Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Ne zaman partisini eleştirse çok kızıyorlar ama kusura bakmasınlar, Bülent Arınç son dönemde yaptığı açıklamalarında genellikle haklıydı.

        Şimdi de Türk Demokrasi Vakfı'nın düzenlediği toplantıda yaptığı konuşma gündemde.

        Peki ne diyor?

        Bir, “Majestelerinin gazetecileri var. Havanın suyun berraklığından bahsederler. Öksürmenin, bağırmanın zamanıdır. Kral çıplak demenin vaktidir. Allah cesur olana izzet verir."

        İki, “Bu toplantıda keşke AK Partililer de olsaydı. Devir çok değişti. Şimdi oraya gidersek bir tarafta Kılıçdaroğlu olacak, bir tarafta diğerleri... 'Ben böyle bir fotoğrafı nasıl izah ederim' diyorlar. Korkuyorlar... Fikirlerine güvenen insanlar hiçbir şeyden korkmaz."

        Peki Arınç haksız mı? AK Parti milletvekilleri şu dönemde ortadan kaybolmadı mı?

        “Aman başıma bir iş gelmesin” diye düşünerek demokratik tartışma zemini olan ortamlardan uzak durmuyorlar mı?

        Tüm haber kanalları akşam izleyicinin en yoğun olduğu saatlerde tartışma programları yapıyor. CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet, BBP… Hepsine mensup siyasetçiler katılıyor ama görevdeki AK Parti milletvekilleri katılmıyor. Bu konuda yıllardır süregelen ve bence kendilerine büyük zarar veren bir parti kararı var. Ancak tek davet edilirlerse geliyorlar.

        Çok konuklu programlarda AK Parti’yi ancak gazeteciler ve eski milletvekilleri temsil ediyor. Gazeteciler doğal olarak “Ben AK Parti’yi temsil etmiyorum” diyorlar, hatta yeri geldiğinde eleştiriyorlar.

        Eski milletvekilleri de artık “akademisyen veya gazeteci” sıfatıyla tanıtıyorlar kendilerini. Muhtemelen bununla ilgili de bir parti kararı var.

        Ömer Çelik ve Numan Kurtulmuş arada çıkıp açıklamalar yapmasa, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve görevdeki bakanlar dışında hiç bir AK Partilinin sesini duymayacağız.

        Eskiden iki grup başkanvekili Emin Akbaşoğlu ve Cahit Özkan konuşurdu, onlar da üst üste kırdıkları potlardan sonra kenara çekildi.

        Bu arada siyasette konuşmak da artık tek bir amaçla yapılıyor; “Rakibine çakmak”.

        Özellikle sosyal medya, reel siyaset üzerine analiz yapmanın gereksiz görüldüğü, en sert çakanın en büyük alkışı aldığı bir deliler kampına dönüştü.

        Birikimli ve toplumda karşılığı olan isimler geri çekildi.

        Bugün hala birinci parti olma vasfını sürdürse de en çok tepki çeken ve en çok oy kaybına uğrayan AK Parti’nin kritik bir seçime giderken bu kadar kendi içine çekilme lüksü var mı?

        Demek ki Sarıgül'ün tiktok videoları işe yarıyormuş

        Demek ki Sarıgül'ün tiktok videoları işe yarıyormuş
        0:00 / 0:00

        ORC Araştırma yeni bir anket yapıp 45 ilde 4620 kişiye “En sevdiğiniz/samimi bulduğunuz muhalefet lideri hangisi?” diye sormuş.

        Anket sonuçlarına göre yüzde 44,9 oranla Akşener en sevilen ve samimi bulunan muhalif lider olurken CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 40,6'lık oranla ikinci sıraya yerleşmiş.

        Üçüncü sırada yüzde 21,4 oranla eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, yer almış. Demirtaş'ı yüzde 19,2 ile DEVA Partisi lideri Ali Babacan ve takip etmiş.

        Buraya kadar her şey normal ama

        5. sıradaki ismi görünce gözlerime inanamadım.

        Ne Muharrem İnce ne Davutoğlu ne Karamollaoğlu…

        Son dönemde çektiği tuhaf ötesi TikTok videolarıyla kendi başına bir şakaya dönüşen Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül bu isimlerin önünde çıkmış!

        Demek ki hakikaten reklamın iyisi kötüsü yokmuş, asıl olan gündemde kalabilmekmiş.

        Tiye aldığımız o deli dolu davranışları vatandaşa sempatik geliyormuş!

        Diğer Yazılar