Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

KENAN Evren’in ölümü üzerine en hoş makalelerden birini Habertürk’te Murat Bardakçı yazdı; hem de bir başka ülkenin farklı bir cumhurbaşkanı üzerinden...

François Mitterrand en uzun süreyle Fransa’da cumhurbaşkanlığı yapmış sosyalist kökenli bir siyaset adamıdır. Zamanında pek çok yazar, gazeteci, akademisyen onu kıyasıya eleştiren yazılar, kitaplar kaleme almıştır.

Meğer aynı sivri kalemler, onu yerin dibine batıran yazılarla kamuoyu önüne çıkarken, Mitterrand’a hayranlık ifadeleriyle dolu mesajlar da iletirlermiş... Bir gazeteci, imzalanarak eski cumhurbaşkanına gönderilmiş kitapların içine yazılmış abartılı mesajları, aynı yazarların yine o günlerde gazetelerde ve dergilerde çıkan ve Mitterrand’ı kıyasıya eleştiren makaleleriyle yan yana bir kitapta toplayıvermiş...

Güzel değil mi?

2. Dünya Savaşı’na gidilen günlerde kendini ABD’ye atan Fransa’nın ünlü gazetecilerinden Pierre Lazareff’in dilimizde değişik baskıları bulunduğu için iyi bilinen bir kitabı vardır: “Fransa’da Basın Rezaletleri.”

Demek ki, rezalet, Lazareff’in çok iyi bildiği 1945 öncesinde kalmamış...

Kenan Evren işi başkasına bırakmadı, başında bulunduğu darbenin öncesinde askere “Gel, gel” çeken, sivil yönetimi alaşağı edip siyasetçileri cezaevlerine tıktıklarında kendilerini alkışlayan, nice sonra başlarına taş düşmüşçesine hafif-ağır eleştirilere başlayan basın taifesinin bu çelişkisini bir kitapta topladı.

Kendisi, bizzat...

“12 Eylül’den Önce ve Sonra Ne Demişlerdi, Ne Dediler, Ne Diyorlar” adlı bayağı hacimli kitap, 1980 yılı Ocak ayından itibaren -yani “Gel, gel” döneminde- çıkan yazılardan alıntılarla başlıyor ve 1996 yılına kadarki çelişkileri sergiliyor...

Dönemin bütün gazetelerinde ve çeşitli köşelerde övgüler düzülmüş askeri darbeye.

Lazareff’in Fransa için “rezalet” dediğinin Türkiye versiyonu...

“Evren ve arkadaşları darbeyle ülkeye hayırlı bir iş yaptılar” tezini savunanlar bugün de var; nitekim Cumhuriyet Gazetesi’nin ölüm haberini verirken attığı keskin manşete itirazla bir tartışma açılmış oldu. O sebeple, ben de, şimdi bayağı keskin manşetlerle çıkan Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının Evren darbesi üzerine yazdıklarından bir demetle tartışmaya katkıda bulunmak istiyorum.

Hayır, Evren’in kitabından değil, şimdilerde Cumhuriyet’te yazan Mine Söğüt’ün derlediği “Darbeli Kalemler” adlı eserden yararlanarak...

Cunta adına yaptığı ilk günün TV konuşmasında Evren, “Bir kısım kıymetli Türk basınının zaman zaman yaptıkları uyarıları şükranla belirtmek isterim” demişti. Bir yazar, “Cumhuriyet bütün kadrosu ile, en önde yazarları ile bir ‘demokrasi çıkmazında’ daha doğrusu batağında boğulup gitmekte olduğumuzu (...) savunmaktaydı” cümlesiyle Evren’in “teşekkürünü” sahipleniyor...

Bir başka yazar, “Silâhlı Kuvvetler’in emir-komuta zinciri içinde yönetime tümüyle el koyması, yağmurun yağması gibi doğal bir olaydır” diyor ve ekliyor: Devlet devlet olmaktan çıkar ve ülke örtülü bir iç savaşın kanlı arenasına dönüşürse... “Silâhlı Kuvvetler’in yönetime el koymasından doğal ne olabilir?”

İmzalı köşe yazıları bunlar; bir de “Olayların Ardındaki Gerçek” imzalı başyazıya göz atalım: “Zorunlu eylem” diye söz ettiği darbenin “Sessiz, kolay, gürültüsüz biçimde benimsenmesi, toplumun bekleyişlerine cevap vermesi anlamını taşır” imiş... Çeşitli kesimler ve çevreler, yönetime el koymayı, “Kendi özlemlerinin bir aracı gibi görmek ve göstermek eğiliminde” imiş...

Böyle onlarca yazı çıkmış 1980 Eylül’ünde.

Aynı Cumhuriyet, önceki gün, Evren’in vefatını, “Diktatörün ölümü” manşetiyle duyurdu.

Yaşasın...

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar