En sonunda kim çıkacak!
SON duyduğum dedikoduyu sizlerle paylaşmazsam çatlarım.
Çünkü dedikodunun kaynağı siyaset kulislerine, özellikle de “muhafazakâr siyasetin kulislerine” hâkim bir isim.
Bu iktidar döneminde, uluslararası bazı meselelerde “devlet” adına görevler de üstlenmiş birisi olması, verdiği dedikodunun önemini artırıyor.
Biliyorsunuz, bir süredir Abdullah Gül iktidar partisinin “düzeyli” bir biçimde, iktidar destekçilerinin ise “düzeysiz” bir biçimde hedefinde.
Gül’ün, Erdoğan muhaliflerinin “çatı adayı” olma olasılığından oldukça çekiniyor gibi bir halleri var. Ben ise Gül’ün asla böyle bir şey yapmayacağından neredeyse “eminim”.
Eski cumhurbaşkanımızın “rahatını bozacağına” inanmıyorum.
İstanbul’da şahane bir korunun içinde, tarihi bir binada şahane bir ofisi var.
Ofisinde çalışanlar, danışmanlar, ziyaretçiler, dış geziler, iç geziler, muhaliflerden bile gelen övgüler, saygınlık, ne ararsan mevcut. Holding patronlarına bile nasip olmayacak güzellikte, Boğaz’a nazır şahane bir ev. Son derece iyi eğitim almış, efendi evlatlar. Güzel, huzurlu bir hayat. Üstelik sırtında yumurta küfesi de yok.
Bana dedikoduyu aktaran kişi, “Gül sence aday olur mu?” diye sorunca bunları söyleyiverdim hemen ve “Olmaz” dedim.
O da bana, “Akıllı adamsın vesselam” diyerek duyduklarını, bildiklerini anlattı.
Kulislere hâkim bu zatı muhteremin anlattığına göre, Gül’ün yeniden aday olması söz konusu bile değilmiş.
“Gül, tazı yarışlarındaki tavşan gibi” dedi.
Anlamadığımı anlayınca anlatmaya devam etti:
“Abdullah Bey önden koşuyor. Arkasına başta hükümet yanlısı medya olmak üzere iktidarı taktı. Her türlü eleştiri yapılacak, suçlanacak, kötülenecek. Sonra Gül duracak ve bir başka isim koşmaya başlayacak. Adını vermeyeyim ama tahmin edebilirsin kim olduğunu. AK Parti içinde rahatsızlık yaratan başka bir isim. O öne çıkacak ve bir süre de o koşacak ve Gül’e yapılan saldırıların fazlası ona yönelecek. Ve en sonunda gerçek kahraman ortaya çıkacak. Uluslararası saygınlığı olan, güvenilir ve daha genç bir isim. Şu anda onun önü açılıyor. Ve iktidar yanlısı medya ona da saldıracak, ama her çıkana saldırıldığı için artık bu saldırılar yıpratıcı olamayacak. Muhafazakâr siyasetin kendi içinden çıkardığı alternatif lider o olacak” dedi.
“Kim o” dedim.
Güldü.
“Sana akıllı adamsın dedim. Bunu da çöz artık” dedi.
Ben çözdüm galiba.
Bakalım siz de çözebilecek misiniz?
***********
BEŞİKTAŞ BELEDİYESİ GERÇEKTEN CHP'Lİ MİYDİ?
GÖREVDEN alınan Beşiktaş Belediye Başkanı Murat Hazinedar ile tanışmam 2014 yerel seçimleri arifesine rastlar.
Bir meslektaşımız olan basın danışmanının aracılığıyla gazeteye ziyaretime gelmişti.
Benim pek konuşmadığım bir görüşme sırasında uzun uzun kendini, siyaset anlayışını, Türkiye’ye bakışını anlatmıştı.
Ben de hayretle dinlemiştim.
Ve görüşmenin sonunda, her zamanki patavatsızlığımla ağzımdan şu cümlelerin dökülmesine engel olamamıştım:
“Murat Bey, iyi ki benim oy kullandığım bölgede aday değilsiniz. Çünkü bu konuşmamızdan sonra asla size oy vermezdim.”
Hazinedar’ın söylemleri ve tavrı bana bir CHP’li aday gibi gelmemişti.
Daha çok eski merkez sağ partilerden birinin siyasi ideolojisine sahip gibi duruyordu.
Benim için şaşırtıcı olan, Hazinedar’ın fikirleri ve söylemleri değil, CHP’nin nasıl olup da onu aday yaptığıydı.
Bu fikrimi daha sonra CHP’li yöneticilerle de paylaşmıştım.
Geçen zaman içerisinde, Hüseyin Avni Sipahi’nin bu belediyede başkandan daha etkin olduğunu, hatta aynı kişinin başka belediyelere de “müdahil olduğunu” hep duyduk.
Sonunda olan oldu.
CHP’li bir başkan daha görevden alındı.
CHP bu duruma tepki gösteriyor, ama parti içinde bu görevden almayı haksız bulanların sayısının çok olduğunu zannetmiyorum.
Bence CHP’yi asıl kızdıran, benzer durumda olan pek çok AK Partili belediye varken, sadece CHP’li belediyelere operasyon yapılıyor olmasıdır.
MÜNECCİM OLMAK GEREKMİYOR
RECEP Tayyip Erdoğan, AK Parti Genel Başkanı sıfatıyla partisinin bazı belediye başkanlarını istifaya davet ederken bu köşede defalarca yazdım, “Bunu yapacak ve sonra da CHP’den aynı şeyi isteyecek. CHP’li pek çok belediye başkanı, İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınacak” diye.
Bu belediyelerin hangileri olabileceğini de söyledim.
Şu ana kadar ikide iki.
**********
KADINLAR NİYE ZIVANADAN ÇIKTI
ESKİDEN erkekler düzeysiz tartışmalar, kavgalar yapar, kadınlar ise asla seviyeyi düşürmezdi.
Artık devir değişmiş.
Şimdi kadınlar gergin.
Mesela Kıvılcım Ural diye biri var gördüğüm kadarıyla.
Aman Allah muhafaza. Etrafında ne kadar kadın varsa hepsiyle kavga ediyor.
Demet Akalın ile Hande Yener arasındaki kavga ise daha da büyük rezaletti.
Gözlerime inanamadım haberlerini okurken.
Seren Serengil, Yeşim Salkım, Gülben Ergen kavgasında ise “Allah’ım kör et beni” diye düşündüm rezaletin boyutunu görmemek için.
Üstelik de seviyeyi düşürme konusunda erkeklere rahmet okutacak bir öfke düzeyine gelmiş kadınlarımız.
Vardır elbet sosyolojik bir sebebi.
Yoksa bu kadınlar bu kadar zıvanadan çıkmazdı!
***********
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Türkiye’de neyin ayıp olabileceği konusunda bir fikrimiz olduğu zaman.
- Bana katlanan herkese teşekkürler1 yıl önce
- NE ZAMAN İNSAN OLURUZ?1 yıl önce
- Mirası kim paylaşır1 yıl önce
- Uçlara güç veren bir Anayasa1 yıl önce
- İçimizdeki İrlandalılar1 yıl önce
- Dünün güneşi, bugünün çamaşırı1 yıl önce
- Plan mı pilav mı!1 yıl önce
- Kalksa da görsek1 yıl önce
- İnce dedikodular1 yıl önce
- Oran değil, fark önemli1 yıl önce