Önceki gün söyledim, tekrar söylüyorum; tüm seçim stratejisini parlamenter sisteme geçiş üzerine kurmak muhalefeti dezavantajlı konuma itiyor.
Üç basit nedeni var.
Bir, kendi aralarında uzlaştıkları bir model yok.
İki, diyelim uzlaştılar ve hatta seçimde de Cumhurbaşkanlığı seçimini kazandılar. O durumda bile sistem değişikliğini referanduma götürebilmek için Meclis’te 360 sayısını yakalama garantileri yok.
Üç, varsayalım referanduma götürebildiler ve halk da sistemin değişmesine “Evet” dedi, parlamenter sisteme geçtikleri anda en yüksek oy oranına sahip AK Parti’nin yeniden hükümet kurmasının önüne nasıl geçecekler?
Bu problemler ortada iken CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün gazetecilerle sohbetinde yine aynı söylemi sürdürmüş. “Biz parlamenter sistemi savunuyoruz. Her parti kendi mutfağında hazırlık yapıyor. Henüz bir araya gelip konuşmadık. Ancak bir araya gelinmeli, farklılıklar neler konuşulmalı. Geçiş çok uzun bir süreç de olmamalı. 1-1,5 buçuk yılda Cumhurbaşkanı'nın yetkilerinin parlamentoya devredildiği güçlü parlamenter sistemi oluşturabiliriz” demiş.
Hadi sistem değişikliğini bir kenara bırakalım, ben daha çok Kılıçdaroğlu’nun muhalefetin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağının önemli olmadığını savunmasına şaşırıyorum. ”Cumhurbaşkanı adayı yetkilerinin parlamentoya devredileceğini bilmeli ve katkı vermeli, tarafsız olmalı. Cumhurbaşkanı adayı sembolik olacağı için kimin olacağı çok önemli değil” diyor Kılıçdaroğlu...
'Sembolik Cumhurbaşkanı’ndan kastı, kazandığı halde şimdiki sistemin yetkilerini kullanmakta fazla ısrar etmeden parlamenter sisteme geçişe öncülük edecek biri olması sanırım.
İyi peki ama 'sembolik Cumhurbaşkanı' tabiri akla hemen ‘düşük profilli Başbakan’ tartışmalarını getirmiyor mu?
Hatırlayın, bu tabir özellikle eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında kriz yaşandığı dönemde kullanılmıştı.
Aydın Ünal’ın “Güçlü Cumhurbaşkanı ve güçlü Başbakan'ın iyi sonuçlar doğurmadığını gördük. Bundan sonra gelecek Başbakan'ın profili daha düşük olacak” sözleri günlerce tartışılmıştı.
Şimdi de Kılıçdaroğlu “Sembolik Cumhurbaşkanı” diyerek muhalefetin adayını daha baştan zayıf gösteriyor.
Oysa Erdoğan gibi kitleler üzerinde büyük etkisi olan güçlü bir siyasetçinin karşısında seçim kazanmak istiyorsanız “Muhalefet çok güçlü isimleri aday gösterecek” demeniz ve pratikte de bunu uygulamanız gerekmez mi?
“Önümüzdeki seçimler parti seçimi değil, demokrasiden yana olanlarla totaliter sistemden yana olanların seçimi” diyorsunuz ama seçmen psikolojisi diye bir şey var.
Beğenin ya da beğenmeyin lider odaklı siyaset gerçeği ortada dururken “Muhalefetin kimi aday göstereceği önemli değil” demekte ısrar ederseniz başta kendi seçmeninizi kızdıracaksınız, benden söylemesi…