Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir grup kadın gazetecinin sorularını yanıtlamış. Cevaplarını dikkatle okuduğunuzda hem muhalefet partilerine hem de AK Parti’ye satır aralarında kritik mesajlar veriyor.

        AK PARTİ’YE ‘MHP’SİZ GÖRÜŞELİM’ TEKLİFİ Mİ?

        Öncelikle MHP’nin Cumhur İttifakı’na davetini bir kez daha net bir dille reddediyor.

        AK Parti’ye ise mesajı daha farklı. “İYİ Parti'ye ne Sayın Erdoğan'ın ne de yakınlarından herhangi birinin resmi olarak 'Buyurun bir masaya, sadece sizinle oturalım kardeşim, birlikte bir yol yürüyelim' diye bir teklifi, talebi olmadı” diyor. Burada altını çizmemiz gereken nokta “Sadece sizinle oturup konuşalım demediler” cümlesindeki ‘sadece bizimle’ vurgusu... Yani MHP olmadan AK Parti ile baş başa bir görüşmenin mümkün olabileceğini söylüyor Akşener. İkinci bir şartı daha var; parlamenter sisteme geri dönülmesi...

        Erdoğan’ın bu iki şartı kabul etmediği için kendisine “Gel beraber oturalım; sen ne istiyorsun, siz ne istiyorsunuz?" diye bir davette bulunmadığını düşünüyor Akşener.

        Yani daha net söylemek gerekirse, şu anki yapısıyla Akşener, Cumhur İttifakı’na katılmamak konusunda net.

        Öte yandan Erdoğan’a “MHP ile ittifakını bitirirsen ve parlamenter sistemi kabul edersen ittifak için görüşebiliriz” diyor. Bahçeli’nin reformlar, Çakıcı gibi konularda sık sık 'racon kestiğini' belirterek Erdoğan’a “Bak aranız o kadar da iyi değil” imasında bulunuyor.

        AKŞENER’E ‘ADAYLIKTAN ÇEKİL’ DİYEN KİMDİ?

        Muhalefet gelecek seçimde ilk turda ortak bir aday çıkaracak mı? Çıkaracaksa o aday kim olacak? Gelecek seçimlere ilişkin en kritik nokta bu. Akşener bu konuda da enteresan mesajlar veriyor.

        Muharrem İnce’nin ilk turda seçileceğine dair gerçeklikten uzak bir heyecan yaratıldığını, hatta seçime 15 gün kala "Birinci turda biter, sen bu işi bozuyorsun" denilerek istifa etmesini istediklerini açıklıyor. “Ağzımı açtım mı? Zora sokacak bir cümlemi duymadınız” diyerek muhalefete zarar vermemek için bu konuyu ifşa etmediğini itiraf ediyor.

        Dikkat edin, üzerinden tam 2.5 yıl geçtikten sonra Akşener o dönemde kendisine muhalefetten gelen baskıyı ilk kez açıklıyor.

        Bence burada hem CHP yönetimine hem de CHP tabanına verdiği açık bir mesaj var. “Muharrem İnce gibi bir figürü aday gösterecek olursanız kaybedersiniz” diyor.

        “İnce ile benim aldığım oy Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun aldığı oy kadar” cümlesiyle de bunun altını çiziyor.

        Burada sormamız gereken üç kritik soru var.

        "Birinci turda biter, sen bu işi bozuyorsun" diyerek Akşener’in adaylıktan çekilmesi için telefon açan kimdi? CHP’den biri miydi?

        2.5 yıl aradan sonra bunu neden şimdi açıklıyor?

        Bütün bu sözlerinin altında muhalefete “İlk turda her kesimden oy alacak bir ismi ortak aday gösterelim” çağrısı mı yatıyor?

        SAADET’E ‘TARAFINI SEÇ’ MESAJI

        Akşener’in açıklamalarında dikkat çeken bir başka bölüm de Saadet Partisi’ne ilişkin.

        “Millet İttifakı olarak 24 Haziran'da 4 partiydik biz. Demokrat Parti, İYİ Parti, CHP, Saadet Partisi. İş 31 Mart'a geldiğinde 2 parti kaldık. Onun üzerine yeni partiler kuruldu. Saadet Partisi'nin durumu ne olacak? Çünkü başkanlık konusunda daha esnektiler, bu uygulamadan sonra ne olur?” diye soruyor.

        Yani Millet İttifakı’ndaki dağınıklığın altını çiziyor. Saadet Partisi’ne ve yeni kurulan partilere de “Artık tarafınızı seçin” diyor.

        Özellikle Saadet Partisi’ndeki kafa karışıklığı su yüzüne çıkmış olmalı ki Cumhurbaşkanı da Oğuzhan Asiltürk’ü evinde ziyaret etti ve ardından da açıkça bunun bir ittifak daveti anlamına gelebileceğini söyledi.

        “Benim bu ziyaretim hem nezaket hem de bu ittifak meselesinde seçim ittifakı mı olur, geleceğe yönelik terörle mücadelede her türlü desteğin bizim yanımızda olması lazım. Yalnız hissetmememiz lazım. Şu anda buna benzer görüşmeleri yapmayı planlıyoruz. DSP Genel Başkanı ile de görüşmemiz oldu. Bundan sonraki süreçte görüşmeler devam edecek” diyerek diğer küçük partileri de Cumhur İttifakı’na katmak için yeni adımlar atacağının sinyalini verdi.

        İttifak dengelerindeki bu aşırı hareketlilik 2023 seçimlerine daha 2 yıl varken olağan mı? Erdoğan’ın Cumhur İttifakı’ndaki parti sayısını artırma hedefi olası bir seçim hazırlığı mı? Muhalefet ortak bir aday üzerinde uzlaşabilecek mi? 2021’in ilk yarısında bunları bolca konuşacağız belli ki...

        Diğer Yazılar