Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        “Kadın cinayeti” sözüne bile tahammül edemeyerek hunharca katledilen onca mazlum kadının ahını üstüne alan...

        Diyanet İşleri Başkanı’nın dahi yorum yapmadığı konulara dalarak, kendini adeta ülkenin şeyhülislamı zannederek, üstüne vazife olmayan her konuda ahkâm kesen...

        Anayasa Mahkemesi’nden Boğaziçi Rektörü'ne kadar herkesle polemiğe girerek sosyal medya fenomeni olmaya çalışan...

        “Laiklik Anayasa’dan kaldırılmalı” gibi cümlelerle Cumhuriyet’in temel değerlerine karşı çıkarak AK Parti’nin demokrasi anlayışına büyük zarar veren...

        Bir avuç radikal azınlığı arkasına alarak, kendine büyük bir etki gücü atfederek, iktidarı yalnızca dar bir çevrenin aşırı taleplerini yerine getirmeye zorlayarak, toplumsal uzlaşı çabalarına büyük zarar veren...

        Ve geldiğimiz son noktada artık siyasetçilere bile ayar vermeye kalkışan bu hadsiz imama karşı sonuna kadar AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in yanındayım!

        Ve bir kez daha söylüyorum; siyasete bu kadar meraklıysa önce devlet memurluğundan istifa edip üstündeki cübbeyi çıkarsın, sonra politika yapsın.

        Bu tür hassas konularda hüküm verecek olan Din İşleri Yüksek Kurulu'dur.

        Ayasofya Camii bu ülkenin en kutsal ortak değerlerinden biri. Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan teveccüh gösterip kendisine önemli bir görev verdiler ama adam İslam’ın hoşgörülü yüzünü bütün dünyaya anlatmak yerine resmen şımardı ve kendini ülkenin en önemli din otoritesi zannetmeye başladı.

        Daha fenası bu tavırlarıyla 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan Ayasofya imamlığı makamına büyük zarar verdi.

        Usulde hata yapan esasta da hataya mahkumdur.

        Alın görevden, ya da söyleyin sahiden kendi işine baksın!

        Bakanlık bahisleri yine açıldı

        Bakanlık bahisleri yine açıldı
        0:00 / 0:00

        “Kabine değişiyor, o bakan gidiyor, şu bakan geliyor” bahisleri yine açıldı.

        Hayır hayır, “Edindiğim kulislere göre” diye başlayan iddialı laflar etmeyeceğim...

        Kalması gereken bakanlar hakkında afili cümleler kurarak sinyalcilik de yapmayacağım.

        Çünkü bildiğim bir gerçek var ki o da bu tür dedikodu ve yorumların Cumhurbaşkanı nezdinde hiçbir etkisi olmadığı...

        Kimin gidip kimin kalacağına sadece o karar veriyor.

        Son dakikaya kadar en yakınındakileri bile haberdar etmiyor.

        Sürprizleri seviyor.

        Ve daha önemlisi bu tür kabine loto-totolarından hiç hazzetmiyor.

        Hatta geçen yıl bu dedikodulara öyle kızmıştı ki değişiklik yapacaksa bile vazgeçmişti.

        O yüzden hiç aldırmıyorum yapılan son yorumlara.

        Bence görevdekiler ya da göreve gelmeyi umut edenler de fazla aldırmasın.

        Diğer Yazılar