Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

Anayasa Profesörü, bir ara Anayasa Komisyonu Başkanı, milletvekili Burhan Kuzu Bey, Lozan Antlaşması’nın yıl dönümü nedeniyle bir tweet attı önceki gün.

Okudum ve güldüm.

“Cehaletin bu kadarı ancak eğitimle, hele hele bu kadarı ancak profesör olmakla olabilir” dedim kendi kendime.

Burhan Kuzu şöyle diyor tweet’inde:

“Lozan zafer değil, hezimettir. 2.5 milyon kilometrekare vatan toprağı 780 bin kilometrekareye düşmüştür.”

Kuzu’nun bu müthiş tespitine dayanak ise Kadir Mısıroğlu.

Kuzu bu tezinde de iddialı.

İddiasına dayanak olarak “Sevr’i Osmanlı imzalamamıştı ki!” diyor.

Ah Kuzu ah.

Hangi 2.5 milyon kilometrekareden bahsediyorsun Allah aşkına.

Hadi Osmanlı Sevr’i imzalamamıştı tezini kabul edelim.

Peki Mondros’u da imzalamamış mıydı?

Aç bakalım Mondros Mütarekesi ne diyor!

Onu da mı imzalamadı Osmanlı?

Ona da mı inkar!

Oku öğren hoca. Bırak meczupların izinden gidip, tarihi çarpıtmayı.

Bağdat’ı kaybetmişsin 1917’de.

İngilizler 1918’de hukuksuz biçimde de olsa galibin hukukunu kullanarak Irak’ın kuzeyine çökmüş, bir yandan da Kürtleri örgütlemiş Türkiye’ye karşı.

Suriye’nin büyük bölümü aynı yıl gitmiş. 1918’de gerisini kaybetmişsin.

Arap yarımadasının alt tarafı zaten gitmiş, İngiliz işbirlikçisi Arap kardeşlerinizin isyanı ile.

Mısır zaten senin değil uzun zamandır.

Balkanlar’ın çoğu çoktan gitmiş.

Kıbrıs dahil Adalar dediğin her şeyi İtalyanlara çoktan bırakmış Osmanlı.

Sen neden bahsediyorsun Kuzu Hocam.

Ya içmeden kafa yapan bir şey buldunuz ya da “Nasıl olsa okumayan bir kitle var. Biz de dersek yerler” diye sallayıp gidiyorsunuz.

Hadi bana inanmıyorsun.

Hadi İlber Hoca’yı muhalif görüyorsun.

Murat Bardakçı’nın yazdıklarını oku Kuzu Hocam.

Profesör Erhan Afyoncu’nun yazdıklarını oku.

Allah’tan kork hocam.

Allah’tan kork.

***

Dolarınıza yüzde 40 faiz

Merkez Bankası faizleri 4 puandan fazla geri çekti.

Birkaç gün önce Türkiye’nin en iyi ekonomi gazetecilerinin başında gelen Yavuz Barlas ile konuşurken, “Abi Akbank’ın konut faizinde indirim oranı Merkez Bankası’nın işaretçisi. Merkez Bankası en az 4 puan indirimi yapacak görürsün” demişti.

Ben de “Dolar ne yapar” diye sormuştum.

“Fazla bir şey yapmaz. Sakin gider” diye tahminini söylemişti.

Ben de onun kadar iyimser olmasam bile, doların fazla uçmayacağını düşünüyordum.

Niye mi?

Anlatayım!

Türkiye, bugün reel faiz konusunda muhtemelen dünyadaki en cömert ülke.

Rakamlarla ifade etmek gerekirse...

Geçen yıl Ağustos ayında Türkiye’ye 10 milyon dolarla geldiniz.

13 Ağustos’taki 7.22 TL’lik zirveyi boş verin, ay ortalaması olan 6.88’den bozdurdunuz dolarınızı.

Elinize 68 milyon 800 bin TL geçti.

Bu parayı yıl boyunca TL mevduat yaptınız ve ortalama yüzde 20 faiz aldınız.

Şimdi 12 ayın sonunda bu parayı bankadan çektiniz. Vergisi kesildikten sonra elinize 80 milyon 908 bin TL para geçti.

Bunu bugünkü kur olan 5.68’den dolara çevirdiniz.

Elinize geçti mi 14 milyon 244 bin dolar...

Bu ne demek biliyor musunuz?

Türkiye son bir yılda dolara yüzde 40 faiz verdi demek.

Zannederim bu Türkiye Cumhuriyeti tarihinde dolara verilen en yüksek faiz olmuştur.

***

Lamı cimi yok, kesin Türk

İngiltere Başbakanı Boris Johnson’ın Türk kekleri epeydir konuşuluyordu.

Mevzuyu ilk gündeme getiren yıllar önce, Johnson Londra Belediye Başkanı seçildiği zaman Murat Bardakçı olmuştu, “Bu adam Ali Kemal’in torunudur” diyerek.

Sonra hep tartışıldı ne kadar Türk olup ne kadar Türk olmadığı.

Son olarak da kendisi “Dedem Türk ama ben kendimi pek Türk hissetmedim” diye noktayı koydu.

Ama dün net bir biçimde ortaya çıktı ki, Boris Johnson’da sağlam, bozulmamış, taş gibi yerinde duran bir Türk geni, bir Türk genetiği var.

Bunu nereden mi anlıyoruz?

Kardeşi Jo Johnson’ı Bakan yapmasından. Hiçbir İngiliz böyle bir şeyi değil yapmak aklına bile getiremezdi.

Bu yüzde yüzlük bir Türk tavrıdır.

Boris Johnson kesinlikle Türk geninden gelmektedir.

***

Ne diyeceksiniz merak ediyorum!

Bakın doktora öğrencisi bir genç bana mail atarak ne sormuş:

“Selamlar Fatih Ağabey,

Bu ülke hep böyle dandik miydi? Ben bir doktora öğrencisiyim, yaşım yetmediği için soruyorum: Eskiden de bu memleket böyle seviyesiz, böyle bayağı, böyle vurdumduymaz mıydı?

Benim gördüğüm bu ülkede her yerden bir dandiklik, kalitesizlik akıyor. Yaşım elverdiği ölçüde de arttığını görüyorum. Diyeceksin ki bana ne soruyorsun oğlum, adam mı kalmadı. Yok ağabey kalmadı”

Bir genç böyle düşünmeye başladıysa sorun var demektir.

Bir gencin böyle düşünmesine neden olacak bir ortam var ise sorun büyük demektir.

Bir değil çok genç böyle düşünüyorsa sorun çok çok büyük demektir.

Yine de bu genç kardeşimize umudunu kırmamasını söyleyen bir mesaj yolladım.

Ama açıkçası ben de sizin fikrinizi merak ediyorum.

Ne dersiniz?

Siz nasıl görüyorsunuz durumu?

Önce siz bana yazın. Sonra ben genç kardeşime yazdığım mektubu sizinle paylaşacağım.

***

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Hataların bazen yasalarda değil uygulayanlarda olduğunu anladığımız zaman.

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar