ABD'nin ''Yokum'' dediğine biz ''Varım'' mı diyeceğiz?

ABD Başkanı Barack Obama'nın önceki akşam '60 Minutes' programında söylediği herhalde kulağınıza gelmiştir: ''IŞİD yüzünden bir kara harekâtına Amerikan askerlerini sevk edecek değilim.''

Bence akıllıca bir hareket...

Obama'nın durumu tek kelimeyle 'hazin'... Senatör iken Bush'un Irak macerasına karşı çıkan politikacıların başında geliyordu; başkanlığa adaylığını koyduğunda Amerikan toplumu onun Irak'ta haklı çıktığını görerek oyunu kullandı. Nobel Komitesi, henüz yemin bile etmemişken, onu, 'Nobel barış ödülü' ile mükâfatlandırdı. Başkan olur olmaz Amerikan askerlerini Irak'tan ve Afganistan'dan çekeceğini vaat etti.

Şimdi ise kendi savaşını başlattı Obama...

Görülüyor ki, onun da tahammülü hava harekâtıyla sınırlı. Suriye'deki IŞİD hedeflerini de dövecek ABD, ama ondan öteye geçmeyecek...

Benim Obama'da akıllıca bulduğum bu: Sınırını bilmesi...

Washington'da savaş tamtamları Irak'a sefere çıkılan Bush günlerindeki kadar yüksek perdeden çalıyor şimdilerde... Bush'u gaza getiren 'Neo-Çılgınlar' tayfası yine ortadalar ve buldukları her mecrayı kullanarak ABD'nin Ortadoğu'da kalmasını sağlamaya çalışıyorlar.

Etkileri Türkiye'de de hissedilen bir ekip bu...

Ancak Irak macerasından gerekli dersi çıkardıkları anlaşılan askerlerin düşüncesi farklı. Sadece emekli komutanlar değil halen önemli mevkilerde bulunan subaylar da, IŞİD'le mücadele adıyla girişilecek bir savaşın, bazılarının iddia ettiklerinin hilâfına, kısa sürede sonuçlanmayacağı uyarısında bulunuyorlar.

Obama'nın ''Kara harekâtında yokuz'' açıklaması askerlerin onu ikna ettiğinin işareti...

Kara harekâtında ABD'nin olmayacağı anlaşılınca, uzun yıllar süreceği öngörülen savaşa farklı bir kulp takıldı: IŞİD müslümanlardan oluşan bir örgütmüş; onunla başetme görevi de müslüman devletlere düşermiş... Koalisyona katılan Cidde Mutabakatı içerisinde yer alan ülkeler yürütecekmiş IŞİD'le karadan mücadeleyi...

'IŞİD' dedikleri de, CIA'nin en fazla 30 bin abartılı rakamını verebildiği nevzuhur bir örgüt... Ana omurgasını Batı'da yetişmiş, okumuş, yaşayan birileri teşkil ediyor ve yüzlerini maskeyle örttükleri için gerçek kimlikleri bilinmiyor. Liderinin ismi var, ama cismi ortalıkta görünmüyor...

Hedef aldıkları bölgelerdeki yerel güçlere ihtiyaç duydukları ağır silâhlar verilse belki kısa sürede haklarından gelinecek; ama bunu yapmak yerine, topyekûn bir Ortadoğu Savaşı göze alınıyor.

Gariptir, IŞİD isimli örgüt de, 'koalisyon güçleri' içerisinde Batılı ve yerel çok sayıda ülke varken, illâ Türkiye'nin de kendisine karşı olanların safında yer almasını arzu eder gibi davranıyor. Türkiye'nin içine tâciz atışları yapıyor, Suruç'un hemen karşısındaki bölgeyi katliâma uğratacağı beklentisini yayıyor... ''Gel, gel'' yapıyor Türkiye'ye...

Daha da garip olan şu: 2003 yılında, ABD Irak'ı işgal etmeye hazırlanırken, evet bizim medyada da birileri Neo-Çılgınlar'ın ideolojik çizgisine kendilerini yerleştirip savaş çığırtkanlığı yapıyor ve ABD askerlerinin ülkemizde konuşlanması için kamuoyu oluşturmaya çalışıyordu; ama yine de sağduyulu bir karşı cephe de vardı o günlerde...

Şimdi bakıyorum da, Türkiye'nin savaşa girmesine karşı çıkan pek yok; bırakın kanaat önderlerini, CHP'nin bile itiraz edip etmediği o kadar belli değil...

Benden uyarması: Ak Partililerin üzerine bayağı düşünmesi ve hayra yormaması gereken bir garip durum bu.