Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Bugün 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin 60. yıl dönümü.

        Amasız fakatsız, öncesinde yaşanan siyasi gelişmeleri kılıf yapmadan darbeleri bir kez daha lanetlemek için bir fırsat.

        O parti bu parti, sağ, sol ayrımı yapmadan, seçilmiş Başbakan’ını idam eden, siyasetçileri zindanlara kapatan yahut partileri kapatan zihniyete bir kez daha “yazıklar olsun” demek için bir fırsat.

        Demokrasinin ve millet oyuyla seçilen yönetimin ancak ve ancak halkın meşru ve adil seçimlerle değişebileceğini haykırmamız için fırsat.

        Ve tabii darbenin halka benimsetilebilmesi için nasıl saçma sapan yollara başvurulduğunu hatırlamamız için de bir fırsat.

        İzmir'deki bazı camilerde Çav Bella çalmasını tartışıyoruz günlerdir. Diyoruz ki “Camiler siyasete alet edilmesin, provokasyon yapılmasın, minarelerden ezan ve sala dışında hiçbir ses duyulmasın…”

        27 Mayıs darbesinin acı hatıralarını anarken unutmayalım ki darbeci generaller de camileri emellerine alet etmişlerdi.

        Bunun için öncelikle Diyanet İşleri Başkan yardımcılığına emekli Tuğgeneral Sadettin Evrin’i getirmişlerdi. Darbenin meşruiyet kazanması için, müftülüklere genelgeler göndererek “Vaaz ve hutbelerde 27 Mayıs inkılabının taşıdığı büyük mananın halka ve köylüye kâfi derecede ve ayet-hadislere istinaden anlatılması” emredilmişti.

        REKLAM

        4 Haziran 1960’ta müftülüklere gönderilen yazıda “Hükümete destek olmanın dini bir vecibe olduğunun halka anlatılması” isteniyordu!

        DARBECİLER VE DİYANET

        Aslında bu durum 27 Mayıs’a has bir durum değildi.

        27 Mayıs sonrasında askerlerin Diyanet üzerindeki etkileri devam etti.

        1960-66 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanı beş kez değişti çünkü baskılara dayanamayıp istifa ediyorlardı.

        12 Mart 1971 darbesinden sonra Binbaşı Ahmet Okutan, Diyanet'e başkan yardımcısı olarak atandı.

        Resmi görevi bitse de 12 Eylül döneminde de askere aracılık görevi devam ediyordu. 12 Eylül sabahı Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altınkulaç’ı arayarak darbeyi haber veren ve Kenan Evren Paşa’nın kendisine güvendiği mesajını ileten isim yine Ahmet Okutan’dı. Okutan’ın biyografisine bugün baktığımızda bu bilgiler yok tabii. Oysa Milliyet Gazetesi arşivinde dönemin haberlerinde adını açıkça görüyoruz.

        28 Şubat döneminde de Emekli Albay Oğuz Kalelioğlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz'a danışman yapılmıştı.

        Lafın kısası bugün camilerde seçim şarkısı yahut devrimci marşları çalınmasına karşı çıkarken, yalnızca şimdi değil, geçmişte de camilerin, dinin, Diyanet’in siyasi çıkarlar için kullanıldığını hatırlamakta fayda var.

        Diğer Yazılar