Terörün hakkından bu duruş gelecek
“Yasin’in gol sevincini izlerken gözyaşlarımı tutamadım. Spontane gelişti, çok içten ve etkileyiciydi. Teröre karşı spor camiasının, futbol camiasının tepkisi müthiş oldu. Hainlere en güzel cevabı verdiler. Helal olsun bu çocuklara. Teröre karşı silahtan daha etkili olan şey bu tavırlar.”
- Hafta sonunda patlayan bomba, verdiğimiz şehitler hepimizi derinden sarstı. Ama yine de işimizi yapmak zorundayız...
- Çok ama çok üzücü. Günlerdir o çocukların fotoğraflarına bakıp ağlıyorum. Polisi, sivili... Gencecik insanlar. Çoğu birkaç aylık polis. Pek çoğu öğretmen olmak için atama beklemiş ama atanamayınca polisliğe başvurup birkaç aylık kursla memur olmuş pırıl pırıl gençler. Ağlamamak elde değil. Bir daha böyle bir şey yaşamayalım dedikçe yaşıyoruz. Beni asıl üzen sürekli olarak “Şehit” ile başlayan yerlere alışmamız. Elbette şehitlere saygımız büyük. Elbette kutsal bir rütbe. Ama asıl olan yaşam değil mi? Asıl olan bu insanlarımızın ölmesine neden olmayacak bir Türkiye değil mi? 20 koruma ile gezen bakan kalkıp “Ben de şehit olmak istiyorum, siz de inşallah şehit olursunuz” diyor. Ben de yuh diyorum buna. Kimse şehit olmasın. Kimsenin şehit olmasına neden olacak bir ortam olmasın demek daha doğru değil mi? Gençleri canlı bomba olmaya iten o sözde imamlar da sürekli şehadeti kutsuyorlar. Şehitlik önemli bir rütbedir ama önemli olan yaşamdır. Gençlerin yaşam hakkıdır.
- Spor dünyası, teröre karşı tek yürek oldu. Yasin hat-trick yaptı ama gol sonunda yaptığı sevinç gösterisi hafızalara kazındı...
- Yasin’in gol sevincini izlerken gözyaşlarımı tutamadım. Çok güzeldi. Çok içtendi. Sonra başkaları da yaptı aynı şeyi ama Yasin’inki çok spontaneydi ve o yüzden de daha etkileyiciydi. Teröre karşı spor camiasının, futbol camiasının tepkisi müthiş oldu. Helal olsun bu çocuklara. Teröre karşı silahtan daha etkili olan şey bu tavırlar aslında. Hainlere en güzel cevabı verdiler. Teröre karşı silahtan daha etkili olan bu tavırlar aslında. Bir pankart gördüm geçen gün. “Bize gaz bombası atmanıza, su sıkmanıza razıyız, yeter ki şehit olmayın” diye yazmış taraftarlar. Millet olmak budur. Siyasetçiler bizi millet olmaktan uzaklaştırmaya çalışırken, millet kendi kendine millet oluyor. Futbolseverlerin, sporcuların bunda payı büyük.
BEŞİKTAŞ FUTBOLUNDAN DAHA İYİ BİR TAKIM
- Beşiktaş sıkıntılar yaşasa da yorgun argın ve moralsiz çıktığı bir maçı kazandı. Nasıl buldunuz?
- Hiç de yorgun ve moralsiz bir halleri yoktu. Çok iyi oynadılar. Bursaspor’u bayağı ezdiler maçın önemli bir bölümünde. Müthiş baskılı bir oyunları vardı. Beşiktaş çok iyi takım. Futbolundan daha iyi bir takım.
HAKEMLER KARTAL’A KARŞI DAHA TOLERANSLI
- Beşiktaş-Bursa maçında Marcelo’ya kırmızı kart çıkmaması çok konuşuldu...
- Bir değil, çok hakem hatası olan bir maçtı. Gökhan’ın pozisyonunda verilen penaltı çok ucuz. Diğerinde sorun yok. Genelinde kötü bir hakem (Bülent Yıldırım) vardı. Beşiktaş bu maçı kazanmayı hak ediyor muydu? Evet, ediyordu ama bir maçı kazanmayı hak etmek o maçı kazanmayı getirmez her zaman. Kazanmayı hak eder ama yenilirsiniz bazen. Beşiktaş bu maçta kazanmayı hak ediyordu ama hakemin verdiği haksız sayılabilecek bir penaltı yüzünden maç tartışılıyor. Hakemlerin genelde Beşiktaş’a daha toleranslı yaklaştığı bir sezon yaşıyoruz. Şimdi bir şaka yapayım da herkes kızsın. “MHK Başkanı Namoğlu eski Beşiktaş Belediye Başkanı. Acaba semtini mi koruyor?” diyeyim.
ÇAKIR’IN KAFASINDA SÜREKLİ BİRTAKIM HESAPLAR VAR
- Antalya-F.Bahçe maçında Cüneyt Çakır’ın yönetimi çok konuşuldu. Hadi Sow’un pozisyonunu göremedi, ancak Alper’in pozisyonu net penaltıydı... Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Cüneyt Çakır genelde kötü maçlar yönetiyor zaten. Samimi bir hakem değil. Sürekli kafasında birtakım hesaplar var. Ona göre düdük çalıyor. İptal ettiği gol doğruydu. Ben size en fahiş hatalarını sayayım: F.Bahçe’nin bir belki, bir buçuk, Antalyaspor’un ise bir penaltısını vermedi. Alper Potuk’a yapılan bence penaltı değil ama verilebilir. Fakat Alper kendini o kadar sahte atıyor ki, hakem inanmadı. Arkadan çekiliyor, Alper öne doğru uçuyor. Arkaya düşse belki verebilirdi. Buna karşın Sow’a yapılan bana göre yüzde 99 penaltı. Hem önüne atlıyor hem de ayağına vuruyor. Keza Mbilla’ya yapılan da penaltı. Tabii bir de verilmeyen kırmızı kart var. Josef de Souza’nın görmesi gereken kırmızı kart gösterilmedi. Aynen Beşiktaş’ta Quaresma’ya gösterilmeyen kırmızı kart gibi. Aynı tip darbe.
SOW’UN RÖVEŞATASI SABAHTAN AKŞAMA KADAR FAULDÜR
- Sow’un sayılmayan golü penaltılardan daha çok konuşuluyor. Hakem hocaları genelde faul diyor. Mustafa Denizli ise golün çok temiz olduğunu, hakem hocalarının tümünün yanıldığını söylüyor.
- Orada kafa varsa fauldür. Savunma oyuncusu ne yapacak, rövaşata yapıyor diye kaçıp kafasını sokmayacak mı? Orada ayak olmaz kardeşim. Sow zıplayıp ayağıyla orada topa vursa faul değil mi? Ters zıpladı diye ayağını rakibin kafasına geçirmek nomal mi? Aynı şeyi savunma oyuncusu yapsa o zaman da penaltı olur, temas varsa. Temas yoksa endirekt serbest vuruş olur. Çok açık. Savunma oyuncusu, hücum oyuncusu o topa kafa vuracak diye kafasını sokuyor. Çünkü top kafa seviyesinde. Oraya ayağını öyle veya böyle sokarsan sabahtan akşama fauldür. Mustafa Hoca’ya selamımı söyleyin. O hareket faul. Futbol temas oyunu ise o zaman faulü kaldıralım oyundan. Tehlikeli hareket diye bir şey var. Kardeşim bugüne kadar onlarca kez benzer röveşatalarda rakip oyuncu pozisyonun içinde ise faul çalındı. Temas yoksa çift vuruşla, temas varsa serbest atışla top oyuna sokuldu. Kafanın olduğu yerde ayak olmaz.
PODOLSKİ ’YE YAPILAN HEPSİNDEN FAZLA PENALTIYDI
- Hakemler her hafta rezalet yönetimler sergiliyor. Ancak ceza sistemi yok. “Sayımız az” diyorlar. Bu MHK’nin, Yusuf Namoğlu’nun hali ne olacak, bu TFF’nin hali ne olacak?
- Bütün hakemler rezalet değil. Ben G.Saray maçının hakemi genç çocuğu çok beğendim. (Halil Umut Meler) Ligin en genç hakemiymiş. Ne gördüyse çaldı ve futbolcuların da saygısını kazandı. Bu yüzden penaltıya bile çok itiraz etmediler. Podolski’ye yapılan harekete vermediği penaltı dışında başka hatasını görmedim. Ayrıca Poldi’ye yapılan, Gökhan Gönül’e yapılandan da, Alper Potuk’u yapılandan da daha fazla penaltıydı. Ama bakıyorum kimse o penaltıdan bahsetmiyor.
GALATASARAY BİR HALT OYNAMIYOR
- G.Saray’ı nasıl buldunuz? Çok eleştirildiği bir dönemde zirve takibine devam ediyor. F.Bahçe ile puan farkını 4’e çıkardı...
- G.Saray’ı iyi bulmadım. Podolski’nin cetvelle çizip verdiği pasla gelen gol olmasa sıkıntı çoktu. O gole rağmen G.Saray ilk yarıyı 3-1 geride kapatabilirdi. Riekerink otursun kalksın Gaziantep’in çok çok açık bir futbol oynamasına dua etsin. O futbolla çok pozisyon buldu G.Antep ama o futbolla da yenildi. İyi bir forvetin yoksa bu kadar açık oynamak galibiyet getirmiyor. Ben G.Saray’ın bir halt oynadığını düşünmüyorum. Sahada Bruma dışında oynayan bir varlık yoktu. Biraz da Podolski. Yasin 3 gol attı ama iyiydi diyemem. De Jong, G.Saray’da oynayacak kalitede değil. Bitik. Çok hızlı kanat oyuncuları var ama derin pas atıp bunları pozisyona sokacak Selçuk niyeyse o pasları atmıyor. Selçuk’a sorumluluk verilmiyor belli ki! Sneijder geçen haftalara oranla daha iyiydi belki ama o da kendi vasatının altında. Tabii en büyük sorun hala hoca...
RİEKERİNK KÖTÜ DE YARDIMCILARI MÜTHİŞ Mİ!
- G.Saray’da yardımcı hoca Orhan Atik’in görevden alınmasını nasıl karşıladınız?
- G.Saray’ın kulübedeki teknik kadrosundan kim görevden alınsa doğru karardır. Var mı bir başarıları? Riekerink kötü de yardımcıları müthiş mi? En azından Riekerink’i doğru yönlendiren bir yardımcı var mı yanında? Bu yüzden hiç umursamadım görevden alınmasını. Boşa para ödüyor kulüp böylelerine.
KİMSE LİGDEN KOPMUŞ DEĞİL
- Kritik bir dönemeç yaşandı ligimizde. Sizce F.Bahçe dünkü maçtan sonra ligden koptu mu, bu puan farkı kapanır mı?
- İki hafta önce G.Saray ligden kopuyordu, ondan önceki haftalarda yine F.Bahçe ligden kopmuştu. Şimdi yine F.Bahçe’yi ligden koparıyorsunuz. Yahu galibiyetin 3 puan getirdiği bir ligde, ligden kopmak bu kadar basit mi? Her mağlubiyet ligden kopmak anlamına mı geliyor! Fenerbahçe tabii ki kopmadı. Her an her şeyin değişebileceği bir lig burası. Ligin tepesindeki 4 takımın hiçbiri ne pozitif ne de negatif anlamda kopmuş değil. Ne Beşiktaş ve Başakşehir koptu gidiyor, ne de G.Saray ile F.Bahçe koptu düşüyor. 7 puan kapanmayacak bir fark değil. Çekişme son haftalara kadar sürer. Zaten bakarsanız Advocaat, “Antalya maçı Feyenoord maçından daha zor olacak” diye maçtan önce söyledi. Keza adam “Şampiyonluk yarışında kalıp kalmayacağımız devre arasına kadar belli olacak” da dedi. Bence devre arasına 6-7 puan geriden girse bile Fenerbahçe yarıştan kopmuş sayılmaz.
FENERBAHÇE AVRUPA’DA İLERLEYEBİLİR
Avrupa Ligi’ndeki kuraları nasıl buldunuz, takımlarımız nereye kadar gidebilir?
Bu kadar şanslı kuraları kimse çekemezdi. 3 takımımız da ama özellikle Beşiktaş ve F.Bahçe çok iyi kuralar çektiler. Gerçi artık kolay kura yok ama yine de olabilecek en iyi kuralar. Adı duyulmadık, uluslararası başarıları olmayan sıradan takımlar çekti ikisi de. Bir üst tur çok muhtemel görünüyor. Ben F.Bahçe’nin daha şanslı olduğunu ve bu yıl Avrupa Ligi’nde bayağı ilerleyebileceğini düşünüyorum. Bu belki lige mal olacak ama Advocaat da oraya konsantre gibi duruyor.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce