Ölü yakma olmalı mı?
BİR süredir akciğer kanseri tedavisi gören Meral Okay, vefatıyla sevenlerini üzüntüye boğdu. Dün son yolculuğuna uğurlanan Okay’ın vasiyeti ise yerine getirilemedi. Okay, Göksu Göksel’e verdiği bir röportajda öldükten sonra yakılmak istediğini söylemiş ve Türkiye’de o hakkın kullanılamadığından şu sözlerle yakınmıştı:
“Aykırı yanlarınız var, öldüğünüzde yakılmak istemeniz gibi mesela...”
E çünkü suya karışmak istiyorum da ondan.
“Suyu o kadar çok mu seviyorsunuz?”
Çok. Yani küllerimi üç parti halinde nereye savuracaklarını da yakınlarımdan bir-iki kişi biliyor. Bir kısmı şu koya, bir kısmı da şuraya gibi...
“Vasiyet gibi bir şey mi?”
Evet. Üstelik yasal olarak hakkınız da var Türkiye’de fakat o yasa kullandırılmıyor. 1946’da çıkmış bu yasa. İstediğinde yakılma hakkın var. Ankara’da fırını bile var.
Yakılmak istemek kişisel bir hak değil midir, neden vasiyet edenlere dahi bu izin verilmiyor? İşte farklı görüşler...
‘Beni yakın dese de vasiyet yerine getirilmemeli’
Bugün Gazetesi İlahiyat Yazarı Mehmet PAKSU:
İSLAM’da insan yakmak caiz değildir, insan yakılmaz defnedilir. Bütün semavi dinlerde bu böyledir. Yahudilik’te, İslam’da, Hıristiyanlık’ta insanlar toprağa gömülür. Bir Müslüman ölmeden önce “Beni kabre koymayın, yakın” dese de bu vasiyet kabul edilmez. Böyle bir vasiyetin İslam’da yeri yoktur. Vasiyetlerin doğru, meşru ve İslam’a uygun olması lazım. İslam’a uygun olmayan vasiyeti yakınlarının yerine getirmesi doğru değil, yapsalardı onlar sorumlu olurdu. Doğru olan yapıldı.
‘Yakmak Allah’a mahsustur toprağa verilmekten yanayım‘
İlahiyatçı Prof. Dr. Beyza BİLGİN:
YAKILMANIN caiz olup olmadığına dair fıkıh olarak ulemanın söylediği bir şey yok. Ama benim şahsi fikrim, ölüleri yakmak olmamalı. Hıristiyanlık’ta da esasen yok ama bazıları yakılmak istiyorlar. Benim Alman bir profesör arkadaşım var, kayınvalidesi ölünce yakılmak istedi, yaktılar. Vasiyeti vardı, yapacak bir şey yoktu. Meral Okay da bunu vasiyet etmiş ama sevdikleri izin vermemiş olabilir. İslam’da “Ancak Allah yakar, yakmak Allah’a mahsustur” denilir. Ben şahsen toprağa verilmeyi tercih ediyorum, hem toprak için de faydalı. “Topraktan beslendik, ölünce de biz toprağa besin olalım” derim.
‘Müslümanların İslam’a aykırı vasiyetleri yerine getirilmez‘
Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı ve Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet YAMAN:
KENDİSİNİ Müslüman olarak tanımlayan ya da yakınlarınca Müslüman olarak vefat ettiği beyan edilen kişilerin İslam kurallarına göre defnedilmeleri gerekir. Bu bir toplumsal farzdır, yani bütün toplumu bağlayan ortak bir sorumluluktur. Müslüman olduğunu söyleyen veya böyle olduğu bilinen kimselerin İslam inanç ilkelerine ve ibadet kurallarına aykırı vasiyetleri yerine getirilmez. Müslüman olmayanların cenaze tören ve ritüelleri ise kendi inançlarına göre icra edilir.
‘Herkes istediği gibi uğurlanmalı bu kişisel bir hak’
Cenaze Hizmetleri Derneği (CENHİZDER) Başkanı Murat ARSLANOĞLU:
YAKILMA konusu dini açıdan kabul edilmiyor ama bizim 2004 yılında İstanbul ve Antalya büyükşehir belediyelerine başvurumuz olmuştu konuyla ilgili, ama talep olmadığı gerekçesiyle kabul edilmemişti. 5 ay önce yeniden Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne bir başvuru yaptık, onlardan onay bekliyoruz. Başvurusunu yaptığımız kişiler için ne yazık ki geçerli olamadı, yetiştiremedik. Ancak şimdi Amerikan, Alman ve Hollandalı firmalara 3 ayrı proje hazırlattık ve belediyeye yeniden sunduk. Bugüne kadar Türkiye’de bu işlemi hiç gerçekleştiremedik, olursa Antalya’da olacak ve bu bir ilk olacak. Burada yaşayan yabancılar var, özellikle onlardan gelen talepler var. Antalya’da yaşayan yerleşik yabancılar için çalışmalar yapıyoruz, bunu imza kampanyasına da dönüştüreceğiz. Bu bir haktır, eğer özgürlük varsa herkes arzu edildiği şekilde son yolculuğuna uğurlanmalıdır. Bu konuda siyasi etkenler de var, belediyeler bu yüzden de onay veremiyor. Ama biz mutlaka olması gerektiğini düşünüyoruz, en azından ilk başta yabancılar için. Ardından isteyen herkes için.
‘Zorla İslami tören olmaz İslam’a da ölüye de haksızlık'
Araştırmacı Yazar İsmail NACAR:
İNSAN inanç konusunda kendisini nasıl tarif ediyorsa, geçerli olan odur. İslamiyet’- te bu böyledir. Rahmetli Meral Okay, bildiğim kadarıyla eski İşçi Partili’ydi, sol ve Marksist geleneklere yakındı. Materyalist geleneğe yakın olan birini İslami değerlere yakıştırmak hem ona hem de İslamiyet’e haksızlık. Aziz Nesin ile de bu konuda sohbetlerimiz olmuştu, o da saklamaz, ne istediğini söylerdi. Oğlu Ali Nesin de vasiyetine uydu ve kendisine dini merasim yapmadılar. Meral Okay da aşağı yukarı aynı görüşteydi, yakılmak istiyordu. İslami davranışları, törenleri inanmayan birine yakıştırmak hem İslam bakımından sakıncalı hem de kişiye haksızlıktır. “Elhamdülillah Müslüman’ım” diyen biriyseniz size ölünce İslami muamele yapılır, “Materyalistim” diyen birine de o değerler çerçevesinde bir uğurlama yapılmalı. İslami inancı paylaşmadığı halde İslami merasimle defnedilmek doğru değil. İslam da, Kuran da insan kendisini nasıl tarif ediyorsa onu öyle kabul eder, biz ona bir şey yakıştıramayız. Kişilik hakları açısından da doğru değil.
‘Yakılmak istiyorum diyen İslam’a inanmıyordur, İslami törenle uğurlanamaz’
Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Kurulu Başkanı Prof. Dr. Saim YEPREM:
KİŞİNİN kendisi İslami bir bağı olmadığını ifade ediyorsa tören yapmanın anlamı yok; çünkü kişinin Müslüman veya gayrimüslim olması hür iradesine ve beyanına bağlıdır. Açıkça “İslam dinine bağlı değilim” diyorsa “Hayır bağlısın ve böyle uğurlanacaksın” deme yetkisi kimsede yoktur. Yakılma konusu, İslam dininin izin verdiği bir uygulama değildir, o halde böyle diyen bir kişinin İslam dininin kurallarına göre uğurlanması söz konusu değildir. Konunun İslam’a göre cevaplanması için kişinin Müslüman olması lazım. Değilse kanunlar ne diyorsa o yapılır, ancak kanunlara göre henüz yasal değil.