Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

SON zamanların en anlamlı sorusuyla dün Murat Yetkin’in (Radikal) sütununda karşılaştım: “Vaktiyle Ak Parti’nin, şimdilerde HDP’nin yapabildiğini neden CHP de başaramasın?”

Evet, sahi neden başaramasın CHP?

Türkiye’de partili kimliği, sanıldığı veya gösterilmek istendiği gibi, bir “yazgı” değil; tam tersine çok partili sisteme geçildiğinden bu yana iktidarda bulunan partiler değişti durdu. Son iktidar AK Parti; onun iktidar öncesi ömrü iki yıl bile değil... Geçmişin iktidar partileri -DP, ANAP, DYP, SHP, DSP- bugün var, ama yok gibiler...

CHP bir istisna. Galiba CHP’li olmak bir “yazgı”; kimileri CHP’li olarak doğuyor ve eli CHP dışındaki partilere oy vermeye pek gitmiyor... Gidenin de yerine yenisi fazla gelmiyor...

Bu sebeple, CHP’nin oyu yüzde 20-25 civarına çakılı kalmış görünüyor; ne uzuyor, ne kısalıyor CHP...

Yeniden sorumuza dönersek... Neden böyle CHP, neden seçmen sayısını artıramıyor?

AK Parti’nin temelinde yüzde 20’yi aşamamış partiler var: Milli Selamet Partisi... Refah Partisi... Fazilet Partisi... AK Parti kurucularının büyük bölümü, geçmişte hepsi de Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmış o partilerin çizgisinde siyaset yapmış insanlardı. 2000 yılında kamuoyu önüne kimliklerini saklamadan AK Parti olarak çıktılar; saklamaya çalışsalardı bile başaramazlardı zaten...

Kamuoyu ‘’Biz farklıyız’’ demelerini yeterli gördü ve ilk seçimde AK Parti’yi iktidara taşıdı.

HDP’ye bakalım: Kürt siyasetinin son temsilcisi HDP; kendisinden önce Anayasa Mahkemesi kararıyla kapatılmış bir dizi parti var... Eli silahlı bir örgütün sempatisini üzerinde taşıdığı da biliniyor; isteseler de bunu gizleyemezler zaten... Bu özelliğin bütün mahzurlarına sahip HDP. Bugüne kadar alabildiği en yüksek oy oranı yüzde 6.5...

Buna rağmen HDP, 7 Haziran seçimine yüzde 10 engelini aşabileceği umuduyla giriyor ve kamuoyu yoklamaları da HDP’ye şans tanıyor. Daha önce farklı partilere oy vermiş insanların ilgisine muhatap bu seçimde HDP; o insanlar HDP’nin kendisini yenilediği ve yeni kimliğiyle oy verilebilir hale geldiği kanaatine varmış görünüyor.

CHP, geçmişte AK Parti’nin yapabildiğini, HDP’nin şimdilerde deneyip sonuç alabileceği görüntüsü verdiğini neden başaramasın? Neden çekirdek kadrosunu koruduğu halde, ‘’Ben değiştim’’ mesajının içini ikna edici biçimde dolduramasın ve kendisini seçmen kitlesi karşısında daha önemli bir alternatife dönüştüremesin?

Geçmişte kabuk değiştirebilmişti CHP. “Ortanın solu” sloganı bir hamle getirebilmiş, Bülent Ecevit CHP’nin oyunu yüzde 40’ın üzerine çıkarabilmişti. SHP döneminde Erdal İnönü ve İsmail Cem’in çizgiyi çağdaş sol değerlerle yenileme arayışları da önemliydi.

Tıkanıklık bugünlere ait...

Murat Yetkin’in sorusu, üzerinde düşünülmeyi hak ediyor.

CHP’yi yönetenler de tıkanıklığın farkındalar, ama geleneksel taban, ileri adımlar atmada, ‘’Ya onları kaçırmamıza yol açarsa’’ tereddüdünü yaşatıyor. Oy artıralım derken geleneksel tabandan tepki çekmek de var...

Doğru, ama HDP’nin son açılımı özellikle CHP’yle özdeşleşmiş kitlelere hoş görünmeye başladı; yerinde duran bir CHP aniden karşısına çıkan HDP alternatifi karşısında eski cazibesini yitirebilir de...

Hem de 13 yıllık iktidarın AK Parti üzerinde etkilerini gösterdiği günümüz ortamında.

Ya şimdi, ya hiçbir zaman...

Bakalım hangisi olacak?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar