Üzgünüm Leyla
HESABINI Washington’a bakarak ya da Merkez Bankası Başkanı’nın görevden alınmasını bekleyerek yapanlar varsa, artık bundan vazgeçsinler...
Garip mi geldi bu giriş size, gelmesin... Ülkemizde siyaset üzerine hesaplar yapanlar var ve hepsi de iktidarın ömrünü kısaltmak üzerine bu hesapların... Daha başkaları da var, ama ben yalnızca o hesaplardan bugünden yarına boşa çıkacağı belli olan ikisini yazdım...
İlk haberi ABD başkentinden bir meslektaşımız Twitter aracılığıyla duyurdu: “Washington’dan bakınca: Erdoğan kalıcı. Bilginize.” Bu mesajdan, Amerikan yönetiminin Türkiye’yi değerlendirdiği ve sonunda siyasette taşları yerinden oynatacak herhangi bir müdahalede bulunmamaya karar verdiği anlaşılıyor...
Mesajın sahibi herhangi bir gazeteci değil; itibarlı bir yabancı dergiyi ülkemizde temsil ediyor. Dergi İngiltere’de çıkıyor, ama yayınlandığı ülkeden daha fazla ABD’de ilgi görüyor. Dünyanın dört bir tarafında, “Economist bu hafta ne yazmış?” diye kulak verilen bir dergi bu.
Belli ki Washington’a, Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesi sonrası Türkiye’ye bakışta bir değişiklik olup olmadığını öğrenmeye gitmiş meslektaşımız... Görüştükleri, kendisine, “Hayır, darbe yoluyla yönetimin değişmesini arzu etmiyoruz” demiş olmalı...
“Darbe”, evet o pis sözcük mutlaka telaffuz edilmiştir; aksi halde birkaç ay arayla sandıkta halktan büyük destek aldığı görülmüş bir iktidarın yönetimden uzaklaştırılması, yüzde 52 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanı’nın “gidici” olması düşünülebilir mi?
Washington’a “Aferin” diyorum. Sadece geçmişte (Latin Amerika’da, İran’da, hatta Türkiye’de) askeri darbeleri desteklemekle kalmamış, yakın tarihlerde kendi çıkarlarına aykırı düşen yönetimlerin (sözgelimi Pakistan’da, Mısır’da) demokrasi dışı yöntemlerle değişmesine yeşil ışık yakmış bir ülke ABD. Onun işaretiyle ülkelerin nasıl karıştığını ve sonunda neler olduğunu biliyoruz.
“Erdoğan kalıcı” mesajı bu yönüyle iç rahatlatıcı ve “aferin” denilmeyi hak ediyor...
Peki ya Merkez Bankası (MB) Başkanı’yla ilgili durumun iç siyasetle ve hesaplarla ilgisi ne?
Onu da dün, yine bir meslektaşımızın sütunu bana düşündürdü.
Hürriyet’in ekonomi sayfalarında yazan meslektaş, daha başlığından (“Merkez yönetimi neden istifa etmeli”) MB Başkanı Erdem Başçı’ya akıl vermek üzere kaleme aldığını belli ettiği yazısında, böyle bir sonucun ülke için iyi olmayacağını açıkça belirtiyor. Dediği aynen şu: “Başçı’nın istifası piyasalarda çok kötü karşılanır. Hele (baskılar yüzünden istifasına üzüleceği muhakkak olan hükümet içindeki destekçisi) Babacan da ayrılırsa, telaş iyice büyür ve ekonomi çok büyük zarar görür.” (Parantez içindeki bölüm bana ait. FK).
Zarar gören ekonomi yüzünden neler olabileceğini hayal gücümüze bırakmış yazar...
İyi de, böyle bir gelişmeyi neden tavsiye ediyor olabilir ekonomi yazarımız?
Öyle ya, Ali Babacan bakan olarak, Erdem Başçı MB Başkanı olarak ekonomi için onun söylediği kadar “elzem” insanlar ise, ki öyle olduklarına ben de inanıyorum, ekonomiye yön verme iddialı bir gazetecinin, yazısını, tersine, “Merkez yönetimi istifa etmemeli” tavsiye ekseni üzerine oturtması gerekmez miydi?
Ekonomiye çok büyük zarar verecek bir tavsiyenin bir ekonomi yazarından gelmesini anlamakta zorlanıyorum.
Tıpkı, “Washington’dan bakınca: Erdoğan kalıcı” bilgilendirmesinin yine bir gazeteci tarafından üzülmemiz beklenerek yapılması gibi...
Üzülmek mi? İşte ben bu duruma üzülüyorum.
- Batı ile değişen rollerimiz8 yıl önce
- Yangın daha da yayılmadan...8 yıl önce
- Biz birbirimizi yerken...8 yıl önce
- Seçim sonrası Türkiye tablosu8 yıl önce
- Yeni yıl dilekleri yerine...8 yıl önce
- Anakronizm8 yıl önce
- Silah ve demokrasi bir arada olmaz8 yıl önce
- O fotoğraf yanlış8 yıl önce
- Tarih bizde hep tekerrür eder8 yıl önce
- Olana bir de bu gözle bakın8 yıl önce