Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yoksa Başbakan'ın söylediği gibi, hiç olmamış mıydı?

        ‘AK Parti’yi destekleyen liberaller şimdi milliyetçi söyleminden endişeliler’

        Radikal Gazetesi Yazarı (Köşesinden alıntı) CENGİZ ÇANDAR:

        Benim açımdan asıl sorun, AK Parti’nin tek başına iktidar rakamını bulacak bir seçim sonucu elde etmesinden sonra bile, yeni TBMM’de yeni Anayasa için kolları sıvayacağından tam emin olamamam. Liberal aydınların AK Parti’yi desteklemelerinin sebebi, bu partiyi değişimin, demokratikleşmenin bayraktarı olarak görmelerindendi. Milliyetçi oylara yönelmenin sonucunda eğer bu imaj zarar görürse AK Parti açısından bu, ciddi bir kayıptır.

        Yakın geleceğe ilişkin bu “belirsizlik hali”, kimilerinin “liberal aydınlar” sıfatı verdiği çevrenin AK Parti’ye dönük tavrında da “belirsizlik” yaratıyor. Demokratikleşme ve sivilleşme doğrultusundaki her ileri adımında AK Parti’yi, bu unsurların yüreklendirdiği doğru. Şimdilerde, bu unsurlarla AK Parti arasındaki makasın açıldığı ileri sürülüyor. Söz konusu çevrenin AK Parti’nin “milliyetçi sapması” ve “söylemleri”nden memnun olması için hiçbir sebep yok. Ancak AK Parti’nin geçerli bir demokratik alternatifi net biçimde ortaya çıkmadıkça, seçim sonuna ve yeni Anayasa girişimlerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceği görülünceye dek, bu çevrenin AK Parti’ye kategorik biçimde karşı olacağını beklemek için gerçekçi bir sebep de yok.

        ‘AK Parti’yle ortaya çıkmadım, ilkelerime uyarsa desteklerim, uymazsa eleştiririm’

        Star Gazetesi Başyazarı Prof. Dr. MEHMET ALTAN:

        Niye buna AK Parti-liberal ilişkisi olarak bakıyorlar? Örneğin ben, 91 yılının 19 Ocak’ında “ikinci cumhuriyet”i söyledim. Neydi o? Kemalizm yerine demokrasiydi. Demokratik bir cumhuriyetti. O ilkelerim bugün de geçerli, birisi o ilkelere yakın durunca destekliyorum, uzaklaşınca da eleştiriyorum. Türkiye partileri ve siyaseti esas alıyor. 35’e yakın kitabım var, her gün de yazı yazıyorum. Ben AK Parti ile ortaya çıkmadım ki, AK Parti’den çok daha evvel söyledim. Benim söylediklerimde bir değişiklik yok, o söylediklerime yakın durduğunda yine AK Parti’yi desteklerim, uzaklaştığı vakit de dostane bir biçimde eleştiririm. Herkes bir parti üzerinden hayata bakıyor. Ben parti üstünden bakmıyorum, ben ilke üstünden bakıyorum. Değişimin siyasetini kurumsallaştırma peşinde koşarak bakıyorum. Bana ya da bir başkasına sanki biz siyasi partilermişiz de koalisyon yapıyormuşuz gibi bakılıyor, böyle bir şey yok. Benim ne fikrimde, ne yazımda, ne duruşumda değişen hiçbir şey yok. Ama Türkiye değişimci değil, partici bakmaya alıştığı için liberallerle AK Parti arasındaki ilişki bitti diye bakıyor. AK Parti ile bizim bir meselemiz yok. Yanlış yaparsa, bizim düşündüğümüz ilkeler açısından sorun varsa dostane bir şekilde uyarırız veya yanlış giderse desteğimizi keseriz. Ama doğru adım atarsa da destekleriz.

        ‘Liberaller örgütlü grup değil, AK Parti ile bir arada göstermek yanlış’

        Sabah Gazetesi Başyazarı MEHMET BARLAS:

        Liberaller dediğiniz zaman bunlar birbiriyle bağlantılı, örgütlü bir grup değil. Belirli düşüncelere sahip, bağımsız, özgür, özerk aydınlara liberaller deniyor. Ama liberal demokrasiyi savunan herkes aynı zamanda liberal dünya görüşüne de sahip, o ayrı mesele. Çünkü bu dünya görüşünü sosyal demokratlar da savunur. O bakımdan AK Parti gibi örgütlerle, liberaller gibi örgütü olmayan çeşitli insanları bir arada gibi göstermek bence yanlıştır. İkinci mesele de şu; ben kendi açımdan liberal demokrasiyi savunuyorum. AK Parti’nin sivilleşme, demokratikleşme konusundaki atılımlarını destekliyorum. Ama bu demek değildir ki AK Parti’nin ya da AK Parti sözcülerinin her söylediğiyle aynı görüşteyim. Böyle bir şey yok.

        ‘Liberaller piyon olarak kullanılır, zamanı gelince de çöpe atılır’

        Cumhuriyet Gazetesi Yazarı ÜMİT ZİLELİ:

        Aslında mesele çok basit, tarihe baktığınızda görüyorsunuz ki kendilerine liberal adı verilen piyonlar kullanılırlar ve zamanı geldiğinde de zamanı geçmiş olarak çöpe atılırlar. Ama ben henüz daha zamanlarının geçtiği kanaatinde değilim. Çünkü bunlar direkt olarak AKP’ye bağlı yandaşlardan değiller, bunlar daha başka, daha yüksek, daha geride, daha dışarıda başka kapılara bağlı oldukları için, hükümet o efendilerin talimatlarından dışarıya çıkmaya yönlendiği an uyarı görevlerini yerine getiriyorlar. Onun için aralarının bozulması, bozulmaması diye bir şey yok. Bu bir zoraki koalisyon, onların istekleriyle AKP’nin istekleri çakıştığı sürece her şey güllük gülistanlık, çakışmadığı zaman da bu tür tatsızlıklar olacak sonra araya birileri girecek, ortalığı yumuşatacak ve bir sonra çıkacak olan çatışmaya kadar da devam edecek. Bu inişli çıkışlı istekler karşılandığı sürece yürüyen bir ilişki şeklinde devam edecek.

        Diğer Yazılar