Sözcü'nün manşetinden Kılıçdaroğlu sorumlu tutulabilir mi?
Sesli Dinle
0:00 / 0:00
Fikri Sağlar’ın ısrarla sürdürdüğü "Türban siyasi semboldür" saçmalığına karşı en net tepkiyi ortaya koyan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu takdir etmek yerine şimdi de “Bakalım Sözcü’nün Ayasofya manşetini de eleştirebilecek mi?” diyerek kendilerince samimiyet testine tabi tutanlar olmuş.
Sağlar CHP ile özdeşleşmiş bir eski siyasetçi. Bu konuda Kılıçdaroğlu’nun nasıl bir tutum alacağını merak etmek elbette anlaşılabilir bir durumdur.
Fakat Sözcü’nün şimdi yarım ağızla da olsa “Editoryal hata, niyetimiz o değildi” dediği haberinden Kılıçdaroğlu’nu sorumlu tutmak hakkaniyete sığmaz.
Ne yani muhalif medyanın tüm manşetlerini Kılıçdaroğlu mu belirliyor?
O zaman Akit başta olmak üzere iktidara yakın gazetelerin attığı her saçma manşetten de AK Partili siyasetçileri mi sorumlu tutacağız?
Kaldı ki Kılıçdaroğlu Ayasofya konusunda “İbadete açılmasına itiraz etmeyiz” demişti.
Müzmin iktidar karşıtları gibi müzmin muhalefet karşıtları da kabak tadı veriyor bazen…
Farkında mısınız son birkaç haftadır Cumhurbaşkanı Erdoğan spontane esnaf ziyaretleriyle daha çok gündeme gelir oldu.
Cuma namazlarını farklı semtlerde kılıyor ve sonrasında rastgele dükkânlara girip alışveriş yapıyor, esnafla sohbet ediyor.
Aralık’ın ilk haftasında İstanbul Kısıklı’daki bir pastaneden aldığı dondurma, önceki hafta Çengelköy’de bir fırından yaptığı alışveriş gündem olmuştu.
Geçen hafta Üsküdar’da namaz kılıp yöresel ürünler satan bir dükkâna girerek alışveriş yapmış, aldığı cevizli sucukla lokumu basın mensuplarına ikram etmişti.
Bu Cuma sonrası da Ayasofya Camii’nin etrafındaki kafelere uğramış, çalışanlarla ve turistlerle sohbet etmiş.
Elbette bunu ilk kez yapıyor değil ama sıklaşması bende plansız gibi görünen bu ziyaretlerin bilinçli bir tercih olduğu izlenimini uyandırıyor.
Pandemi döneminde ‘esnaf siyasetini’ en iyi kullanan lider Meral Akşener olmuştu. Yurt genelinde geziler yaparak vatandaşın dertlerini dinlemiş, sohbetlerini sosyal medyada paylaşarak ekonomiye dair eleştirilerini sertleştirmişti. Son anketlerde Akşener’in oylarındaki yükselişin arkasında bu siyaset tarzının da payı olduğu düşünülüyordu.
Sonuçta Cumhurbaşkanı Erdoğan da vatandaşın ekonomideki daralmadan bunaldığının farkında. Muhalefetin kendisine en çok ekonomi ve yönetim bütçesi üzerinden yüklendiği bir dönemde esnaf alışverişleriyle ‘halkın içinden siyasetçi’ imajını güçlendirmeye hız vermiş gibi görünüyor.
Selda Bağcan geçen hafta Posta Gazetesi’ne verdiği röportajda "Ben sol muhafazakârım, açık giyinmeyi ayıp buluyorum" diyerek kendi mahcubiyetinden bahsetmişti. Sosyal medyanın her açıklamaya bir laf sokma telaşındaki ergenleri de Bağcan’ı linç etmeye kalkışmıştı. Halbuki niyetinin açık giyinenleri eleştirmek olmadığı belliydi.
Bu hafta da Fatma Girik konuşmuş Posta Gazetesi’ne. Selda Bağcan’ın sözleri sorulunca gündemdeki başörtüsü/türban tartışmasına gönderme yapmış.
Aşı tartışmalarına da değinmiş, "Aşı üzerinden muhalefet ya da milliyetçilik yapılmaz, yanlış. Gelince koşa koşa hemen olurum” diyerek halkı cesaretlendirmiş.
Aklı başında sorumlu sanatçı tavrı tam da budur…
Bu arada Posta’nın hafta sonu eklerinde her hafta gündem yaratan röportajlar çıkıyor, tebrik etmek lazım…
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.