Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

GÖZLERİMİZİN önünde cereyan eden uğursuz olayları izliyor ve her biri için söylenecek birkaç şey bulabiliyoruz da, acaba olayların bütününü tek bir kare içerisinde değerlendirebilecek bir zihin cimnastiği yapıyor ve oradan gereken sonucu çıkarabiliyor muyuz?

Bu sorunun tek bir cevabı var: Hayır...

Terör ülkemizi yeniden sınamaya başladı. Birbiriyle ilintisiz görünen son iki olay, aslında, terörü bir yöntem olarak kullananların amacını açık ediyor; ancak biz her olayı kendi özelliği içerisinde değerlendirdiğimiz için terörün mesajını ıskalıyoruz.

Iskaladığımız için de, terör, genellikle istediği sonucu alıyor.

Çağlayan Adliyesi’nde iki militan, toplumu geren davaların kendisine emanet edildiği bir savcıyı rehine aldı; eylemin sonunda militanlar öldürüldü, ama savcı da sağ olarak kurtarılamadı.

Ardından bizler ne yaptık?

Teröre hemen bir örgüt adı bulduk; eylemciler zaten bayraklarıyla gelmiş, kameralara kimliklerini açıklayıcı pozlar da vermişlerdi. Devletin güçleri, eylemden sonra örgüte yönelik operasyon başlattı ve çok sayıda potansiyel eylemciyi gözaltına aldı.

Daha başka ne yaptık?

Birbirimize girdik ve girmeye de devam ediyoruz. Eylemcilerin savcıyı tehdit eden görüntülerini yayımlayan gazeteler suçlandı; eh tabii, bu, içte ve dışta büyük bir gürültü kopardı. Eşzamanlı olarak, güvenlik güçlerinin eyleme müdahalede yetersiz kaldığıyla başlayıp aslında canlı yakalanabilecek eylemcileri ve kurtarılabilecek savcıyı polisin (tabii bir yerlerden emir alarak) öldürdüğüne dair senaryolar yazmaya başladık

Hangi eylem daha etkilidir terörü yöntem olarak seçmişler bakımından? Eylemin kendisi mi, yoksa sonrasında yapılan ve yaşananlar mı?

Yeni olay, Rize’de galip geldiği maçtan dönen Fenerbahçe takımının otobüsüne, havaalanına doğru yol alırken, ateş açılması...

Ülkemizde sayıları hiç de az olmayan takıntılı birinin tekil bir girişimi de olabilir bu eylem; futbol camiasını bütünüyle -en fazla taraftarı bulunan takım bilinen FB camiasını da özellikle- rahatsız ederek sonuç almak isteyen karanlık güçlerin işi de...

Hangisi olursa olsun, olay sonrasında meydana gelen gelişmeler, eylemin kendisinden daha fazla olumsuzluğa sebep olacağa benziyor.

Zaten var olan kutuplaşma bu defa futbol ekseninde kalıcılığa dönüşecek gibi...

Yarın bir yerlerde yeni bir olay ortaya çıkabilir ve toplumsal yapımızda daha derin yaralar açabilecek yeni krizlere sebep olabilir.

Neden?

Patlamaya hazır bir bomba gibiyiz de ondan...

Kurtlar bulanık havayı sever ya, Türkiye bugün yerli-yabancı kurtların iştahını kabartan bir bulanık havaya sahip.

Bizler küçücük bir kıvılcımı kendi elimizle alevlendiriyoruz, ülkeyi istedikleri istikamete sevk etme derdinde olanlara bacayı saracak bir yangına dönüştürme işi kalıyor.

İşin zor bölümünü kendimizin yaptığına dikkat çekmek isterim.

Adliyedeki eylem sonrasında yargı camiasının en hararetli bölümü avukatlar hareketlendi; şimdi de tartışmalara savcılar ve yargıçların da hareketlenmesini sağlayacak kapsayıcı bir söylem hâkim olmaya başladı.

Havaalanı yolunda FB otobüsüne sıkılan kurşun da, biraz daha dikkatsiz davranılırsa, bütün kulüplerin birbirine düşeceği yeni bir cepheleşmeye sebep olabilir.

Seçime gidiyoruz, bütün partiler sandıktan başarıyla çıkmak istiyor anladık da, sonrasında yönetilemez hale gelmiş bir ülke ortaya çıkarsa ne olacak?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar