Böyle 'Sultan'a böyle 'Kapıkulu'
BİR hanım kızımız var.
Medya meraklısı.
Padişahlardan birinin torununun torununun torununun torununun torunu imiş.
Tavşanın suyunun suyu misali.
Memlekette bu tip padişah torununun torununun torununun torunu pek çok isim var, Allah tamamını nazarlardan esirgesin.
Her biri başka âlem.
Bunların pek çoğu padişahlık döneminin, en azından Osmanlı döneminin kapandığına dua etmeli, Allah muhafaza bugün aklı başında bir Osmanlı padişahı olsa başta bunların çoğunu falakaya yatırır, bir kısmını da Yedikule’de boğdururdu, “Bizi rezil ediyorlar”diyerek.
Hanım kızımız da bunlardan biri.
Şahane bir iletişim dâhisi.
Medyada görünmenin bir yolunu hep buluyor.
Türkiye’de başörtülü, Fransız Rivierası’nda bikinili geziyor.
Orada “ilerici”, burada “muhafazakârlığın” bayraktarı.
Dedesinin, dedesinin dedesinin dedesinin dedesi adına ahkâm kesiyor ortalık yerde.
Aile sancağı kendisine intikal edecek kadar önemli olsa, o sancakla dolaşacak sokakta.
Neyse efendim bu hanım kızımız, son olarak İstanbul Bienali kapsamında yapılan bir serginin mekânına takmış kafayı ve burayı hedef göstermiş.
İşaretinden feyiz alan bir başka grup, hemen harekete geçip sergiyi basmış.
Peki kim bu “Çakma Sultan” emriyle sergi basan “ecdat torunları”?
Kimliklerini yazsam tanımazsınız elbet.
Ama “Ayinesi iştir kişinin” diyerek, ben bu “Sultan emriyle sergi basanların” sabıka dosyalarını özetleyeyim.
- Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik.
- Halkı aşağılama.
- Ruhsatsız silah bulundurma.
- Gösteri Kanunu’na muhalefet.
- Tehdit.
- Darp.
- Tecavüz.
- Kasten yaralama.
- Hayvan Hakları Kanunu’na muhalefet.
İşte kendini “Sultan” ilan ederek emir verenin “Kapıkulu” askerleri bunlar.
Yani böyle başa böyle tarak.
Benim tek anlamadığım, adli sicildeki son madde.
Bunlar kendi haklarına da mı muhalifler!
**************
CHP, DAVUTOĞLU’NUN İZİNDE
CUMHURİYET Halk Partisi ile Ahmet Davutoğlu’nun “aynı stratejik derinlikte” buluşması imkân dahilinde deseler gülerdim.
Buluştular.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, Davutoğlu’nun geçen hafta Kuzey Irak’ta çözüm için önerdiği “özerk Kerkük” söylemine destek vererek “Kerkük’ün mutlaka özel statüde olması gerekir” buyurmuş.
Önce şaşırdım.
Çünkü açıklamanın CHP adına yapıldığını düşündüm.
Sonra açıklamayı yapanın Öztürk Yılmaz olduğunu görünce şaşkınlığım geçti, içimi bir acıma duygusu kapladı.
Öztürk Yılmaz kim hatırlıyor musunuz?
Hani vaktinde boşaltılmadığı için IŞİD tarafından basılan ve uzun süre Türkiye’nin başına bela olan, bazı IŞİD militanlarının serbest bırakılması karşılığında zor bela kurtardığımız Musul Konsolosluğu çalışanlarımız vardı ya!
İşte Öztürk Yılmaz, o konsolosluğun başındaki “konsolos” idi.
Bu değerli esaretinden ötürü, Büyükelçi Osman Korutürk’ü, Büyükelçi Faruk Loğoğlu’nu milletvekili adayı yapmayan CHP tarafından milletvekili yapılmış, “Yetmez ama evet” dercesine “Dış Politikadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı”na getirilmişti.
Anlaşılan o ki, Davutoğlu’nun izinden gitmek isteyen bir genel başkan yardımcısı var artık CHP’de.
Ne de olsa Davutoğlu’nun ekibindeydi.
**************
ROCKY’DEN FEYİZ ALAN FENERBAHÇE
Galatasaray tribünlerinin Rocky Balboa’lı “Ayağa kalk” koreografisini de FETÖ’ye bağladılar.
Ultraslan’dan hazzetmem ama bunu FETÖ’ye bağlamak sadece kötü niyet olabilir.
Bu koreografi Fenerbahçe’nin geçen yıl sonunda hazırladığı “Ayağa kalk Fener” videosuna yanıttan başka bir şey değil.
O videoda Rocky Balboa’nın sesinden Fenerbahçe’ye tavsiyeler veriliyor. Galatasaray tribünü de bununla dalga geçiyor.
Fenerbahçe’nin videosunu www.izlevideo.net/fenerbahce- ayaga-kalk--996816.html adresinden izleyebilirsiniz.
**************
TEŞEKKÜRLER CÜNEYT ÇAKIR
GALATASARAY-Fenerbahçe maçından 6 gün önce televizyonda bu maça verilecek hakemin neler yapacağını anlattım.
Hele hele Cüneyt Çakır olursa, kesin bir hakem rezaleti yaşanacağını söyledim.
Beni yanıltmayan Cüneyt Çakır’a teşekkür ederim.
Kendisinden beklenen ve kendisine yakışan yönetimi gösterdiği gibi, izleyicilerimin de “Bravo abi, dediklerinin hepsi oldu” diyerek beni takdir etmelerini sağladığı için.
**************
YAKIŞTIRDIYSA ‘YAKIŞTI’ DESİN
HANIMEFENDİYİ hiç tanımam.
Hakkında okuduğum haberlere, konuşmalarına, yanıtlarına bakarak son derece doğru düzgün birisi olduğunu düşündüm hep.
Ayakları yere basan ya da basmaya çalışan, aklı başında, tavrı olan bir sanatçı gibi göründü bana.
Bir yıl kadar önce kendisine karşı yapılan linç girişiminde de “Helal olsun” kıza dedim, duruşuna bakarak.
Neyse, meselem bu değil.
Bu sanatçı hanımefendi, geçenlerde Asmalımescit’te bir yerde arkadaşlarıyla buluşmuş, yemek yemiş.
Çıkışta gazeteciler fotoğraflarını çekerken, arkadaşı kayıp düşmüş.
İnsanlık hali, düşmez kalkmaz bir Allah.
Gazeteciler bunu da fotoğraflamışlar.
Sıla Hanım buna çok kızmış ve herkesin yaptığı gibi yaparak gazetecileri tehdit etmiş:
“O fotoğrafları silin yoksa çok kötü olur”
E be kardeşim, oldu mu şimdi!
Ne oldu senin duruşuna, tavrına.
Bazıları seni tehdit ederken ne hissetmiştin?
Şimdi aynı tehdidi savurmak niye?
Bir düşünsün bakalım, bu yaptığını kendine yakıştırabiliyor mu!
“Yakıştırdım” diyorsa benim diyeceğim tek kelime olmaz.
Sadece fikrim değişir.
**************
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Yüksekten aşağı düşenler, yere çarpıncaya kadar kendilerini uçuyor zannetmedikleri zaman.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce