En değerli galibiyet olacaktı
Trabzonspor her zamanki gibi maça gergin başladı. 2011’den kalma o hadise, Bordo-Mavililer’i, Fenerbahçe maçlarında maalesef oynayamaz hale getiriyor. Bunu dün akşam bir kez daha gördük; hepsinin eli ayağı titrer gibiydi. Düşünün... Çok eksikli F.Bahçe, ilk yarıda hep Trabzon’un kale önündeydi.
Neyse, Rıza Çalımbay’ın kaybedeceği bir şeyi yokken, Fenerbahçe maçına çok ürkek başladığını söylememiz gerekiyor. Örneğin, Kucka’nın yerine top yapabilen Onazi, formunu kaybeden Yusuf’un yerine Sosa, hatta gözden düşen Olcay’ın yerine de N’Doye ile başlayabilirdi, bunları yapmadı. İlk yarıda Trabzonspor’un kanatları da hiç çalışmadı. Okay, Kucka ve Yusuf da topu Burak Yılmaz’a ulaştıramadılar, doğal olarak pozisyon üretmekte çok zorlandılar. Ama F.Bahçe, İsmail Köybaşı ile mutlak bir gol kaçırdı ki akıl karı değildi, gerçi Onur’un hakkını da yemeyelim, müthişti. Aatif ve Alper Potuk’un da şutlarını etkisiz hale getirerek sahada işini tam yaptı.
Rıza hoca ikinci yarıda nihayet oyunu okumaya başladı. Yusuf’un yerine Sosa hamlesi Trabzon’u hareketlendirdi. 49’da Mehmet Topal’ın kafa şutunu kurtaran Onur da takımı ateşledi. Sosa da sahne alınca, Trabzonspor’un oyun anlayışı oturdu. 58’de o yerli Messi’nin harika pasında Kral Burak golü attı. İşte o dakika tribünler sevinçten çıldırdı.
67’de Burak Yılmaz’ın kaçırdığı net gol pozisyonu ona hiç yakışmadı.
Trabzonspor, yıllar sonra Fenerbahçe’yi mağlup etmeye bu kadar yakınken, 84’te Josef’in beraberlik golüyle yıkıldı. Bordo-Mavililer kazanabilseydi, en değerli galibiyetini almış olacaktı, ancak olmadı. Her şey yine bir başka bahara kaldı. Peki 1-1’lik skor kime yaramış oldu bu durumda? Çok eksiğine rağmen bir puan alan F.Bahçe’ye.