DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Gezi davasında mahkemenin ceza yağdırmasına tepki göstermiş.
Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu da üstü örtülü bir eleştiri yazmış.
Dün bütün gün haber sitelerinde ve sosyal medyada bu iki ismin geçmişte yaptığı konuşmalar hatırlatıldı. “Olaylar yaşanırken böyle demiyordunuz ama” tenkitleri yükseldi.
Babacan ve Davutoğlu bu tür eleştirilerle daha uzun yıllar muhatap olacak. Bunda şaşılacak bir durum yok.
Dahası "O gün öyle, bugün böyle" demelerinde de çok şaşılacak bir durum yok.
İktidarın parçası oldukları dönemde içlerine sinsin veya sinmesin o çerçevede konuşmak zorunda hissediyorlardı.
Tıpkı bugün AK Parti içinde olup içine sindiremese de dünkü Gezi davası kararlarını savunanlar veya ses çıkarmayanlar gibi...
Emin olun konjonktür değiştiğinde onlar da şimdikinden çok farklı konuşacak.
Çünkü aslında pek çoğunda sabah-akşam eleştirdikleri Bülent Arınç kadar özgüven yok.
Ramazan Bayramı tatilinin 9 güne çıkarılması bekleniyordu. Turizmcilerin de talebi bu yöndeydi.
Kabine toplantısı sonrası Cumhurbaşkanı'nın tatil açıklaması yapacağına kesin gözüyle bakılıyordu ama olmadı.
"Suriyeliler gidemesin diye uzatılmadı" iddiaları yayıldı.
Dün Ankara’dan güvendiğim bir isme “Niye uzatmadınız?” diye sordum.
“Sanayici ve ihracatçı için kötü oluyor. Çok iş kaybı yaşanıyor, siparişleri yetiştiremiyorlar. Zaten dünyada en uzun tatil yapan ülkeyiz. Ara tatiller, resmi bayramlar, dini bayramlar... Arkası kesilmiyor” dedi.
Talep doğrudan sanayiciden mi gitti bilmiyorum ancak yeni ekonomi modelini üretim ve ihracata dayandıran iktidar çarklar dursun istememiş anlaşılan.
Peki ya turizm geliri?
Hem havalar yeterince ısınmadı hem de tatili otellerde geçirecek bütçesi olanların sayısı belli...
Kâr-zarar hesabı yapıp çalışmamıza karar verdiler belli ki...
Çok seslilik ve demokrasi adına sıkıntılı zamanlardan geçsek de arada güzel şeyler de oluyor.
Dün Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Diyarbakır’da önemli bir ezberi bozarak, Kürtçe eser yazan 3 önemli düşünürün eserlerini konuşmak üzere panel düzenlediğini görünce böyle geçirdim içimden.
'Doğu’nun Kanatları' adlı etkinlikte Ehmedê Cizirî, Feqiyê Teyran ve Ahmedê Xanî üzerinde konuşmalar yapılacak. Hem Türkçe hem Kürtçe tebliğler yayınlanacak.
Ahmedê Xanî ve Feqiyê Teyran Kürt dilinin ve edebiyatının kurucu isimleri olarak kabul ediliyor.
Böyle bir etkinliğin Kültür Bakanlığı tarafından icra edilmesi, üstelik Türk Tarih Kurumu Başkanı Birol Çetin’in de destek verip açılışa katılması, Kürt dilinin ve kültürünün devlet tarafından kabul edilmesi açısından çok önemli bir adımdır.
“Kürtçe diye bir dil yoktur” ezberinin terk edilmesi, bugün Kürtçe'nin hakkı olan saygınlığı ve değeri görmesi, gelişmesi için etkinlikler düzenlenmesi gerçekten çok anlamlı.
Bugünlere kolay gelinmedi.
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan da gerçekleştirdiği konuşmada bunu vurgulamış. “Bakanlığımızın Kürtçe etkinlikler yapması 20 yıl önce hayaldi. Büyük medeni cesaret ile bugünlere geldik” demiş.
Aslına bakarsanız bugünün atmosferinde de bu etkinliği düzenlemek cesaret istiyor. Dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan alkışı hak ediyor.
Bunun gibi cesur ve doğru adımları görmek, desteklemek ve cesaretlendirmek lazım.
Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Detaylı bilgi almak için ‘Çerez Politikasını’ ve ‘Aydınlatma Metnini’ inceleyebilirsiniz.