Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, anaokulu ziyaretinde bir öğrencinin “Ne iş yapıyorsunuz?” sorusuna “İş arıyorum” yanıtını vermiş.

        Binali Bey espri yapmayı seven bir siyasetçi ama bu esprisinde biraz ciddiyet payı da var.

        Başbakanlık görevinden ayrılmasından sonra Yıldırım’ın kamusal alandaki ağırlığı giderek azaldı. Neredeyse görünmez oldu.

        Bunda İstanbul’daki seçim yenilgisinin payı elbette vardır ama aslında mesele Binali Yıldırım’dan ibaret değil.

        Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Külliye’deki yakın ekibini (buna 1-2 bakanı da eklemek lazım) merkeze koyarken AK Parti kurmaylarını çepere itti.

        Gündem oluşturma, kamuoyunun günlerce tartıştığı konularda fikir beyan etme, yanlışa "Yanlış", doğruya "Doğru" deme veya etkin politikalar üretme potansiyellerini ciddi anlamda kaybettiler.

        Ömer Çelik’in haftalık basın toplantılarını bir kenara ayırırsak, bir zamanların etkili siyasetçilerinin hiçbiri ortalarda yok.

        Yılda birkaç kez kendilerine yakın ama kimsenin izlemediği televizyon kanallarına çıkmakla yetiniyorlar. İyi yapılan işleri yeterince anlatamadıkları gibi kötü giden şeylere de itiraz etmiyor, “Konuşursam başıma dert açarım. En iyisi dikkat çekmeyeyim” felsefesini benimsiyorlar.

        Onların yerini, hamasi konuşmalar yapan ikincil aktörler alıyor.

        Yani sistem değiştiğinden beri sadece Binali Bey değil, AK Parti’nin önde gelen isimlerinin hepsi kendine 'iş arıyor'!

        AK Parti oylarının Erdoğan’ın şahsi oy oranının epeyce gerisinde kalmasında ve günden güne erimesinde şaşılacak bir durum yok yani.

        Ankara ABD'ye F-35 yerine F-16 teklif etti çünkü…

        Ankara ABD'ye F-35 yerine F-16 teklif etti çünkü…
        0:00 / 0:00

        ABD’nin Türkiye’yi F-35 programından çıkarmasının ardından Türkiye’nin ABD’den yeni F-16 alımı ve mevcut F-16’ların modernizasyonu için talepte bulunduğu ortaya çıktı. Dün Ankara’daki önemli bir isme bu kararın arkasında yatan mantığı sordum.

        3 neden sıraladı: “Ödediğimiz paranın karşılığını almalıyız, ileride kriz çözülürse F-35 de alırız. Ayrıca yerli insansız savaş uçakları ve onların iniş yapabileceği yerli uçak gemisi üretimi ciddi bir alternatif haline geliyor.”

        Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta Soçi dönüşü gazetecilere yaptığı açıklamada “F-35 sorunu ne olacak? 1 milyar 400 milyon dolar ödeme yapmışız. Bu ne olacak? Biz elimizde bol para var da bunları etrafa saçan bir ülke değiliz. Bu paraları kolay kolay kazanmadık. Ya uçaklarımızı verecekler ya da parayı” demişti.

        Bu sözlerden 1 hafta sonra ABD’ye F-16 teklifinin ortaya çıkması tesadüf değil.

        1 MİLYAR 400 MİLYON DOLARIN KARŞILIĞI

        Ankara, S-400’den vazgeçmeyeceği için F-35 krizinin asla çözülmeyeceğini kabullenmiş. 1 milyar 400 milyon dolarlık alacağını belirsiz bir süre içeride tutmaktansa F-16 filosunu ciddi manada genişletip eldeki eski uçakların modernizasyonunu sağlamayı daha verimli bir çözüm olarak görüyor.

        F-16 TEKNOLOJİSİ ESKİMEDİ

        “Neden eski teknolojiye para ödüyoruz?” eleştirisini de sordum. “Eski teknoloji eleştirisi yersiz çünkü F-16’lar şu an NATO hava gücünün önemli bir bölümünü oluşturuyor ve daha uzun bir süre kullanımı devam edecek. Yeni alınanlar eskidiğinde o zamana kadar bu kriz çözülürse F-35 de alınabilir veya alternatif üretilebilir” yanıtını aldım.

        YERLİ TEKNOLOJİ GÜÇLENECEK

        Burada alternatiften kasıt, milli insansız savaş uçağı projesi. “ABD’nin Türkiye’yi F-35 ve CAATSA üzerinden cezalandırma taktiği, Türkiye’nin milli savunma teknolojisine ağırlık vermesine neden oldu. TİHA’lar biraz daha güçlenirse bir sonraki aşamada F-16’nın savaş kabiliyetine kavuşabilir. Üstelik maliyeti çok daha düşük ve seri üretim mümkün. Yerli insansız savaş uçakları ve onların iniş yapabileceği yerli uçak gemisi üretimi ciddi bir alternatif haline geliyor” diyorlar.

        NATO’YA OLUMLU MESAJ

        Türkiye’nin savaş uçağı için Rusya yerine ABD’ye yönelmesi, NATO-Türkiye ilişkilerini güçlendireceği gibi yeni bir kriz de yaratılmamış olacak.

        Özetle, “F-35 ile kıyaslanmaz ama ABD Kongresi satışın önünü kesmezse Türkiye en azından F-16 filosunu ciddi manada güçlendirmiş olacak” düşüncesindeler.

        Espri ile zevzeklik arasındaki ince çizgi

        Espri ile zevzeklik arasındaki ince çizgi
        0:00 / 0:00

        2021 Nobel Edebiyat Ödülü'nü Zanzibar kökenli edebiyatçı Abdulrazak Gurnah'ın kazanması üzerinden güya zekice bir espri yaptığını zanneden Borçka Belediyesi, sosyal medya hesabından Gurnah’ı tebrik mesajının altında Morgan Freeman'ın fotoğrafını paylaşmış.

        Durumu ciddiye alanlar eleştiri yağmuru başlatınca bu sefer de şarkıcı Tarık Mengüç'ün fotoğrafını koyarak, "Gogel araştırmasında harf hatası yüzünden yanlış foto yüklemişiz. 2021 Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan romancı Abdulrazak Gurnah'ı kutluyoruz" diye bayık bir espri daha yapmış.

        Kimi belediyelerin sosyal medya hesapları bir süredir böyle şakalı paylaşımlar yapıyor. Aslında bu trend ilk başladığında zekice ve hoş espriler çıkıyordu ama zaman içinde artık gereksiz bir dikkat çekme yarışına döndü.

        Dün Ekşi Sözlük’te bir kullanıcı “Kurumların soğuk yüzünü kırdıkları için bu tarz şeyleri seviyordum ama suyunu çıkardılar. Vatandaş olarak bunların yaptığı duyuruya nasıl güveneyim? Şaka mı ciddi mi bir de bunu mu sorgulayacağım?” demiş. Çok haklı.

        Espri ile zevzeklik arasında ince bir çizgi vardır. Borçka Belediyesi, bu tür paylaşımlarıyla ikincisine doğru ilerliyor.

        Diğer Yazılar