Yüzde 99 yalanının sonu
Muhafazakâr camiaya yakın kimliğiyle bilinen MAK Danışmanlık Araştırma kuruluşu, “Türkiye’de toplumun dine ve dini değerlere bakışı” başlıklı bir araştırma yaptı.
Araştırma 30 büyükşehir, 23 il ve 154 ilçede, 5400 kişiyle yüz yüze görüşme yöntemiyle yapılmış ve yüzde 1.3 yanılma payına sahip.
Ankette sorulan sorular ve yanıtlar şöyle:
1. Allah’ın varlığına, birliğine ve bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz?
Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 86’sı, “Evet Allah’ın varlığına, birliğine, bizi yaratıp yaşattığına inanıyorum” derken yüzde 6’sı, “Allah’ın varlığına ve bizi yarattığına inanıyorum ama her şeye karışacağını düşünmüyorum” yanıtını vermiş. Yanıt verenlerin yüzde 4’ü ise “Hayır Allah’a inanmıyorum” demiş. Yüzde 4 ise yanıt vermemeyi tercih etmiş.
2. Meleklere inanıyor musunuz?
Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 75’i meleklere inandığını söylerken, yüzde 15’i “Gözümle görmediğim şeye inanmam” demeyi tercih etmiş. Yüzde 10 ise ya yanıt vermemiş ya da karar verememiş.
3. Kuran-ı Kerim ve diğer kitapların vahiy yoluyla geldiğine inanıyor musunuz?
Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 76’sı, “Evet inanıyorum” demiş. “Hayır inanmıyorum” diyenlerin oranı ise yüzde 14. Yanıt vermeyen veya kararsız olduğunu söyleyenlerin toplamı ise yüzde 10.
4. Evinizde Kuran-ı Kerim var mı, varsa düzenli okuyor musunuz?
Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 25’i, “Evet evimde Kuran-ı Kerim var, düzenli olarak okurum” derken yüzde 32’si, “Evde Kuran-ı Kerim var, ama pek okuduğum söylenemez” demiş. Evinde Kuran-ı Kerim bulunmadığın söyleyenlerin oranı ise yanıtların yüzde 33’üne tekabül ediyor. Yanıt vermeyenlerin oranı ise yüzde 10.
5. Peygamberlere inanıyor musunuz? Hz. Muhammed sizin için her anlamda rol model, örnek insan mıdır?
Katılımcıların yüzde 63’ü bu soruya “Evet” derken, yüzde 20’si, “Peygamberlere inanıyorum ama Hz Muhammed benim için her alanda rol model ya da örnek alınacak kişi değildir” demiş. “Hayır peygamberlere inanmıyorum” diyenler yüzde 9, yanıt vermeyenlerin oranı ise yüzde 8 olmuş.
6. Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan geldiğine inanıyor musunuz?
Bu soruya yanıt verenlerin yüzde 55’i kadere ve hayır ile şerrin Allah’tan geldiğine inandığını söylerken, yüzde 15’i, “Kadere inanıyorum ama insan kendi kaderini kendi yapar” demeyi tercih etmiş. Yüzde 15’lik bir kesim ise “Kadere inanıyorum; çünkü insanın hiçbir iradesi yok” demiş. Kadere inanmayanların oranı yüzde 10 olurken, yüzde 5 yanıt vermemiş.
Araştırma hayli kapsamlı.
Diğer soruları ve verilen yanıtların oranlarını da yarın yazacağım.
Ama ilk bölümde bile görülen o ki, “Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemiz” inancı pek de gerçeği yansıtmıyor.
GALATASARAY YALANLARI
GALATASARAY yönetimi hem spor sayfalarını, hem de ekonomi sayfalarını kandırıyor.
Riva arazisi sözleşmesinin kulübün borçlarını azalttığını yazıyorlar.
Külliyen yalan.
Galatasaray’ın toplam borç stoku azalmıyor, artıyor.
Yapılan şu.
Emlak Konut’la yapılan sözleşme teminat gösterilerek, sözleşmenin bugüne indirgenmiş değeri üzerinden yeni krediler alınıyor ve bu kredilerle Sportif AŞ’nin borçları azaltılırken, daha yüksek miktarda borç Galatasaray Spor Kulübü Derneği üzerinden alınıyor.
Toplam borç azalmıyor, artıyor.
Bunun yanı sıra Denizbank’a olan borçlar bir miktar azalmış görünürken, Odeabank’tan 150 milyon TL’lik yeni bir borç alınıyor ve buna teminat olarak kulübün gişe ve TV gelirleri temlik ediliyor.
Başkanın iddialarının aksine Sportif AŞ’nin zararları azalmıyor, katlanarak artıyor.
Bunun yarattığı tehlike ise şu: Kulüp üst üste 5 yıldır zarar ettiği için 2018 yılı Mart ayında Sportif AŞ’nin SPK nezdindeki imtiyazı ortadan kalkacak ve Galatasaray Spor Kulübü Derneği, Sportif AŞ’deki yönetim belirleme hakkını kaybedecek. Küçük yatırımcılar yönetime temsilci sokma hakkı kazanacak.
Artık benim umurumda değil ama genel kurula üye oldukları için Galatasaraylı olduğunu iddia edenleri uyarmak görevim.
ZEYNEP BODUR OKYAY: BİZİM ARAZİMİZ ZEYTİNLİKLERİN DIŞINDA
BANDIRMA’daki zeytinliklere yapılacak sanayi yatırımlarıyla ilgili yazım üzerine Kale Grubu Başkanı Zeynep Bodur Okyay bir açıklama yollamış.
Zeynep Hanım, Bandırma’da kurulması planlanan 4.7 kilometrekarelik Organize Sanayi Bölgesi ile kendi yapacakları yatırım planlarının hiçbir ilgisi bulunmadığını belirterek şunları söylemiş:
“- Anadolu’da sanayi ile büyüme prensiplerine uygun olarak Bandırma’da özel endüstri bölgesi kurma kararı aldık. Bu kararda İstanbul’da sanayiyi büyütmenin fiziki zorluklarının da etkisi vardır.
- Bu amaçla Bandırma’da satın alma yoluyla edindiğimiz 1.1 milyon metrekare arazi uygun görülmüştür. Kurmayı planladığımız özel endüstri bölgesi, yazınıza konu 47 bin dönümlük OSB arazisi dışındadır ve içinde zeytin ağacı bulunmamaktadır.
- Bölgede ülkemizin ihtiyaç duyduğu yüksek teknolojili yatırımlar için bir ekosistem yaratılması öngörülmektedir.
- Bu endüstri bölgesinde grubumuz öncelikle savunma ve havacılık sektörlerinde yatırım planlamaktadır. Ancak Rolls-Royce ile işbirliğimiz çerçevesinde yapacağımız ortak yatırımın hangi bölgede yer alacağıyla ilgili olarak alınmış kesin bir karar bulunmamaktadır.”
Zeynep Bodur Okyay, Türkiye’nin her yıl 20 milyar dolar yüksek teknoloji ürünü ticaret açığı olduğunu ve bu tür yatırımların Türkiye açısından çok önemli olduğunu da vurgulamış.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Şortlu genç kıza saldırmak ile türbanlı kadına saldırmak arasında hiçbir fark olmadığını anladığımız zaman.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce