Rusya Tu-160M ile soğuk savaş yıllarına dönüyor
Rusya, savunma sanayinde endüstriyel gelişim sorunu yaşayan SSCB döneminin birçok projesini Devlet Başkanı Putin stratejik kararlarıyla tek tek ayağa kaldırmaya devam ediyor. Son gelişme ise yaklaşık 30 yıl önce üretim hattı kapanan NATO-Varşova Paktı güç mücadelesinin ürünü Tupolev Tu-160M (NATO tanımı) süpersonik nükleer ağır bombardıman uçağının yeniden gökyüzüyle buluşması.
Rusya’nın yıllar sonra hayata geçirdiği Tu-160M bombardıman uçağı yaklaşık 15 yıl önce ziyaret ettiğim Kazan’daki United Aircraft Corporation (UAC) havacılık fabrikasından çıkış yapıp test pilotlarına teslim edilmişti. Yeni bombardıman uçağının prototiplerinde gerekli testleri yapıldıktan sonra Tu-160M’nin üretimine geçilecek. İlk etapta 50 adetlik bir üretim planlanmış.
Rusya’nın yeniden soğuk savaş günlerine dönüldüğüne işaret eden Tu-160M adımının karşı cephesinde ise ABD’nin B-1B Lancer modeli var. Yani rakibi bu uçak. ABD Hava Kuvvetleri’nde hali hazırda görev üstlenen bu model uzun menzilli stratejik bombardıman uçağı olarak biliniyor. ABD uzun menzilli bombardıman kuvvetinin belkemiğini oluşturan B-52 Stratofortress ve B-2 Spirit beraber görev yapıyor. Netice itibariyle Rusya gökyüzünde yeniden dengeyi kurmuş olacak.
TU-160M’nin üretimine yeniden başlanmasının stratejik açıdan da önemi var. Soğuk savaş dönemi sonrasında Rusya’nın NATO veya ABD karşısına güçlü bir bombardıman uçağıyla çıkması söz konusu. Dolayısıyla Rusya’nın askeri stratejilerinde ortaya çıkan değişikliğin de somut bir işareti olarak ele almak mümkün. 1982’de ilki üretilen ve SSCB’nin dağılmasıyla endüstriyel gelişimini sürdüremeyen Tu-160M’lerden 2016’ya kadar sadece 16’sı o da eksiklikleriyle hizmette kalabilmiş.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeniden devreye soktuğu savunma politikaları doğrultusunda Sovyetler Birliği’nin çöküşü sonrasında Tu-160M gibi pahalı ve savunmada etkileyici dengeleme özelliği olan bir model hizmete girmiş olacak. Bu modeli ayağa kaldırmak için daha önce yapılan birkaç girişimin başarısız olmasının arka planında ise SSCB’nin çöküşüyle bazı bombardıman uçak tesislerinin Ukrayna’da kalması gibi detaylar söz konusu.
Tu-160M Varşova Paktı ile NATO müttefik güçleri arasındaki silahlanma veya güç yarışında en büyük ve en ağır süpersonik savaş uçağı olarak biliniyordu. Zira Tu-160M hem şimdiye kadar uçmuş en hızlı bombardıman uçağı hem de değişken kanat geometrisine sahip en büyük ve en güçlü süpersonik uçaktı.
İlk uçuşunu 1982’de yapan Tu-160M, Sovyetler Birliği’nin hava savunma sistemlerine nükleer bombalar göndermek için tasarlanan ABD Hava Kuvvetleri B-1 Lancer süpersonik bombardıman uçağına karşılık geliştirilmişti. Soğuk savaş döneminin eseri olarak ortaya çıkan Tu-160M ABD’nin B-1’inden daha büyük, daha hızlı ve daha geniş alanda mücadele etme kabiliyetine sahip dört kişilik bir uçak olarak ortaya çıktı.
Teknik detaylarını vermek gerekirse uzunluğu 54 m ve kanat açıklığı 55 metre olan uçağın her biri 55.000 libre güç üreten iki motorla destekleniyor, 12.300 km menzil ve maksimum hızı 2,05 Mach (2,361 km/saat) seviyesinde. İki iç bölmesinde nükleer bomba taşıyabiliyor.
Yeniden gökyüzüyle tanıştırılan Tu-160M bombardıman uçakları günümüz şartlarında ve teknolojik yenilikleriyle havalanacak. Kh-47M2 Kinzhal hipersonik füzesini de ateşleyebilecek. Yeni uçuş navigasyonu, iletişim ve kontrol sistemleri, yeni radar ve elektronik harp sistemleriyle donatılacak ve ilk Tu-160M 2023’te Rus Hava Kuvvetlerine teslim edilecek.