Davos komploları tutmadı
Hani ABD, İsrail ve Yahudi lobileri Türkiye'nin sonunu getirecek ve Erdoğan'ın telefonuna Beyaz Saray'da artık hiç kimse çıkmayacaktı? Hillary Clinton'un ardından Obama da Türkiye'ye geliyor.
Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki tarihi çıkışını eleştirenler Hillary Clinton'ın ardından ABD Başkanı Obama'nın da Türkiye'ye geleceğinin açıklanmasının ardından büyük bir şok yaşıyor.
T.C Başbakanı'nın arkasında durmak yerine, 'ABD bizi mahvedecek, yandık bittik' diyenlerin komplo teorileri tutmadı. Erdoğan'ın haklı çıkışı dünyada da büyük yankı uyandırırken, Perez özür diledi, İsrail Türkiye ile ilişkilerine büyük önem verdiğini açıkladı, bir daha telefonlara bile çıkmaması beklenen ABD Başkanı Obama ise Türkiye'ye geliyor.
Türkiye'nin dışarıda kabullenilmiş önem ve gücünü içeride olup da farkedemeyenlere Akşam Gazetesi yazarı Hüsnü Mahalli bugünkü köşesinde şöyle seslendi:
KORO
1 Mart Tezkeresi'nin tartışıldığı dönemde bildiğiniz kişiler KORO halinde 'tezkere çıkmazsa ABD bizi perişan' eder diyordu. Ben ise 'perişan olacak olan ABD'dir Türkiye büyük bir ülkedir' dediğimde o KORO'nun önemli bayan üyesi 'Senin tuzun kuru, olan Türkiye'ye olacak' diyerek tezkerenin mutlaka çıkması gerektiğini ısrarla savunuyordu. Sonra Amerikalılar 4 Temmuz 2003'te Süleymaniye'de Türk askerlerinin kafasına çuval geçirince bu KORO elemanları sanki askerler Türk değilmiş gibi 'işte bakın Amerika bizi perişan etti' diyerek seviniyordu. 22 Mart 2004'te Hamas lideri Şeyh Ahmet Yasin cami çıkışında öldürüldüğünde Başbakan Erdoğan İsrail'i terör devleti olarak nitelendirmişti. Aynı KORO 'şimdi İsrail ve ABD'deki Yahudi lobisi bizi mahvedecek' dedi. Ben ise Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu, 'ABD, İsrail ve Yahudi lobileri Türkiye'ye dokunamaz bile' diyordum. KORO'nun bu kez çok önemli olan bir elemanı 'Suriyeli gazeteci Başbakan Erdoğan'a telkinlerde bulunarak ABD ve İsrail karşıtı politikalar izlemesini sağlıyor. Türkiye bunun bedelini ağır ödeyecek' mealinde yazılar yazdı. Felluce katliamı ve Ebu Garib işkence görüntüleri yayınlandığında da Başbakan Erdoğan Amerika'yı Irak halkına yönelik katliam yapmakla suçladı. Yine aynı KORO 'İşte şimdi hapı yuttuk. Amerikalılar PKK'yı da kullanarak Türkiye'yi cezalandıracak' türünden yazılar yazıp yorumlar yaptı. Sonra Hamas lideri Halit Meşal Ankara'ya geldi. Aynı KORO kıyameti kopardı. Hep beraber hükümete saldırırken aynı zamanda 'ABD, İsrail ve Yahudi lobileri Türkiye'nin sonunu getirecek ve Erdoğan'ın telefonuna Beyaz Saray'da artık hiç kimse çıkmaz' diye bar bar bağırıyordu. Ben ise inandığım aynı şeyleri tekrarlıyor ve 'Türk devleti ve milleti büyüktür ve asla ABD, İsrail ve Yahudi lobilerinin şantaj ve tehidtlerine boyun eğmez ve eğmeyecektir. Türkiye değil onlar kaybedecektir'' diyordum. Bu söylemime kızan o KORO'nun önemli bir elemanı beni kastedip 'Ne idüğü belirsiz zat' diyerek kendince bana hakaret etmeye kalkıştı. Kendisine yanıt vermeye bile değer bulmazken 'Türklüğünüzden utanmayın ve merak etmeyin ABD, İsrail ve onların Avrupa'daki yandaşları er ya da geç Türkiye'nin ayağına kadar geleceklerdir' diyordum. KORO'nun önemli başka bir elemanı, dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'e 'Hüsnü Mahalli Türkiye'nin dış politikasında ne kadar etkili' diye soracak kadar ilginçleşiyordu. Oysa 2006-2008 döneminde ABD, İsrail ve Avrupa ülkelerinin hemen hemen tüm liderleri tıpış tıpış Türkiye'ye geldi. Sonra da Davos olayı oldu. Aynı KORO yeni katılımlarla hep beraber ve aynı söylem ve uydurma gerekçelerle Başbakan Erdoğan'a saldırmaya başladı. Ben ise Başbakan'ın doğru yaptığını söylüyor ve yakında herkesin bunu göreceğini savunuyordum. Bu KORO'nun Prof. olan bir elemanı 'Türkiye'yi savunmak Hüsnü Mahalli'ye kalmadı' diyecek kadar hırçınlaşmıştı. KORO'ya yeni katılan ve hevesli olan biri televizyon televizyon dolaşarak ve kendi köşesini kullanarak Türkiye'nin artık bundan böyle hiçbir kurtuluşunun olmadığını, Yahudi lobilerinin Ermeni soykırım iddialarına karşı çıkmayacağını ve ABD'nin Türkiye'yi Kıbrıs'ta sıkıştıracağını ballandıra ballandıra anlatıyordu. Bu zat kendi öngörüsüne kanıt olarak ABD'nin Ortadoğu temsilcisi George Mitchell'in Türkiye'ye gelmemesini gösteriyordu. Ancak Mitchel iki hafta sonra Ankara'ya geldiğinde bu zat sesini çıkarmadı. Çünkü yalan söylemişti ya da söylettirilmişti. Oysa ona o yalanı söylettirenler Hillary Clinton'ın da geleceğini biliyordu. Ama bu zat ve KORO'nun diğer elemanları için esas sürpriz Obama'nın Türkiye'ye geleceğini açıklamasıdır. Hep beraber şoke olmuşlardı. Çünkü onlara göre ABD ve ABD'deki İsrail yanlısı Yahudi lobileri Türkiye'yi perişan edecekti. Belki de onların istediği buydu. Ama bir kez daha onlar yanılmıştı. Çünkü Obama Türkiye'ye gelmekle kalmıyor, laik ve demokratik Türkiye'yi yalnız bölgede değil aynı zamanda dünya lideri bir ülke olarak görmektedir. Üstelik Obama, Kıbrıs'ta, Irak'ta, Filistin'de, Afganistan'da, Suriye'de ve Ermeni soykırım konusunda Türkiye gibi düşünmektedir. Daha açık bir ifade ile o KORO'nun papağan gibi hep tekrarladığı 'ABD, İsrail ve Yahudi lobiler Türkiye'yi perişan edecek' söylemi doğru çıkmadı. Çok olmamakla birlikte ABD, İsrail, Yahudi lobiler ve Avrupa'daki yandaşları Türkiye'nin ayağına kadar geldiler ve geleceklerdir. Çünkü Türkiye doğru yoldaydı ve bu yoldan sapmadığı sürece daha çok şeyler kazanacaktır. Bir imaj düzeltme çabası değilse Obama, Suriye ve İran ile diyalog kuruyor, Filistin devleti olmadan Ortadoğu'da barış olmaz diyor, Kıbrıs'ta izolasyonların kalkmasını savunuyor ve Afganistan'da Taliban ile masaya oturmaya hazırlanıyor. Son anda bu inançlarından vageçmez ve Neo-Con'cuların kuşatmasından kurtulursa Başkan Obama tüm bunları yapmaya hazırlanırken güveneceği ve birlikte çalışacağı ülkenin Türkiye olacağının işaretini verdi. Umarım o KORO'nun elemanları olup bitenlerden ders alarak aşağılık kompleksinden kurtulur ve bir kez olsun Türk halkına doğruları söyler. Tabii şimdiye kadar söyledikleri tüm yalanlardan dolayı özür diledikten sonra.