Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

ANKETLERE bakıyorum, anlatılanları izliyorum, partilerin çalışmalarını takip ediyorum...

Her seçim dönemi yaptığımız şeyler aslında.

“Anketler ne kadar güvenilir?” sorusu benim de aklımda hep.

Son yıllarda seçim anketlerinin gayet sağlıklı yapıldığı ülkelerde bile çok garip sonuçlar çıktı, anlı şanlı araştırma kuruluşları skandal hatalar yaptılar.

İngiltere’de Brexit referandumu tahminleri, ABD’de Trump’ın seçilmesi, anketçilerin hiç ummadığı sonuçlardı.

Şirketler bunu anketlerde pek denek olarak görülmeyen, az eğitimli, toplumla sorunlu, düşük gelir grubuna dahil umutsuz kitlelerin seçimleri etkilemesine bağlıyorlar.

Bunların tüm siyasi yelpazeyi ortadan kesen bir tavır içinde olduğunu iddia ediyorlar.

Türkiye’de bu kitle var mı ve ne kadar etkin?

Bilmiyoruz.

Benim kendi adıma yaptığım şu:

Tüm anketleri topluyor, kendimce denek sayısını artırıyor ve sonra bunu yeniden bölerek bir sonuç elde etmeye çalışıyorum.

Kesin bir yargıya varmak için henüz erken.

Liderler daha sahaya çıkmadılar, kampanyalara henüz gaz verilmedi.

Mevcut durumda benim elde ettiğim bulgu şu:

“Cumhurbaşkanlığı seçimi, AK Parti ve lideri açısından çok büyük bir risk içermiyor. İkinci tur dahi çok güçlü bir ihtimal değil sanki.”

Ancak TBMM açısından durum farklı görünüyor.

AK Parti’nin tek başına TBMM’de çoğunluk olan 301’i alacağını söylemek hemen hemen imkânsız.

Dahası Cumhur İttifakı olarak da bu sayıya ulaşamayabilirler gibi duruyor.

CHP, işte bu olasılık üzerinden İYİ Parti ve Saadet’le ittifak yaptı.

Çünkü HDP ile İYİ Parti’nin aynı anda baraj altı kalması durumunda Cumhur İttifakı 400 milletvekiline yaklaşacak, Güneydoğu ve Orta Anadolu’dan neredeyse tulum çıkaracaktı.

CHP bu olasılığı engelledi.

Ancak Cumhur İttifakı’nın sürpriz bir şekilde 300’ün üzerinde bir milletvekiline ulaşmaları da hâlâ mümkün.

Bunun tek koşulu, HDP’nin barajı aşamaması.

HDP baraj altı kaldığı takdirde Cumhur İttifakı 300’ü aşıyor.

Hatta belki AK Parti tek başına 300’ün üzerine çıkabiliyor.

Önümüzdeki 1 aylık dönemde “oy savaşı” bu tablo üzerinden olacak.

Seçim stratejisinin bunun üzerine kurulacağını tahmin etmek güç değil.

***********

BÖYLE SORU MU OLUR?

MİLLİ Eğitim Bakanlığı’nın Destekleme ve Yetiştirme Kursu lise biyoloji dersi soruları arasında şöyle bir soru gördüm geçenlerde:

“1. günümüzde ortaya atılan evrim düşüncesinin bilim çevrelerinin çoğu tarafından kabul görmemesi,

2. olduğunu varsaydıkları ara geçiş formlarıyla ilgili fosil bulunmaması,

3. kayıtlı fosillerle günümüz canlıları arasında bir farklılığın olmaması,

4. ilk canlının nasıl oluştuğuyla ilgili tutarlı bir görüş üretememiş olmaları

verilenlerin hangilerinden dolayıdır?”

Şaşırdım. Bilim çevrelerinin çoğunda evrim teorisinin kabul görmediği yolunda bir tez duymamıştım. Tartışanlar, kabul etmeyenler vardı elbette ama “çoğu tarafından” cümlesi çok da gerçekçi görünmüyordu.

Bilim çevrelerini benden daha iyi tanıyan dostum Prof. Celal Şengör’ü aradım. Sordum.

Güldü tabii.

“Tabii ki böyle bir iddia doğru değildir. Bu dünyanın düz olduğunu iddia etmeye benzer bilimsel bir saçmalıktır ve bunun gençliğimizin eğitiminden sorumlu bir bakanlığın ürettiği bir belgede yer alması milletimize ve bilhassa gençliğimize karşı yapılmış bir kabahattir.

Yaşamın evrimi kuramını reddeden tek bir bilimsel çevreyi ben bilmiyorum.

Jeoloji ve biyoloji evrim kuramını tüm çalışmalarına temel almışlardır. Bunlar yanında tıp ve farmakolojide de evrim kuramı olmadan çalışmak düşünülemez. Ülkemizi bilimin aydınlığından hurafenin karanlığına sürükleyecek bu tür saçmalıklara engel olmak, her vatandaşın medeni insanlar olarak görevleri arasındadır.”

Celal Şengör, evrim karşıtlığının Hıristiyan propagandası olarak yayıldığını ve İslam dünyasına Hıristiyan tutucular tarafından sokulduğunu da söylüyor ve Darwin’den önce adını tam olarak koymamış olsalar da başta bugün Türkiye’de bir üniversiteye adını vermiş olan İbn Haldun olmak üzere pek çok Müslüman bilim adamının evrim teorisine benzer fikirler geliştirdiğini, İslam’daki bu karşıtlığın Hıristiyanlar tarafından Müslümanlığa sirayet ettirildiğini de örnekleriyle belirtiyor.

“Sayın Milli Eğitim Bakanı’mız bu yanlışa bir dur diyecektir diye tahmin ederim” diye de noktalıyor.

***********

SÜPER FOTOĞRAF

DÜN çok hoşuma giden bir fotoğraf gördüm.

Gençliğimden beri Türkiye’de spor otomobile binen, üstü açık bir otomobille yanına eşini de alıp gezen bir başbakan, bir lider hayal ederdim Türkiye’de.

Dün gördüğüm fotoğraf elbette böyle lider fotoğrafı değil.

Ne Tayyip Bey, ne Muharrem Bey, ne Meral Hanım, ne Temel Karamollaoğlu, ne Demirtaş, ne de Doğu Perinçek’ten böyle bir görüntü geldi.

Zaten tarzları da değil.

Ama Sakarya’dan gelen fotoğraf yine de hoşuma gitti.

Ünlü motosiklet yarışçımız Kenan Sofuoğlu, AK Parti’den milletvekili adayı oldu ya...

Adaylıkla ilgili bir toplantıya katılmak üzere partinin Sakarya İl Başkanlığı binasına gitmiş.

Fiyatı 900 bin Euro, yani hemen hemen 4.5 milyon TL olan şahane bir Lamborghini Aventador ile.

TBMM’ye kâh kafasında kaskı motosikletle, kâh Lamborghini’si ile gelen bir milletvekili iyi olacak...

***********

TAKSİCİLER YANLIŞ YAPIYOR

TAKSİCİLER ile UBER’ciler arasındaki kavga tatsız bir hal aldı.

Taksi şoförleri, ekmeklerini ellerinden aldıkları UBER’cilere ve UBER zannettikleri araçlara karşı giderek saldırgan bir tavır içindeler.

Haklı iken haksız hale gelecekler, farkında değiller.

UBER gayri yasal.

UBER vergi kaçakçısı.

UBER dünyanın birçok medeni ülkesinde de yasaklanıyor.

UBER haksız rekabet yaratıyor.

Bunlarda hemfikiriz.

Ancak bununla mücadelenin yolu UBER sistemine giren araçların sürücülerini dövmek değil.

Asıl sorumlu buna göz yuman “idare”.

Emniyet müdürlükleri ve valilikler.

THY’nin yolcularına UBER hediye ettiği bir düzende, UBER sürücüsü dövmekle bir yere varamayacaklarını bilmeliler.

***********

MEDYANIN AŞKI NEDEN ACABA!

DURSUN Özbek’ten ve destekçilerinden nemalananlar, Mustafa Cengiz, Abdurrahim Albayrak bir kenarda dururken Dursun Özbek övgülerine başladılar.

Hürriyet Gazetesi de Dursun Özbek övgüleri düzüyor, A Haber de.

Niyeyse.

Takımı o kurmuş, Terim’i o getirmiş.

Terim boş otururken, Terim’i getirmemek için Lucescu’nun ayağına giden sanki başkasıydı.

Sanki o sırada aday olan Cengiz, “Seçilirsem Terim’i getireceğim” demese, taraftar Terim diye bastırmasa, Terim adını duymaya tahammülü olmayan Özbek yönetimi Terim’i getirecekti.

Takımı o kurmuş.

Futbolculara 7 aydır para ödemeyen, transfer taksitlerini yatırmayan, vergilerini ödemediği için transfer hakkı askıya alınan kulübün başkanıydı Özbek.

Albayrak Sportif AŞ’ye geldiği gün tüm bu sorunları çözmeseydi, Florya cenaze evi gibi olmaya devam edecekti.

Ama medyada bir Dursun Özbek fırtınası estiriliyor.

Kiminin nedeni “duygusal”, kiminin nedeni ise “Galatasaray düşmanlığı”.

Galatasaraylılar uyanık olsun.

Kendi adasını yıktıran, kendi malını ucuza peşkeş çektiren adama verilen bu desteğin nedenini iyi hesaplasınlar.

***********

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

İyilik düşünmeyenlerin başına iyi şeyler gelmediğini anladığımız zaman.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar