Muhalefet partilerinin sistem değişikliği yerine somut ekonomik projeleri öncelemesi gerektiğini ifade ettiğim dünkü yazım üzerine Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ aradı.
“Eleştirilerinizde haklısınız ama biz onlar gibi sarı muhalefet değiliz. Sürdürülebilir bir ekonomik kalkınma modeli üzerinde çalışıyoruz” dedi.
Covid 19 salgını sonrası neoliberal ekonominin tarihin çöplüğünde yerini aldığını, bundan sonra milli devlet merkezli bir ekonomik sistem geliştirmek gerektiğini dile getirdi.
“Devletçi bir ekonomik modele geri dönülmesi gerektiğini mi düşünüyorsunuz?” diye sordum.
“Hayır ama devletin stratejik sektörleri önceleyeceği, Devlet Planlama Teşkilatı’nın tekrar güçleneceği, AVM’ler yerine imalat sanayiinin destekleneceği, finansal kaynakları üretim merkezli canlandırmayı hedefleyen bir plan üzerinde çalışıyoruz” diye konuştu ve 4 yeni ekonomi ve ticaret koridorundan oluşacak kalkınma modelini anlattı:
“Zonguldak Limanı’nı merkeze alarak Ankara-Bursa hattını kapsayacak birinci bölgeye ağır sanayinin merkezini kaydırmayı düşünüyoruz.
Ordu-Giresun-Erzincan-Ardahan'ı kapsayan ikinci bölge, hayvancılık ve hayvancılığa dayalı orta ölçekli sanayinin sıklet merkezi olacak.
Mersin-Mardin-Antep-Kilis-Kahramanmaraş-Konya hattını kapsayan üçüncü bölge, tarım ve tarıma dayalı orta ölçekli ve ileri sanayiye dayalı bir bölge olacak. Burada demiryolu ile liman bağlantısı sağlanacak.
İzmir Limanı-Afyon-Balıkesir-Denizli bölgesi, dördüncü bölgeyi oluşturacak.
İstanbul ise Berlin-Tokyo-Pekin ekseninde dünyayla rekabet edecek bir yüksek teknoloji merkezi olacak.
Tüm Türkiye’yi kapsayan bu yeni yatırımlar, İstanbul’un nüfusunu aşağı indirecek.
Bu çerçevede köy okulları açacağız ve üreticinin köyde kalmasını, tarım ve hayvancılıkla ilgilenmesini teşvik edeceğiz.
25 milyar doları yabancı çiftçileri ve aracıları zengin etmek için değil, Türkiye tarım ve hayvancılığını teşvik etmek için kullanacağız.
Anadolu Kalesi Projesi ile de sığınmacıların 1 yıl içinde geri gitmesini sağlayacağız. 8 milyon insan gidince kiralar, temel gıda fiyatları ve sosyal harcamalar düşecek ve halkın refahı iyileşecek.
Onların gidişiyle ortaya çıkan işçi açığını kapatmak için sanayinin ihtiyacı olan ara elemanı yetiştireceğiz.
Bütün bunları adım adım çalıştık” dedi.
Zafer Partisi siyaset hayatına yeni başlayan bir parti ama Türkiye’nin yeni kalkınma modeli üzerine kafa yormuş olmaları şüphesiz çok kıymetli.
Ben muhalefetteki ya da en azından ittifak içindeki tüm partilerin bir araya gelerek ortak bir kalkınma planı üzerinde çalışmalarının daha verimli olacağını düşünüyorum. Bunu da tekrar tekrar söylüyorum.
Çünkü halkı refah düzeyini artırabileceği konusunda ikna edebilen taraf 2023’te iktidar olacak.