'ın kaderini değiştiren önemli figürlerden biri. MK'nın onu ve arkadaşlarını nasıl hayal kırıklığına uğrattığını anlatıyor ve öfkesini, "Biz kendimize benzeyen insanlardan başka kimseyi görmeden yetiştirildik. Tahrir, Mısır'ın Mısır üe tanışma yeri oldu. Tahrir'den sonra şimdi Hıristiyan arkadaşlarım var ilk kez ve bir diyalog grubu kurduk. Artık ben bir MK genci değil, bir Mısır genciyim!" diye dile getiriyor.
'KİLİSE'DE YARALI MÜSLÜMANLAR
"Tahrir'e ihanet eden" MK'dan ayrılan gençler Tayyar el-Masri adlı bir örgüt kurdular. "Mısır inisiyatifi" diye çevrilebilir. Henüz parti kurmak için gereken 10 bin kişilik üyeye sahip değiller ama yakında olacaklar gibi. ileride önemli işler yapacaklarının en önemli göstergesi en zor olan MK üyesi ailelerine ve geçmişlerinin tamamına, kendi toplumlarına başkaldırabilmiş olmaları ki bu, bilirsiniz devrimin yarısıdır!
Tahrir dev bir agora. Cihat haklı, insanlar birbirleriyle, daha önemlisi kendileriyle tanışıyorlar burada. Konuşabilen, bağırabilen kendileriyle. Derin ve büyük bir toplumsal değişimin başlangıcı bu. Genç islamcı kadınlardan biri şöyle anlattı bu durumu:
"Tahrir'de ilk çatışmalar başladığında Müslümanlar gidip meydanın kenarındaki küiseye sığındılar. Birden kilise yaralı Müslümanlarla doldu. Bu bizim için çok ama çok inanılmaz bir tecrübeydi." Anlaşılan o ki Tahrir'de herkes mezhep, grup kimliğini kaybedip yeni Mısırlı kimliğini edindi. Bu hüvviyeti de kolay kolay geri vermeyecekler gibi. Yani seçimi kazanacak olan MK'nm politika yapacağı Mısır eski Mısır olmayacak. Ve yeni Mısır'ın en etkin vatandaşları da "Dijital
Yerliler" olacak. Kim onlar?
***
Seçim mart ayına kadar sürecek
* MISIR'da 4 Mart'a kadar sürecek olan seçimlerin ilk ayağı dün başladı. Güvenlik ve diğer sebeplerden dolayı üç ayrı bölgede farklı tarihlerde yapılacak seçimlerin birinci ayağı, başkent Kahire ve çevresini kapsıyor.
Seçimlerin birinci ayağında 50 partiden 36'sı yarışırken, 6 bin adayın 3 bin 809'u parlamentoya seçilmek için yarışıyor. Mısır seçimlerinde dar bölge nisbi temsil sistemi uygulanıyor. Kurucu meclis seçimleri sonucunda halkoylamasıyla 498 parlamenter meclise girecek. 10 kişiyi de ülkede iktidarda olan Yüksek Askeri Konsey atayacak. Ve böylece 508 kişilik Mısır Kurucu Meclisi belirlenecek. Kurucu Meclis yapacağı yeni anayasayı referanduma götürecek ve anayasanın kabulünün ardından kendisini feshederek tekrar seçimlere gidilecek.
SANDIĞIN FAVORİSİ
Siyasi analistler, seçimlerin favorisi olarak Müslüman Kardeşler örgütünün partisi olan Hürriyet ve Adalet Partisi'nin liderliğindeki Demokrat İttifak'ı gösteriyor.
SEMBOL CÜMBÜŞÜ
* ÜLKEDE okuma yazma oranının düşük olması nedeniyle adaylar, seçim pusulalarında, banyo şofbeninden sigaraya kadar birçok ilginç sembol kullandı.
TANTAVİ'DEN SERT UYARI
* YÜKSEK Askeri Konsey Başkanı Mareşal Hüseyin Tantavi, Tahrir'deki protestocuların eylemlerini bir an önce sona erdirmemeleri halinde, çok daha sert önlemlere başvuracağını söyledi. Tantavi, son eylemlerde yabancı güçlerin parmağı olduğunu iddia etti. Ülkenin kaos ve düzen arasındaki yol ayrımında bulunduğunu vurgulayan Tantavi, seçimleri engellemeye çalışacak kişilere izin vermeyeceklerini kaydetti.
DEVRİMİN 'EBELERİ'
* ÖNCEKİ gece, aslında devrimin ilk tohumlarını yıllar önce atmaya başlayan bir çiftin evine misafir oldum. Ranva ve Ali. 2000'lerin başında kurdukları "Arab Digital Expression" adlı çalışma grubuyla bugün Twitter ve sosyal medya üzerinden örgütlenen Tahrir'in ebeleri sayılır ikisi de. Bu yüzden Ranva gülerek söylüyor:
"Grubu ilk kurduğumuzda insanlar bizimle 'Araplar mı? Dijital ifade mi?' diye alay ediyorlardı. Oysa görüyorduk, yeni bir kuşak geliyor ve konuşmak istiyorlar. Şimdi Tahrir oldu ve aman ne kadar vizyonermişiz onu konuşuyorlar."
Ranva ve Ali'nin evlerinin kapısında "Tahrir için yardım toplama merkezi" yazıyor. Yani ilk gününden itibaren sadece dijital olarak değil, somut olarak da meydanı destekliyorlar, çalışıyorlar. "Hızlı giden bir trenin önünde koşar gibiyiz" diyor Ranva. Ali ekliyor:
"Tahrir bir 'ortaya çıkma' süreci oldu. Herkes için böyle bu. Herkes ilk kez konuşmaya, tanışmaya başladı."
Gençlerin Tahrir'i bu yüzden de terk etmek istemediklerini konuşuyoruz. Çünkü orası Mısır'ın kalbinden ülkenin geri kalanına yayılan yeni bir Mısırlı kimliğini doğurdu ve kimse o kalbin atışından uzaklaşmayı göze alamıyor gibi sanki. Açık fikirli, dayanışan, eşitlikçi, insanlık onurunu mesele eden yeni bir Mısırlı tipi. Ranva ve Ali onlara "Digital natives" diyor, yani "anadili dijital" olan Mısırlı gençlik. Dijital dünyanın yerlileri yani. Onlar dijital dünyada yaptıklarını sokaklara taşıyarak elektronik olanı somutlaştırdılar. Şimdi bu yaşadıkları tecrübe Mısır sokaklarına yayılıyor, sadece meydanda kalmıyor.
Peki sandıklar? Onlar reel politikayı belirleyecekler. Ama şurası önemli: Artık Mısır'da reel politik ile sokak arasındaki mesafe çok azalmış durumda. Mübarek'i düşürüp askeri yönetime geri adım attırabilen bir sokak bu çünkü. Çünkü
burası Tahrir! Buradan çıkış yok!
