Kemal Kılıçdaroğlu, elektrik faturasını ödemeyerek elde etmek istediği etkiyi yakaladı.
Dün Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği kesildi, Kemal Bey bu kesintiyi hemen fırsata çevirdi ve “Parasızlık nedeniyle evinin elektriği kesilen milyonların sesi olmak için 1 hafta karanlıkta oturacağım” dedi.
Boy boy mum ışığında fotoğrafları yayınlanıyor, elektrik zamları bir kez daha gündeme geliyor.
CHP lideri açısından başarılı bir kampanya.
Fakat unutulan bir şey var sanki.
CHP liderinin elektriğini kesen “Devlet” ya da “Kamuya ait bir şirket” değil.
Ankara’nın ve çevre illerinin elektrik dağıtımı Başkent Elektrik Dağıtım AŞ, yine Ankara’nın da içinde olduğu aynı bölgenin görevli tedarik şirketi ise EnerjiSA’dır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Sabancı Grubu’na ait EnerjiSA tarafından üretilen ve yine Sabancı Grubu'na ait Başkent Dağıtım AŞ tarafından evine iletilen elektriğin faturasını ödememiştir.
Ve CHP Genel Başkanı’nın evinin elektriğini kesen de devlet değil, Sabancı’dır.
Hani şu ekonomi bakanının toplantısından çıkarken programı öve öve bitiremeyen hanımefendinin başında olduğu grup.
Elbette ki, Sabancı Grubu’nun ödenmeyen bir fatura karşısında yasal haklarını kullanarak elektriği kesmek ve faturalara da gecikme faizi uygulaması kabul edilebilir bir durumdur.
Ancak herkesin merak ettiği, aynı faturayı ne bileyim mesela Beştepe’deki bir konut ödemeseydi aynı uygulamayı yaparlar mıydı!
Tabii tam tersini de düşünmek mümkün.
Tabii iktidar yanlıları da “Sabancı, Kılıçdaroğlu’nun elektriğini keserek iktidarı zor duruma düşürmek istedi” diye yorum yapabilirler.
Her ikisini de düşünmek mümkün.
Ne de olsa artık memlekette kimsenin kimseye güveni ve inancı kalmamış durumda.
Kötülük sardı dört bir yanımızı.