Hoş geldin hoş olmayan yeni dünya
ACABA 7 Ocak Charlie Hebdo saldırı eylemi bundan böyle daha hangi sonuçlara yol açacak?
Eylemciler farklı niyetlerle yola çıkmış olsalar da, sonuçta dünyamızın aldığı biçimi büyük çapta onlar belirliyor.
Maalesef bugünün gerçeği bu.
11 Eylül (2001) eylemleri, başta ABD olmak üzere, dünyanın her tarafında silinmez izler bıraktı. Hem de “Eylemden Önce” (EÖ) ve “Eylemden Sonra” (ES) ayrımı yapılacak çapta değişti dünyamız. “EÖ” hemen herkes ABD’ye bakıp onun gibi olmaya özeniyor, demokrasi, insan hakları, hak ve özgürlükler alanlarında iyileşmeler birbirini izliyordu; “ES” ABD’nin kendisi güvenlik öncelikli politikalarla vatandaşlarının hak ve özgürlük alanlarını daralttı.
“EÖ” dünyanın dört bir tarafında İslam’a hoş bir bakış ve ilgi vardı; “ES” ilgi olumsuza döndü, Müslümanlar kuşku odağı halini aldı.
Daha da önemlisi şu: “EÖ” yanlışlıklar fark edilse de, Ortadoğu’da, işleyen bir düzen söz konusuydu; “ES” ise Ortadoğu bir çözülmüş devletler (Afganistan, Irak, Libya, Suriye, Somali, Yemen) meşheridir. Ülkelerin kendileri sürekli terör eylemleriyle sarsıldığı gibi, bölge coğrafyası da dengeden yoksunlaşmıştır.
Ortadoğu’da dengelerin bozulmasıyla oluşan güvenlik boşluğu Avrupa’yı da tehdit ediyor bugün.
Yahudiler bile geleneksel olarak yüzyıllardır yaşadıkları ülkelerde tehdit altına düşmüş ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun yaptığı “İsrail’e göç edin” çağrısına muhatap olmuşlarsa... Sebebi, 11 Eylül uğursuz eylemlerinin dünyamıza dayattığı yeni atmosferdir.
Siyaseti de etkiliyor terör eylemleri...
Değişimi 11 Eylül 2001 eylemleriyle başlattığıma bakmayın, 11 Eylül de, aslında 7 Ağustos 1998’de Darüsselam (Tanzanya) ve Nairobi’deki (Kenya) ABD büyükelçiliklerine El Kaide’nin düzenlediği ikiz bombalama eylemlerinin ürünüdür.
ABD’de George W.Bush’a 2000 yılında Beyaz Saray yolunu açan “daha sert bir başkan” arayışı o eylemlerin sonucuydu.
Terör eylemleri dünyamızı değiştirdi; değiştirmeye de devam edeceğe benziyor...
Charlie Hebdo’ya saldırı ve Yahudilerin alışveriş ettiği markette müşteri rehin alma eylemlerinin ilk sonucunu gördük: Dünyanın 44 ülkesinin devlet veya hükümet başkanları dayanışma için, o eylemler yüzünden Paris’e koştu.
Arkası gelecektir: Saldırganlar henüz kaçmaktayken, Avrupa’nın üç önemli ülkesinin (Fransa, Almanya ve İngiltere) yetkilileri, her biri ayrı ayrı, göçmen politikalarını gözden geçireceklerini, güvenlikle ilgili yeni yasalar çıkaracaklarını ve istihbarat örgütlerini güçlendireceklerini açıkladı.
Hepsini ve daha fazlasını yapacaklardır. Sayıları 20 milyonu bulan Avrupalı Müslümanların, içlerindeki birkaç beyinsizin işlediği günahlar yüzünden huzurları kaçacak, bazıları hayatlarında ayak basmadığı esas ülkelerine gönderilmek isteneceklerdir.
Fransa’da birileri, aşırı sağcı Ulusal Cephe’nin ilk seçimde iktidara gelebileceğini bundan 10 yıl kadar önce söyleseydi, kahkahalarla karşılanırdı; bugünün dünyasında, Ulusal Cephe Lideri Marine Le Pen’in Elysee Sarayı’na seçilmesi hayli kolaylaşmış görünüyor.
Eylemciler, eylemleriyle, Filistin sorununa, Müslümanların dertlerine ilgisizliğe, Ortadoğu’da baskıcı rejimlerin varlığına, Avrupa’da göçmenlerin eşit haklara sahip olmamasına dikkat çekmek istemişlerse, sonuç ortada: Onlar yüzünden bugün kimsenin, Filistin’e, 1.5 milyarlık İslam dünyasının dertlerine, Avrupa’daki Müslümanların sorunlarına beş kuruşluk değer verdiği yok...
Herkes bundan sonraki eylemin, nerede, hangi ülkede boy göstereceği kaygısının esiri...
Yeni eylemler planlayanlar, bu yazımı muska niyetine taşıyabilirler...
- Batı ile değişen rollerimiz8 yıl önce
- Yangın daha da yayılmadan...8 yıl önce
- Biz birbirimizi yerken...8 yıl önce
- Seçim sonrası Türkiye tablosu8 yıl önce
- Yeni yıl dilekleri yerine...8 yıl önce
- Anakronizm8 yıl önce
- Silah ve demokrasi bir arada olmaz8 yıl önce
- O fotoğraf yanlış8 yıl önce
- Tarih bizde hep tekerrür eder8 yıl önce
- Olana bir de bu gözle bakın8 yıl önce