Renault'nun tılsımı!
Rüyamda görsem inanmazdım. “Neyi” diyeceksiniz. Söyleyeyim. Bir Renault ile sokakta dolaşırken etrafıma bir kalabalığın toplanıp otomobili inceleyeceğini, gençlerin fotoğrafını çekeceğini, iyice meraklı olanların otomobille ilgili sorular soracağını yemin ederim rüyamda görsem inanmazdım. İstanbul sokaklarında ilgi çekici olduğunu bildiğim pek çok otomobille gezdim. Çok önemli spor otomobillerle, az bulunur antika otomobillerle, türünün tek örneği olan özel imalat otomobillerle... Emin olun pek azı bu Renault kadar ilgi çekti.
Sözünü ettiğim otomobil, Renault’nun pek yakında Türkiye piyasasına vermeye hazırlandığı orta lüks segmentteki yeni otomobili Talisman. Talisman’ın kelime anlamı “Tılsım” ya da “Muska”. Ve bu “Muska” büyük ihtimalle Renault’nun orta lüks segmentteki kötü şansını yenmesini sağlayacak. Çünkü Renault uzunca bir süredir bu sınıfta başarılı olamıyordu. Birkaç yıl önce Latitude adında bir otomobil yaptılar. Bu otomobili de Türkiye’de ilk ben denedim ve o zaman şöyle yazdım: “Bu segmentte pek şansı yok. Fransız markalı bir Uzakdoğulu ve fiyat-kalite orantısında talep görmesi zor.”
Ancak Latitude’ün aksine yeni Talisman, Renault’ya bu segmentte büyük bir şans getireceğe benziyor. Yeni Talisman’ın arkasındaki isim ise Renault’nun tasarım atölyesinin başına geçmesiyle birlikte markaya müthiş bir dinamizm getiren Hollandalı tasarımcı Laurens van den Acker. Van den Acker’in ilk büyük atılımı, Clio’ya kazandırdığı yepyeni modern tasarımdı. Şimdi Talisman’la bu başarıyı perçinlemeye doğru ilerliyor Hollandalı.
Fotoğraflarda da göreceğiniz üzere, dış tasarım oldukça güzel. Ve aslında biraz da hibrit bir tasarım. Yandan Audi izleri, Ford Mondeo’dan küçük detaylarla zenginleştirilmiş gibi duruyor. Arkadan bakınca yine Audi’yi temel almış stopların, Porsche Macan’laştırılıp biraz da Amerikan tarzıyla bütünleştirildiğini, alt tarafın ve egzoz çıkışlarının ise Mercedes C Klasse’yi örnek almış gibi göründüğünü fark ediyor insan. Ancak asıl patlama otomobilin içinde. Ben bildim bileli Renault, otomobillerin iç dizaynını pek beceremez. Kötü değildir ama iyi hiç değildir. Talisman’da Renault tam anlamıyla kendini aşmış.
BU ARACIN ETIKETİNDE 150 BİN LİRA YAZMALI
Otomobilin fiyatını sorduğum zaman yanıt alamadım. Henüz belirlememişler. “Sence ne eder?” diye sordular. Madem belirlemek bana kaldı söyleyeyim. Eğer bu otomobilin önünde Renault değil de Mercedes, BMW, Audi amblemi olsaydı bu donanımla 250 bin liraya satılırdı. Renault eğer bu otomobilin piyasada rekabetçi bir şekilde yer almasını istiyorsa iyi donanımlı baz modelini 110-120 bin liraya satmalı. Benim denediğim “fulün fulü” diye tabir edileni ise 150 bin TL civarında bir fiyat etiketine sahip olmalı.
DİZEL MOTOR İÇİN OLDUKÇA SESSİZ
Talisman’da Renault’nun yeni nesil 1.6 litrelik dizel motoru vardı. Motor bir dizel için oldukça sessiz sayılabilir, özellikle kabin içine hemen hemen hiç ses geçirmiyor. Frenler de oldukça başarılı. Talisman’daki en önemli özellik ise 4 Control adı verilen yenilik. Bu sistemde sadece ön tekerlekler değil, arka tekerlekler de direksiyona bağlı olarak dönüyor. Bu dönmeler şehir içinde müthiş bir kıvraklık sağlıyor ve park ederken işinizi hayli kolaylaştırıyor.
ALMAN KALİTESİNDE İÇ DİZAYN
İç dizaynda Alman kalitesi, İsveç minimalizmi ve Uzakdoğu anlayışı bir arada. Kahverengi ve siyah deri döşemeli koltuklar elektrikli, ısıtmalı ve soğutmalı. Ön koltuklarda masaj yapma özelliği de var. Ön konsolda bol bol deri kaplama, şık dikişler ve ancak çok pahalı otomobillerde rastladığımız türden ahşap detaylar var ve bunlar çok akıcı bir şekilde kapılarda da devam ediyor. Gösterge paneli ve ekranlar ise çağın ötesindeki otomobil Tesla ile neredeyse aynı görüntüye sahip. İç aydınlatma Mercedes S sınıfı gibi. Talisman’ın içinde beğenmediğim tek şey müzik sistemi oldu. Bu kalitede bir iç donanımdan biraz daha iyi bir ses düzeneği olmasını bekliyor insan.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce