Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Havalimanı tartışması yeniden başlıyor. İstanbul’un ulaşım sorunları için düzenlenen ‘Sürdürülebilir Ulaşım Kongresi’nde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yeni bir tartışmanın fitilini çekti. Belediye başkanı olarak elbette böyle bir konuyu temas etme hakkı var. Hükümet de doğal olarak hayata geçirdiği veya devam ettirdiği projeleri savunacak. Ama çakıştıkları birçok noktada ise kıvılcımlar çıkacak.

        İstanbullular olarak ulaşım sorunu değil, ıstırap yaşıyoruz. İmamoğlu da bunu tersine çevirmek ve İstanbul'un ulaşım sorununun çözülebilir olduğuna herkesi inandırmak istediğini söylüyor. Ama Atatürk Havalimanı’nın ulaşım meselesinde bu şekilde tartışmaya konu edilmesinin ne derece doğru, bilemiyorum.

        Başkan, “Atatürk Havalimanı'nın kapatılması konusunun, mutlaka yeniden ele alınması gerektiğinin, yeniden tartışılması ve altının çizilmesini istiyoruz” diyor.

        Birincisi; Atatürk Havalimanı ‘tüm ticari kapasitesiyle yeni meydana taşınacaktır’ maddesi ihale kriterlerinde yer aldığında tartışılmasıyla, bugün konuşulması aynı şey değil. Geç kalındı. Beğenelim veya beğenmeyelim devasa, yeni bir İstanbul Havalimanı var. Ve burası yolculu garantili hayata geçirildi. Müteahhitleri de inşaatını yaparken zaten paralarını kazandı. Bundan sonra kim iktidarda olursa olsun iyi işletilmesi önemli. Peki Atatürk Havalimanı açık tutulabilir mi? Elbette belli kararlar alınırsa tutulur. Hatta bir pist, genel havacılık terminalinin ve bazı birimlerinin açık tutulması gerektiğini ben de defalarca yazdım.

        İkincisi; Atatürk Havalimanı büyük bir alandan oluşuyor ve buranın değerlendirilmesi için daha aklı başında teklifler ortaya konması gerekir. ‘Açık mı tutalım, kapansın mı?’ tartışmasından ziyade nasıl değerlendirelim konusu konuşulmalı. Zira ‘Millet Bahçesi’ olacak açıklaması da tek başına bir şey ifade etmiyor. Bu şehrin ve bu ülkenin halen daha ihtiyacı karşılayacak fuar, sergi ve konferans alanları yok. İstanbul’a Atatürk Havalimanı iyi bir planlamayla çok değer katabilir. Hem havalimanı olarak belli alanlarda hizmet verir, hem de burada her türlü fuar, kongre, konferans, sergi yapılacak alanlar oluşturulabilir.

        Ulaşım kongresinde Prof. Dr. Haluk Gerçek de Atatürk Havalimanı'nı hakkında bilimsel veriler ortaya koymuş. Bizde ne kadar bilim üretiliyor ki, verileri ortaya konsun. Daha önce de bazı bilim adamlarımız İstanbul Havalimanı için bilimsel veriler ortaya koymuştu. İnandık mı, doğru bulduk mu? Elbette hayır. Çünkü amaç bilimsel veri isteyenin gönlüne göre veri üretmek. Prof. Dr. Gerçek’in açıklamalarında da aynı şeyi gördüm.

        Buyurun Sözcü’den nakledeceğim bilimsel verileri beraber okuyalım;

        a) Çalışan bir havalimanının kapatılmasından kaynaklı ekonomik kayıplar var. Servis ve bakım hizmetlerinin kapatılması nedeniyle ortaya çıkacak kayıplar var.

        b) Atatürk Havalimanı’nın çevresindeki otel ve ticari kullanımların ekonomik kayıpları var. Olası deprem sonrası lojistik destek sağlanması açısından Atatürk havalimanının çok önemli konumda olduğunu biliyoruz. 3 havalimanının entegre olarak çalıştırılmasının getireceği faydalar var.

        c) Havalimanının raylı sistemle birbirine bağlanması mümkün. Atatürk havalimanı neden kullanılmıyor?

        d) Avrupa’daki kentlere baktığınızda 6 yıl sürüyor tartışmalar.Biz koskoca çalışan bir havalimanını bir anda kapattık kimseye sormadan danışmadan.Böyle bir şeyin İstanbul gibi bir metropolde olması üzücü.

        Allah aşkına bu bilgilerin neresinde bilim var, veri var.

        Bilime meraklı üniversiteye giden küçük oğlum da benim havacılık programı Airport’la büyüdüğü için benzer soruları bana sordu, soruyor. Bir işletme kapandığında ekonomik kayıp olacağını tespit etmek süper bir gelişme!

        İstanbul Havalimanı için bilimsel verilerle ‘Ekonomik Etki Raporu’ hazırlayan çok değerli bilim adamlarımız da ülkeye ve bu şehre nasıl faydalar getireceğini, ekonomiyi uçuracağını ballandıra ballandıra anlatmışlardı. Meraklıları 2017’de kaleme aldığım ‘3. havalimanı etki raporu ne kadar etkileyici?’ yazıma bakabilir.

        Galiba tartışmalara önce bilimden başlamamız gerekiyor. Bunun nasıl yapılması gerektiğini de kongredeki taksici kavgasına bakarak bir yol haritası çıkarabiliriz.

        XXXX

        Boeing 737 Max üretimini neden durdu?

        Boeing, sorun yaşadığı 737 Max modelinin üretimini, Ocak 2020’den itibaren durduracağını açıklayınca, bu modellerin ortadan kalkacağı sanıldı. Hatta uçuş yasağı getirilmesiyle birlikte üretiminin de durdurulduğu gibi bir yanlış bilgi de söz konusu. Halbuki üretim geçici olarak durdurulduğu gibi bu model, iki ölümlü kazanın ardından dokuz aydır zaten fabrikadan çıkmaya devam ediyordu. Çünkü Boeing 737 Max’lerin bu sene yeniden uçuşlara başlayacağını bekliyordu. Olmadı.

        Ayrıca 737 Max’lere uçuş yasağı gelince sadece aylık üretim adedi azaltılmıştı. Yazın Boeing’in merkezi Seattle ziyaret ettiğimde uçakları koyacak yer sorunu yaşıyorlardı. Havayollarına teslim edilemeyen uçaklar fabrikanın bahçesinde beklemeye alınmıştı.

        ABD'nin en büyük ihracatçılarından olan Boeing, 737 Max üretimine ara verilmesi nedeniyle işçi çıkartılmayacağını, ancak üretimin durmasının tedarikçileri ve daha genel anlamda ekonomiyi etkileyeceğini açıkladı. Anlamı şu; “Uçakları koyacak yer bulamıyoruz. Bu model yeniden uçuş izni alıncaya kadar, üretime ara veriyoruz.”

        Boeing’in 6 milyar doların üzerinde zarar ettiği 737MAX uçakları, uçuş yasağı getirilmeden önce ayda 57 adetlik üretim yapıyordu. Uçuş yasağıyla birlikte üretim sayısı 42’ye düşürüldü. Bu sene yeniden uçma izni alamayınca da üretimi geçici olarak durduruldu.

        Türk Hava Yolları gibi bir çok havayolu da bu gelişmelerden ciddi etkilendi. Airbus’ın da dar gövdeli uçakların teslimatında sorunlar yaşaması ise sorunların katlanarak büyümesine sebep oldu.

        Diğer Yazılar