Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Önümüzdeki 10 yıl içinde havacılık dünyasını nasıl bir değişiklik bekliyor? 2-3 bin metre pistlere sahip, şehir merkezinden uzak havalimanlarının tahtı sallanabilir mi? Dikine havalanabilen hava araçları gelişirse şehir merkezlerinde nasıl bir değişim olur?

        Son dönemlerde dünya havacılık gündeminde dikey iniş-kalkış yapabilen teknolojik gelişmeler (Vertical TakeOff and Landing - VTOL) en çok konuşulan konular arasında yer alıyor. Uzun bir piste ihtiyaç duymadan dikeyiniş ve kalkış yapabilen hava araçları dünyanın önde gelen üreticilerinin ilgisini çekiyor. Yeni tasarımlarda hava araçları 1 pilotla uçabilecek şekilde dizayn edilmiş. En önemli ortak özelliklerinden birisi bu. Diğerleri ise elektrikli olmaları ve son derece güvenliği ön planda tutmaları. Genel olarak da bisiklet ve motosiklete uçma özellikleri entegre edilmiş projeler gibi özellikler taşıyor.

        Geçtiğimiz günlerde Boeing’in sponsorluğunda düzenlenen ‘Goffly’ geleceğin hava araçları tasarımı yarışması da bu gözlemlerimi doğrular nitelikte. Dünyanın 33 ülkesinde 150 projeyle başlayan mühendislik harikası tasarımlar, 97 jüri üyesinin oylaması sonucu ilk 10’a giren projeler tespit edildi. İlk olarak 26 Eylül 2017’de sunumlarına başlanan projeler, en umut verici ilk tasarımlar olarak öne çıktı. İkinci fazın sonuçları ise Mart 2019’da 10 projeden 4 projeye düşürülecek. Kalan en iyi 4 proje, dörtlü final için projelerinin prototiplerini sergileyecekler. Final ise Ekim 2019 da ‘Fly-off” adı altında son 4 takım içinden seçilecek. Boeing’in vermiş olduğu birincilik büyük ödülü ise 2 milyon dolar.

        Yarışmada “GoFly”ın belirlediği tasarlanan hava araçlarının prototiplerinde; yenilikçi, sessiz, taşımacılık sınırlarını zorlayacak, dikey iniş kalkış (VTOL) özellikleri olmak zorunda. Saatte en az 35 mil yapabilecek, yakıt ikmali ve şarj edilmeden en az 20 mil uçabilecek, 8.5 metrelik bir çemberin içine sığacak kadar küçük, güvenli ve yönetilebilir olacak. Bir piste ihtiyaç duymadan günlük yaşantı içerisinde kullanılabilecek hava aracı tasarımları şehirlerde uygulanmaya çalışılacak. Letonya, ABD, İngiltere, Hollanda ve Japonya’dan projeler arasında ABD 6 takımla yer alıyor. Tasarımların tüm hakları da sahiplerine ait olacak.

        Yarışmada yer alan geleceğin 10 hava aracı projesi şöyle:

        Takım: Aeroxo LV / Hava Aracı: EraAviabike

        Letonya’dan katılan ekip, projelerinde uçuş korkusu üzerinde duruyor. Bisikletçinin uçuş korkusu olmadığını ön plana çıkarıyorlar. “EraAviabike” adı verilen tasarım kanatlı bir motosikleti anımsatıyor. VTOL teknolojisi uygulanan araç, olduğu yerden piste gerek duymadan iniş-kalkış yapabiliyor.

        Takım: Georgia Tech / Hava Aracı: Humming Buzz

        Amerika Birleşik devletlerinin takımı, bir motosiklet şeklinde tasarladığı elektrikli sistemi ve rotor konfigürasyonunu kullanmış. Takımının hepsi mühendislerden oluşur. Kendi alanlarından derece almış ve doktora yapan öğrencilerin yanı sıra bölüm profesörleri de katkı sunmuş.

        Takım: Mamba / Hava Aracı: Mamba

        Amerika Birleşik Devleri’nin takımının çalışması bir hexakopteri anımsatıyor. Pilot güvenliğini ön planda tutan tasarımda aynı zamanda örtülü rotorlar, performans ön planda tutulmuş. Elektrikli hava aracının kentsel hava transit sistemlerine katkı sunması amaçlanıyor.

        Takım: Trek Aerospace / Hava Aracı:Flykart 2

        Yarışmadaki 6 ABD’li takımından birisi olan Trek’in hava aracı, elektrikle çalışıyor. Açık kokpiti bulunuyor. Dikey iniş-kalkış yapabilme özelliğine sahip bir proje 10 rotorlu.

        Takım: Teksas A&M Üniversitesi / Hava Aracı: Harmony

        Projeler arasında görüntü olarak en dikkat çeken hava aracıdır. Bir yumurtayı anımsatır. Gürültüyü en aza indirmek, güvenilirliği ve uçuş deneyimini en üst düzeye çıkarmak için tasarlanmış. ABD ekibinin tamamı elektrikle çalışan bu hava aracı, motor veya bisikleti anımsatmayan tek proje denebilir.

        Takım: Leap / Hava Aracı: Vantage

        İngiltere’yi temsil eden takımın bir uzay aracını andıran tasarımları çember şeklinde ve 5 rotoruyla dikkat çekiyor.

        Takım: Blue Sparrow / Hava Aracı: Blue Sparrow

        Amerika Birleşik Devletleri ile Tayvan ortak projesi ‘Blue Sparrow’, akülü ve elektrikli motorlara sahip. Elektronik hız kontrollerinin bulunduğu tasarım Blue Sparrow, pilot güvenliğini ön plana çıkarıyor. 6 adet motor ve rotoru bulunan araçta pilotun güvenliği için kaza riskini azaltmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirilecek. Uçuş öncesi eğitimleri için simülatör uçuşları da planlamış.

        Takım: Scoop / Hava Aracı: Pegasus 1

        Geçen yıl başka bir çalışmaya Gofly yarışmasında ABD’de birinci seçilen Scoop, bu sene de Pegasus 1 projeleriyle ilk 10’da yer aldı. Hibrit motorlu araç aynı zamanda Y6 tilt rotoruna sahip.

        Takım: teTra / Hava Aracı: te Tra

        Japonya temsilcisi te Tra ticari gereksinimleri ön planda tutarak çok şık bir tasarımla 1. fazı geçti. Takımda Honda, Sony gibi şirketlerde mühendislik yapan tasarımcılar bulunuyor. Göze hitap eden ve satılabilmesi kolay olan araçları ile 2. faza hazırlanacaklar

        Takım: Silverwing / Hava Aracı: S 1

        Hollanda temsilcisi takımın iki elektrikli motorla çalışan hava araçları motosikleti andıran tasarımıyla dikkat çekiyor. Dikey kalkıştan, yatay uçuşa 90 derece geçiş yapabilecek aracın, iç tasarım ödülü var.

        Türk mühendisler geliştirdi, THY kullanımına başladı

        Türk Hava Yolları (THY), uzun süredir gündeminde olan ve Türk mühendisleri tarafından geliştirilen “Kablosuz Uçak İçi Eğlendirici Sistem” uygulamasını yolcularının hizmetine sunmaya başladı.

        Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. ve Havelsan işbirliğiyle, Türk mühendisleri tarafından yerli ve milli olarak geliştirilen, benim de defalarca burada ve Habertürk TV Airport programımda yer verdiğim kablosuz uçak içi eğlence sisteminin ilk kullanıcısı THY oldu. Daha önemlisi THY, bu projenin tüm aşamalarında yer aldı, THY Teknik işin içine girdi, destekledi, ürün haline gelmesini sağlayıp kullanıma aldı. Yerli ve milli ürünlerin nasıl geliştirilmesi açısından THY’nin ortaya güzel bir örnek koydu. İlk etapta THY‘nın koltuk arkası özel ekranları bulunmayan 44 adet dar gövde uçağında uygulanacak sistem ile yolcular kişisel elektronik cihazları üzerinden uçak içi eğlence sistemine bağlanabilecekler. Bu sistemle birlikte THY filosunda uçak içi eğlence sistemine sahip uçakların oranı yüzde 95’e ulaşacak.

        Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı M. İlker Aycı da konunun önemine binaen, Türkiye’de ilk kez yerli ve milli olarak geliştirilen “Kablosuz Uçak İçi Eğlendirici Sistem” uygulamasının ilk kullanıcısı olmaktan dolayı gururlu oldukları ifadesini kullanmış. Ancak öyle sanıyorum bu ürün yurtdışına açılmaya başladığında daha gurur verici olacaktır.

        SİSTEM NASIL ÇALIŞACAK?

        THY yolcuları kişisel cihazlarından (bilgisayar, tablet ve cep telefonu gibi) uçak içi Wi-Fi ağına bağlanarak, bu sistem için özel olarak hazırlanan medya içeriğine ulaşabilecekler. Ancak sistemin kullanılabilmesi için “Wi-fi Entertainment” isimli uygulamanın uçuş öncesinde akıllı telefon ve tabletlere yüklenmiş olması gerekiyor. Bilgisayarlarda ise Google Chrome© tarayıcısı kullanarak sistem kullanılabilecek.

        THY’NİN KABLOSUZUNDA NELER VAR?

        THY’nin kullanmaya başladığı Kablosuz Uçak İçi Eğlence Sistemi’nde yolculara 250’den fazla film, 700’den fazla TV programı içeriği, 2 bini aşkın müzik albümü, 19 binden fazla şarkı ve daha fazla içeriğe erişim imkânı sunuluyor. Türk Hava Yolları’nın kablosuz uçak içi eğlence sistemi tanıtım filmini; https://we.tl/ H6H3RqYpSy linki üzerinden izleyebilirsiniz.

        Diğer Yazılar