Takipde Kalın!
Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
Gündem Ekonomi Dünya Spor Magazin Kadın Sağlık Yazılar Teknoloji Gastro Video Stil Resmi İlanlar

DÜN ülkemiz açısından önemli bir gündü.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 11 Cumhurbaşkanı TBMM tarafından seçilmişti; dün halk tarafından seçilmiş Tayyip Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı olarak yemin edip görevine başladı.

Artık o Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan...

İşçi bir babanın oğlu olarak dünyaya gelmiş biri Tayyip Erdoğan; siyasete atılmayıp devlet basamaklarını tırmanmasaydı, muhtemelen SSK emeklisi olarak hayatını tamamlayacaktı.

Halk onu kendisinden biri olarak biliyor...

Erdoğan kendisine uğraş alanı olarak siyaseti seçti; demokratik sistem de ona sırasıyla belediye başkanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yollarını açtı.

Ancak her basamakta yolu, demokrasiyi hazmedemeyenler tarafından kesildi.

Belediye başkanıyken okuduğu iki kıtalık bir şiir yüzünden mahkeme kararıyla koltuğunu kaybetti... Partisi iktidara geldiği halde, siyasi yasağı yüzünden milletvekili olamadı... Adayları Cumhurbaşkanı seçilemesin diye ordu tarafından “e-muhtıra” verildi; CHP’nin başvurusuyla Anayasa Mahkemesi 367 kararı aldı... İktidardaki partisi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından kapatılmak istendi.

Gazeteler her önünün kesilişinde ‘’Muhtar bile olamaz’’ manşetleri attılar; rakibi siyasiler daha dün bile Cumhurbaşkanı olamayacağını iddia etmekteydiler.

Önüne çıkarılan bütün engelleri aşmayı ve partisinin oylarını girdiği her seçimde artırmayı başardı.

Geçmişte önüne engel çıkaranlar -siyasi rakipleri, vesayetçiler, kendisinden hiç hoşlanmadığı bilinen medya- onun için ne söyledilerse, söylenenleri tersine çevirmeyi bildi Tayyip Erdoğan...

Önüne çıkarılan engellerden yararlanarak... İşte CHP’nin bir türlü anlayamadığı da onun bu özelliğidir: Önüne çıkarılan engeller Tayyip Erdoğan’ın sistemi tanımasını sağladı; artık sistemin arızalarını, boşluklarını, hoşluklarını iyi biliyor. Attığı her adımda yalnız kendisine dönük engelleri ortadan kaldırmakla kalmıyor, onların varlığından yararlanıyor da...

En fazla yararlandığı da CHP’nin yaptıkları...

Kendi seçtiği ilk Cumhurbaşkanı’nı izlemek üzere halkın ekranları başında olduğu yemin töreninde CHP’nin sergilediği tavır, ne demek istediğimi mükemmel anlatıyor: Yemini engellemek istedi CHP; grup başkanvekili eliyle birkaç hamle yapıldı ve salonu terk etmelerinden önce kürsüye Anayasa kitapçığı fırlattılar...

Ne elde etti bununla CHP?

Bu eylemle seçim sürecinde yapılan usulsüzlüklere dikkat çekmek istemişler...

İstedikleri oldu mu? Yoksa, bu davranışlarıyla, bir gün önceki AK Parti Kongresi’nde, musafaha (tokalaşma) için kendilerine uzattığı elini havada bırakarak, Tayyip Erdoğan’a bundan sonrası için peşin bir hayat öpücüğü sunmuş olmasınlar?

Anamuhalefetin daha ilk gün tepki verdiği Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak, CHP’yi Çankaya’dan uzak tutması için ciddi bir gerekçe elde etmiş oldu çünkü.

Tayyip Erdoğan bugün Cumhurbaşkanı ise, bunu bir bakıma TSK tarafından verilen “e-muhtıra” ile CHP’nin 367 inadına bağlayabiliriz. Halk, onlara tepkiyle, referandumla, Cumhurbaşkanı’nın Meclis tarafından seçilmesi teamülüne son vermekte hiç tereddüt etmedi.

Bir türlü anlayamadığı gerçeği CHP artık görmeli: Kendilerinin sistemi kullanarak çıkardıkları her engel Tayyip Erdoğan’ı siyasette güçlendirdi bugüne kadar; dün Meclis’te sergiledikleri nezaketsizlik de yine onun işine yarayacaktır.

Halkın içinden gelen Tayyip Erdoğan’ı, halk, Çankaya’da görmek istedi ve bunu gerçekleştirdi de...

Daha üst bir makam olsa oraya da çıkabilir Tayyip Erdoğan... CHP’nin bundan çıkaracağı bir ders yok mu?

Şurada Paylaş!
Yazı Boyutua
Yazı Boyutua
Diğer Yazılar