Türk otomobilinin filozofu
“Sürekli yaptığımız şey neyse, biz o’yuz. O halde, mükemmellik bir eylem değil, bir alışkanlıktır” Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu Sanayi ve Ticaret AŞ’nin CEO’su olan Gürcan Karakaş’ı tebrik etmek amacıyla mesaj yazmak için telefonumu elime aldığımda, Karakaş’ın kullandığı mesajlaşma uygulamasında profil fotoğrafı yerine yazının girişinde tırnak içinde yazdığım Sokrates’e ait ünlü sözü gördüm.
Sonra iş dünyasının bilgi paylaşım uygulaması LinkedIn’de Karakaş’ın sayfasına yazılan mesajlara da bir göz attım. Yazılanlar beni şaşırtmadı. İstisnasız herkes Karakaş’ın en doğru seçim olduğunu belirtiyordu.
Hatta “Sizin bu işin başına getirilmenize kadar, bu girişime inanmıyordum, ama şimdi bakışım değişti” diyen bile vardı.
Büyük başarıları büyük motivasyonla yapabilmek de mümkündür. Galatasaray’ın Avrupa Şampiyonu olmasını Fatih Terim’in üstün motive edebilme kabiliyetine bağlayanlar böyle düşünür mesela. Oysa hakikat çoğu zaman böyle değildir. Galatasaray Avrupa Şampiyonluğu’nu, Terim’in motivasyon gücü kadar, Terim, kulüp ve takım oyuncularının 4 yıl süren iyi ve sürekli çalışmasına borçludur.
Gelecek yılın sonunda ilk örneklerini göreceğimizi umduğum Türkiye’nin otomobili de ancak çok ve nitelikli çalışma, iyi düşünme, belki arada yaşanabilecek başarısızlıklardan ders çıkarma ile mümkün olabilecektir.
Ama işin başında sadece ekibin değil, ülkenin güvendiği, kredisi olan bir liderin olması da önemlidir. Gürcan Karakaş belki Türkiye’de herkesin tanıdığı bir isim değil, ama sosyal medyadaki her bilginin üzerine atlayıp aslında kimsenin merak etmediği fikirlerini cahilce ortalığa saçanları bir kenara bırakıp baktığımızda, bu iş için biçilmiş kaftandır.
Türkiye bu girişimden hayal edilen sonucu alamasa dahi, ki bu şimdilik kimsenin aklına getirmek istemediği bir sonuç, büyük kazanımlarla çıkacaktır.
Çünkü sadece otomobil alanında değil, sanayinin insana dokunan her alanında başarılı olmuş ülkelere bakıldığında, başarılar kadar başarısızlıklardan da beslendiklerini, düşünceye değer verdiklerini görürüz.
Kendi fotoğrafı yerine bir filozofun başarıya ilişkin sözlerini koymayı tercih etmiş biri de, sırf bu yüzden içinde olduğu her projeye değer katar. Nitekim Karakaş’ın Türkiye’de yetişmiş bir mühendis olarak Bosch’un en tepesine kadar çıkabilmiş olması ancak bununla açıklanabilir.
Yazımı Karakaş’ın kutlama mesajıma verdiği cevapla bitireyim: “Ülkemiz için çok önemli bir projede görev almak bana ayrı bir heyecan veriyor. Sizlerin desteği de ayrı bir güç katıyor. Allah mahcup etmesin. Bu otomobili yapacağız, daha fazlasını yapacağız.”
