Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Bülent Arınç ne zaman konuşsa olay olmayı, gündem yaratmayı başarıyor.

        Şimdi de gayet haklı olarak ekonomideki durumu hafife alan AK Parti milletvekillerine çıkıştı.

        “Ayda 2 kilo et yiyeceğimize yarım kilo yeriz" diyen AK Parti Milletvekili Zülfü Demirbağ’a gönderme yaparak “Ulan 2 kilo et kaç para biliyor musun sen?” dedi.

        Bir gün arayla yaptığı bir diğer konuşmasında ise “Türk parasının kıymeti düşmüşse, her gün ihtiyaç maddelerine zam geliyor ve enflasyon resmi rakamlarla yüzde 60’ı da bulmuşsa milleti hitabetle coşturamaz, konuşmayla aldatamazsınız” ifadesini kullanmıştı.

        Bu açıklamaları duyan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Arınç hakkında enteresan bir tespit yapmış.

        “Arınç siyasetin sismografı gibidir. AK Parti’de deprem olacaksa onu önceden görüp uyarır” demiş.

        Eminim bu yorum Bülent Bey’in de hoşuna gitmiştir.

        Fakat yıllar boyunca siyasette yarattığı etkiye bakınca Arınç’a sismograf değil bizzat depremin kendisi, hatta yanardağ desek daha doğru olur!

        Sayın Emine Erdoğan bu soruna el atmalı

        Sayın Emine Erdoğan bu soruna el atmalı
        0:00 / 0:00

        Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın çevre sorunları konusunda son derece duyarlı olduğunu biliyoruz.

        Üstelik bunu göstermelik yapmıyor, 'Sıfır Atık Projesi' gibi dünyada ses getiren ciddi projeler yürütüyor.

        Alışverişte poşetlerin ücretli hâle getirilmesinde de etkisi vardı. Bu girişim sayesinde ülkemizde naylon poşet kullanımı yüzde 70 oranında azaltıldı.

        Fakat onun da son derece rahatsız olacağı bir problemimiz var; çöp ithal ediyoruz.

        Dün Karar Gazetesi'nin manşetinde konuyla ilgili detaylı bir haber yayımlandı. Avrupa İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye son 3 yılda Avrupa’nın en çok atık ithal eden ülkesi oldu. Avrupa’nın çöpünün neredeyse yüzde 30’unu üç kuruş kazanacağız diye satın alıyoruz.

        Eurostat verilerine göre Türkiye Avrupa’dan 2019’da 580 bin ton, 2020’de 660 bin ton, 2021’de 580 bin ton atık ithal etti.

        Hem de bunların büyük çoğunluğu geri döndürülemeyen kirli plastikler. Alıp gömüyoruz. Toprağı zehirliyoruz.

        Coğrafi büyüklüğü bizden katbekat büyük olan Çin ve Hindistan bile plastik atık ithalatını yasakladı ama bizde serbest.

        Aslında Çevre Bakanlığı Aralık 2021’de sıfır atık ithalat hedefini açıklamış ve Mayıs 2021’de polietilen ürün grubuna ait ithalatı yasaklamıştı. Fakat nedense bu yasak Temmuz 2021’de geri çekilmiş.

        Bütün bunları görünce “Bu meseleye Emine Erdoğan el atmalı” diye düşündüm. Bakanlık üzerinde çeşitli lobilerin baskısı olabilir. Fakat Emine Hanım bu konuda bir girişim başlatırsa çöp ithalatının tamamen yasaklanmasının önü açılabilir.

        Sırf para kazanmak uğruna topraklarımızı çöple doldurmamız bir vatandaş olarak benim çok ağırıma gidiyor. Bunu gelecek nesillere anlatamayız.

        Bayramda bile gitmezlerse Suriye'den hepten koparlar

        Bayramda bile gitmezlerse Suriye'den hepten koparlar
        0:00 / 0:00

        Türkiye’deki Suriyeli sığınmacıların her bayram akın akın ülkelerine gidip sonra geri dönmeleri yıllardır tepki çekiyor.

        “Madem ziyaret için gidebiliyorlar, demek ki tehlike yok” diyor vatandaş haklı olarak.

        Dün MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli de bu konuda bir çıkış yaptı.

        “Önümüzdeki bayram ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların geri dönmelerine hiç gerek yok” dedi.

        Ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da bayramda gidişlerine kısıtlama getirileceğini söyledi.

        Fakat hesap etmediğimiz bir nokta var. Bayramda ziyarete bile gitmezlerse, Suriye’den hepten koparlarsa ne yapacağız?

        Ben de bu gerçeği Sosyolog Prof. Dr. Şebnem Köşer Akçapar’ı dinleyince fark ettim.

        Önceki akşam Fatih Altaylı’nın Teke Tek Bilim programına konuk olan Akçapar, Suriyelilerin bayram ziyaretlerine farklı bir gözle bakmamız gerektiğini anlattı.

        “Bayramda güvenli bölgelere gidiyorlar. Orada kalan mallarını, mülklerini kontrol ediyorlar. Yaşlıları ziyaret ediyorlar. Bayramda gidenlerin az da olsa bir bölümü şartların kötü olmadığını görünce orada kalıyor. Kültürel sınırları kapatmayıp bağlarını sürdürmelerini sağlamak ülkeye geri dönüşlerini özendiriyor mu diye de bakmak lazım” dedi.

        Prof. Akçapar haklı; bayram gidişlerini yasaklayarak orayı hepten unutmalarına neden olursak kaş yapalım derken göz çıkarmış oluruz.

        O fotoğraf seçim kazandırabilir mi?

        O fotoğraf seçim kazandırabilir mi?
        0:00 / 0:00

        Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimleri 2. tura kaldı.

        Le Pen’in oyları da azımsanacak gibi değil. Özellikle genç seçmen arasında popüler.

        Bunu gören Macron ne yapacağını şaşırmış olacak ki göğsünden fışkıran kılları teşhir eden bağrı açık bir fotoğraf paylaştı.

        Daha doğrusu resmi fotoğrafçısı Instagram hesabından “Kamera arkası” diyerek sanki spontaneymiş gibi paylaştı.

        Daily Mail Gazetesi, 'Fransa seçimleri kıllanıyor' başlıklı haberinde Macron’un maço pozlar vererek genç seçmeni etkilemeye çalıştığını iddia etti.

        Önceki gün bu mesele o kadar büyüdü ki Twitter’da dünya gündeminin birinci sırasına yerleşti ve Macron ile alay eden 500 bine yakın tweet atıldı.

        Ben de program sonunda bizim konuklara “Bu fotoğraf seçim kazandırır mı?” diye sordum.

        CHP Milletvekili Zeynel Emre cevabı yapıştırdı:

        "10 yıl Cumhurbaşkanı olacaksın deseler böyle Recep İvedik gibi poz vermem. Popülizmin insanı soktuğu hale bak!”

        Diğer Yazılar